Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kral FM canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu
10 Nisan 2017 , Pazartesi 22:06
"Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı'nda VIP'teki görüntüleri kameralara takıldı." diyen Erdoğan, "Darbecilerle temasta bulunuyorlar. Hadi sen gidebilirsin diye ona yol veriyorlar. Oradan Bakırköy İlçe Başkanı'nın evine gidiyor. Oturduğu koltuk kontrollü bir koltuktur. Oradaya kasetle geldi, kasetle gidecek. Dürüst değildir bu adam. 7 Ağustos'ta Yenikapı buluşması yapıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'yi davet edin diyorum. Havalimanında darbecilerle iletişim kurduğunu bilseydim davet etmezdim." diye konuştu.
KASETLE GELDİ, KASETLE GİDİCİ
Kılıçdaroğlu’nun darbe girişimi gecesi Atatürk Havalimanı’ndaki görüntülerinin ortaya çıktığını belirten Erdoğan, “Tankların yanına Kılıçdaroğlu’nu alan araba geliyor, ışıldaklarıyla filan, özel. Tanklardaki ve onların yanındakilerle görüşmeler yapıyor. Ondan sonra onlar çıkıp Bakırköy Belediye Başkanlığı'na geliyor. Teması söz konusu. Onlarla o görüşmeyi yapıyor ve görüşmeden sonra oradan ayrılıyor. Demek ki danışıklı dövüş. Kontrollü bir danışıklı dövüşü kimlerle yaptığının en güzel ifadesi. Çünkü oturduğu koltuk, kontrollü bir koltuk. Oraya kasetle geldi, kasetle de gidicidir. Kalıcı değil. Dürüst değil bu adam” diye konuştu.
Yenikapı buluşmasına değinen Cumhurbaşkanı, bu teması bilse Kemal Kılıçdaroğlu’nu davet etmeyeceğini belirterek, “Kesinlikle davet etmezdim. Darbecilerle anlaşmış olan birini nasıl davet ederim?" diye konuştu.
HAYIRCILAR DERS ÇALIŞMIYOR
Hayırcılar ders çalışmıyor. Şu işin gündeminde yemin metni yok. Cumhurbaşkanı ile başbakanı birleştirdiğinde ne fark edecek? Cumhurbaşkanı ülkede hizmette başarılı olursa halk tarafından sevilecektir. Halkın sevmesi durumunda beş artı beş şeklinde olacak. Fesih yetkisi söz konusu değil. Yeniden seçim söz konusu. Yeniden seçimde parlamento buna uyarsa olur.
Cumhurbaşkanı nasıl yargılanırsa aynı şey kabine üyeleri için de geçerlidir. Çoğunluklar meclisten geçtiği anda onlar da Anayasa Mahkemesi yani Yüce Divan'a hepsi gider. Yalanlara cevağ yetiştirmek mümkün değil. Geçmişte kendileriyle ilgili yaşadığımız şeyler var. Her şey bir hukuk devleti içerisinde yasalarla devam ediyor. Rastgele yoldan geçenleri hakim-savcı yapmıyorsunuz.
HAYIR DİYEN TERÖRİSTTİR DEMEDİM
Ben daha önceden de hayır diyenler terörist demedim. Hayır diyenlere bir çağrıda bulunuyorum, hayır diyenleri anlayışla karşılarım dedim. Ancak şu anda hayır'ı kim savunuyor; Kandil hayır diyor mu? Diyor. Bölücü başı İmralı'dan hayırı savunuyor mu? Savunuyor. Pensilvanya hayır diyor mu? Diyor. Ben de söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana arkadaşını diyorum. Bu adamların Türkiye ile ilgili gördükleri hayırlı bir rüya yok.
İKİNCİ KÖPRÜ İÇİN HAYIR DEDİLER
Birinci köprü yapılırken o zamanın komünistleri kıyameti kopardılar. İkinci köprü için hayır dediler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne karşı çıktılar. Marmaray'a, Avrasya tüneline hayır dediler. Biz de bu kadar güzel şeylere karşı olanlarla bir olma diyoruz."
ÜLKE BATSIN AMA ERDOĞAN OLMASIN
"Zaman zaman diyorlar ki: 'Tayyip Erdoğan yapacaksa, AK Parti yapacaksa biz sürünmeye razıyız. Ülke batsın ama bunlardan kurtulalım.' Bu zihniyeti nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bu zihniyet, değerlendirmeye tabii bir zihniyet değil ki." yanıtını verdi.
"Ülkesinin batmasını kalkıp da böyle bir yanlış mantıkla izah edenlere ne denebilir ki?" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlar tam kör. 'Ülke batsın ama Erdoğan olmasın.' Bu, ne menem bir yaklaşım? Bunun insani bir yanı, vicdani bir yanı olur mu? Ülkesinin batmasını istiyor ama tüm millete, tüm vatana hizmet edenin de yok olmasını istiyor. Bu, tamamen faşizan bir mantığın tezahürüdür. Bu faşizan baskılara, bu faşizan anlayışlara bu ülkeyi asla terk edemeyiz,
Zaten bunlardan bu ülkeyi zor temizledik. Tekrar bunu yaşamak mümkün değil. Bunları ancak açarız ellerimizi, 'Allah bunları ıslah etsin.' deriz. Onun için ne diyoruz ikide bir? 'Milli irade'. Bunlar bir de üstelik 'Biz Atatürk'ün partisiyiz, biz Atatürkçüyüz.' diyorlar. Peki Atatürk ne diyor? 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.' diyor. Niye millete saygınız yok? Hem böyle diyeceksin hem millete saygın olmayacak. Seversin, sevmezsin. Bu millete efendilik yoktur. Bu millete hizmetkarlık vardır. Biz, bu milletin efendisi olmadık, bugüne kadar hep hizmetkarı olduk. "
BEN KENDİME SİSTEM İSTEMİYORUM
"Kılıçdaroğlu diyor ki: 'Bu yetkileri, 18 maddelik anayasa geçsin, tamam. Sayın Erdoğan var olduğu sürece kullansın, ondan sonra geri devretsin. Biz Sayın Erdoğan'ın bu yetkileri kullanmasına karşı değiliz. Kendisi kullanabilir ama kendisinden sonra bu yetkileri devretsin.' gibi açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu yöneltilen Erdoğan, "Bu, bir defa anayasal bir sistemde, bir hukuk devletinde çok saçma sapan." dedi.
"Sizden o da memnun galiba anladığım kadarıyla." şeklindeki değerlendirme üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Memnun olur veya olmaz, o ayrı bir konu da bu teklif bir defa saçma sapan bir teklif. Ben Tayyip Erdoğan olarak kendime bir sistem istemiyorum ki benim böyle bir derdim yok. 'Bu ülkenin geleceğini kurtaracak bir sistemi inşa edelim.' diyorum. Niye? Ben faniyim, ben baki değilim ki ama sistemler bakidir. Bizim derdimiz burada bu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun öyle lafları var ki ne ipe gelir, ne sapa gelir. İki de bir mesela tek adamlıktan bahsediyor. İki de bir tarafsız olmaktan bahsediyor. Mesela hem parti genel başkanı hem cumhurbaşkanı olmak, bunun doğru olmadığından, nasıl tarafsız olacak, bunlardan bahsediyor. Şimdi bunlardan bahseden bir kişiye ben ancak şunu söylerim."
Haberin Devamı