Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ne o askeri yığınaklar, ne o siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez. Bu yanlış adımlar Yunanistan'ı her anlamda batağa sürüklemeye kafi gelir. Netice itibari ile her alanda yakından takip etmeyi sürdürdüğümüz Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini elimizdeki tüm imkanları kullanarak savunmaktan geri kalmayız" dedi.
İHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından Millete Sesleniş Konuşmasını gerçekleştirdi. Son kabine toplantısından bu yana geçen 3 haftalık süreçte çalışmalarına aralıksız devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süre içinde gerçekleştirdiği programlara yönelik bilgiler verdi.
Cumhuriyet tarihinin en büyük konut projesinin ilk temelinin 25 Ekim’de atılacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz 20 yılda 1 milyon 170 bin konutu inşa etmiş bir hükümet olarak bu projeyi söz verdiğimiz şekilde hayata geçirmekte kararlıyız. Milletimiz sosyal konut kampanyamıza çok büyük teveccüh göstermiştir. Özel kontenjanlar ayırdığımız 'İlk evim İlk işyerim' kampanyasının hayırlı olmasını diliyorum. Hükümetimizle eser ve hizmette yarışamayanların yalan, yanlış ve iftira üzerine kurdukları hezeyanlarıyla ilk günden itibaren kampanyamızı karalamaya çalışmalarını üzüntü ile takip ediyoruz. Biz 20 yılda eser ve hizmette yarışacağımız bir muhalefet özlemi çektik. Görünüşe göre uzunca bir süre aynı arayışı sürdüreceğiz" dedi.
Öğrencilerin yurt taleplerini karşılayacak yeni adımları devreye aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt kapasitesinin 850 bin yatağa çıkarıldığını kaydetti. Hiçbir gencin barınma sorunu yüzünden eğitimden mahrum kalmamasının gayreti içinde olduklarını ifade etti. Erdoğan, yurtlara yerleştirme seviyesinin yüzde 90 seviyelerine çıktığını söyledi. Artan kapasite sayesinde ilk yerleştirmede yüzde 80'lik talep karşılamanın yakalandığını hatırlatan Erdoğan, "Barınma sorununu siyasi istismar haline getirmeye çalışanların dünyadan da Türkiye’den de haberleri olmadığı açıktır. Kredi ve burs uygulamasında Türkiye dünyanın en ileri sosyal devlet uygulamasına sahip ülkesidir" açıklamasında bulundu.
"Yükseköğrenim yurtlarımızda kalan öğrencilerimize vermiş olduğumuz beslenme yardımını günlük 25 TL’den 60 TL’ye çıkartıyoruz"
Kredi ödemelerinin sadece ana para üzerinden yapılabilmesine geçmişteki borçların silinmesine yönelik düzenlemenin ekim ayında meclis gündemine geleceğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Üniversite öğrencilerimize bir müjde vermek istiyorum; Ek yerleştirmelerin devam ettiği ve fiyatlarını değiştirmediğimiz yükseköğrenim yurtlarımızda kalan öğrencilerimize vermiş olduğumuz beslenme yardımını günlük 25 TL’den 60 TL’ye çıkartıyoruz. Böylece, beslenme yardımını iki buçuk katlık bir artışla aylık bin 800 liraya yükseltiyoruz."
Geçtiğimiz hafta sonu Sakarya’da gerçekleştirdiği programla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle gençlerimizle gerçekleştirdiğimiz buluşmada onların haklarına, özgürlüklerine, geleceklerine sahip çıkma iradelerini 2023’te sandıkta gösterme konusundaki kararlılıklarını görmekten memnuniyet duydum. Birileri sabah akşam evlatlarımıza sadece umutsuzluk aşılarken biz, gençlerimize güvenmeye onları her alanda desteklemeye devam ediyoruz" diye konuştu.
"Her iki tarafla diyaloğumuzu sürdürerek tahıl sevkiyatından esir takasına kadar pek çok diplomatik başarıya imza attık"
Dünyanın, ekonomik krizden savaşlara kadar pek çok sınamayla karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, mekanizmaları oluşturma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda artık herkesin takdir ettiği birikime ve dirayete sahibiz. 8- 9 yıldır kesintisiz yaşadığımız saldırılar, oyunlar, önümüze kurulan tuzaklar bizi böyle bir erken uyarı sistemi oluşturmaya ve etkin şekilde çalışmaya mecbur bırakmıştır. Salgınla başlayıp Ukrayna- Rusya savaşı ile süren küresel krizler döneminde, gelişmiş ülkeler bile ne yapacaklarını bilemez şekilde savrulurken biz hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürebildik. Asla paniğe ve korkuya kapılmadan son asrın en büyük salgın kriziyle mücadelede kendi özgün programımızı uyguladık. Her iki tarafla diyaloğumuzu sürdürerek tahıl sevkiyatından esir takasına kadar pek çok diplomatik başarıya imza attık" açıklamasında bulundu.
"Hükümet olarak iç siyasette olduğu gibi dış politikada da dayatmaları kabul etmiyoruz"
Şu an 5 milyon tonun üzerinde tahıl ihracatının gerçekleştirildiğini açıklayan Erdoğan, "Ülkemizi ısrarla bölgesel ve küresel karar alma mekanizmaları dışında bırakmaya çalışanlara rağmen her sürecin itibarlı, güvenilir, diyalogları kolaylaştırıcı ve sorunlara çözüm geliştirici başat aktörü olduk. Ülkemizi kendi çıkarlarının bekçisi olarak görenler, yeni durumdan rahatsız olsalar da biz süreci Türkiye merkezli olarak yürütüyoruz. Hükümet olarak iç siyasette olduğu gibi dış politikada dayatmaları kabul etmiyoruz. Türkiye'nin kazanımlarını daha ileri taşımak için stratejik konumuza uygun şekilde ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Ne Batı için Doğu'ya sırtımızı dönüyor ne de kuzey ülkeleri ile bağlarımızı güçlendirirken Orta Doğu ve Afrika'yı ihmal ediyoruz. Bir ayağımızı ülkemize sabitlerken diğeri ile de bölgemizden başlayarak tüm dünyayı kuşatıyoruz. Kadim bağlarımız olan Balkanların güvenli ve huzurunu kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz. Kritik bir dönemde Bosna Hersek , Sırbistan ve Hırvatistan'a yapıtımız ziyaretler hem ilişkilerimizin ilerletilmesi hem istikrar ortamının korunması açısından faydalı sonuçlar doğurmuştur" dedi.
"Rusya-Ukrayna krizi başta olmak üzere uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşmelerimizi tüm dünyaya anlattım"
Özbekistan ve Amerika ziyaretleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Erdoğan, ziyaretlerin Türkiye'nin genişleyen dış politika vizyonunu ortaya koyduğunu kaydetti. Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın daveti üzerine katıldı zirvede verimli görüşmeler gerçekleştirdiğini bildiren Erdoğan, "BM'ye yönelik, Covid salgını sebebi ile 2 yıl sonra ilk kez yüz yüze yapılan genel kurul görüşmeleri bizim açımızdan son derece yoğun, verimli ve bereketliydi. Amerika’daki vatandaşlarımızdan Türk sivil toplum kuruluş temsilcilerine ve farklı kesimden insanlarımızla bir araya gelerek hasret giderdik. Ülke siyasetinin önde gelene isimleriyle kapsamlı ziyaretler gerçekleştirdik. BM bünyesindeki eğitimin dönüştürülmesi zirvesinde Türkiye’de son 20 senede eğitim öğretimde yaşanan gelişmeleri ve gelecek vizyonumuzu liderlerle paylaştık. Genel kurula görüşmelerin ilk gününde hitap ettim. Buradaki konuşmamızda Rusya- Ukrayna krizi başta olmak üzere uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşmelerimizi tüm dünyaya anlattım. Göç krizinden tahıl sevkiyatına kadar pek çok örnekle Türkiye'nin bölgesinde ve ve dünyada oynadığı arabulucu rolüne dikkat çektik. Terörle mücadeleden Doğu Akdeniz ve Ege’deki gelişmelere, ekonomik dengesizlikten, BM yönetim yapısına uzanan çok geniş bir yelpazede ülkemizin yaklaşımlarını açık yüreklilikle dile getirdik. Yaptığımız toplantılar ve ikili temaslarda özellikle Rusya ile Ukrayna arasında barışı tesis etmeye yönelik gayretlerimizin takdirle karşılandığını müşahede ettik" ifadelerini kullandı.
"Hedefimiz iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan bu savaşı sonlandırmaktır"
Ziyaret vesilesi ile ikili görüşmeler de gerçekleştiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir çok liderle bir araya geldiğini anımsatarak, "Muhataplarımızın hemen hepsi ülkemizle işbirliğini güçlendirmeye hazır olduklarını söyledi. Tahıl koridorunun açılmasıyla yakalanan diplomatik başarının esir takasıyla devam ettirilmesi ülkemiz adına gurur verici bir gelişme olmuştur. Türkiye'nin bu konuda gösterdiği gayret ve üstlendiği sorumluluklar işin zorluğunu bilenlerin gerçekten takdirle karşıladığı seviyededir. Çabalarımıza verdikleri destek için Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’e buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Hedefimiz iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan bu savaşı sonlandırmaktır" dedi.
"Yunanistan'ın her tarafı buram buram tahrik ve provokasyon kokan politikalarını ibretle takip ediyoruz"
"Biz dünyada savaşları, gerilimleri, krizleri sonlandırmak için samimi gayret sarf ederken komşumuz Yunanistan'ın her tarafı buram buram tahrik ve provokasyon kokan politikalarını ibretle takip ediyoruz" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yunanistan bizim ne siyasi, ne askeri ne ekonomik olarak muhatabımız da dengimiz de değildir, olamaz. Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl niyetlerinin, ülkemizin vaktini, enerjini, dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası programımızı engellemek olduğunu biliyoruz. Bu hem Yunan siyasetçiler, hem Yunan halkı, hem de onları kukla gibi kullananlar bakımından tehlikeli bir oyundur. Geçtiğimiz ağustos ayında 100. yıldönümünü kutladığımız zaferlerinin Yunan halkına ve yöneticilerine ödettiği bedelleri hatırlatmakta fayda görüyorum. Kısır siyasi hesapları uğruna ülkesini siyasi, askeri ve ekonomik olarak işgale uğratan Yunan yöneticiler bunun hesabını er geç en başta kendi halkına vermek mecburiyetine vermek mecburiyetinde kalacaktır. Türk askerinin süngüsünün önünden kaçtığı günleri unutturmaya çalışıp bebekleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları hunharca öldürdüğü katliamları zafer günü olarak kutlayanlar henüz tarih önünde bunların hesabını vermediler. Aynı zihniyetin bugün Akdeniz’de Ege’de botlarını batırarak, her şeylerini soyup dışarı atarak ölüme terk ettiği, katlettiği çocukların ve tüm masumların hesabı da elbet bir gün sorulacaktır. Birilerinin etekleri altına saklanarak özgürlük de olmaz, kalkınma da olmaz, onurlu duruş da sergilenemez. Yunanistan’ın dört bir yanına yapılan işgal görünümlü yabancı askeri yığınaklar bizi değil asıl yunan halkını rahatsız etmelidir. Yunanistan'ın gelecek çeyrek asrını ipotek altına alan, bedeli mutlaka ödetilecek ekonomik ve siyasi angajmanlar bizi değil asıl Yunan halkını tehdit etmektedir. Türkiye olarak biz bu filmi geçmişte seyrettik, çözdük o defteri kapattık. Kendimize yeni bir yol çizdik. Yunanistan’ın şimdi göz göre göre benzer bir felakete sürüklenmesinden bir komşu sıfatıyla samimiyetle üzüntü duyuyoruz."
"Ne o askeri yığınaklar, ne o siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez"
Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak için elindeki imkanları kullanmaktan geri kalmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne o askeri yığınaklar, ne o siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez. Bu yanlış adımlar Yunanistan'ı her anlamda batağa sürüklemeye kafi gelir. Netice itibari ile her alanda yakından takip etmeyi sürdürdüğümüz Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini elimizdeki tüm imkanları kullanarak savunmaktan geri kalmayız. Her alanda yakından takip etmeyi sürdürdüğümüz Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini elimizdeki tüm imkanları kullanarak savunmaktan geri kalmayız, bu da iyi biline. Bunu yaparken kendi siyasi ve ekonomik hedeflerimizden, kendi kalkınma programlarımızdan zerre kadar taviz vermeyeceğimizi de açıkça belirtiyoruz" şeklinde konuştu.
"Londra’dan Çin’e kadar kesintisiz demiryoluyla gidilebiliyorsa ülkemizde inşa ettiğimiz demiryolları, köprüler, tüneller sayesindedir"
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasında 2053 vizyonunun güçlü bir şekilde oluşturmasında ulaştırma altyapısının büyük bir payı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün uyguladığımız yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomik programın üzerinde yükselttiğimiz cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomik programın üzerinde yükselttiğimiz altyapılardan biri de ulaştırmadır. Kara, hava, demir ve denizyollarındaki ulaştırma yatırımlarımızda sadece kendi insanlarımızın hayatlarını kolaylaştırmakla kalmayıp bu projelerle bölgemizin tamamının hızlı, konforlu, ekonomik bir şekilde buluşmasını sağlıyoruz. Londra’dan Çin’e kadar kesintisiz demiryoluyla gidilebiliyorsa ülkemizde inşa ettiğimiz demiryolları, köprüler, tüneller sayesindedir. Karadeniz kıyılarımızdan Asya ve Afrika derinliklerine kadar oluşturduğumuz lojistik hatlarımız sayesinde dünya tahıl krizi başta olmak üzere pek çok sorunun üstesinden gelebiliyor. İstanbul havalimanından neredeyse her dakika havalanan uçaklar sayesinde 3- 4 saatlik bir uçuşla dünya nüfusunun yarısına erişebiliyor. Pek çok sorunu çözmek için çalışırken bir de muhalefetin takoz koyma çabalarıyla uğraşmak zorunda kaldık. Bla istisna yaptığımız her projeyi engellemek için karalama kampanyalarını, söylenen yalanları, atılan iftiraları unutmadık. Hamdolsun geldiğimiz noktada milletimize söz verdiğimiz her projeyi yaptık. Çoğunu tamamlayıp hizmete açtık. Bir çoğunun inşasını hızla sürdürüyoruz."
"Feribotla 1 saati, yoğun vakitlerde araçla 1 buçuk saati bulan İzmit Körfez geçişini Osmangazi Köprüsü ile 5 dakikaya indirdik"
Türkiye'nin altyapı alanında çok önemli projeler hayata geçirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlardan biri de İzmir Körfez geçişini de içeren İstanbul, İzmir Otoyoludur. Feribotla 1 saati, yoğun vakitlerde araçla 1 buçuk saati bulan İzmit Körfez geçişini Osmangazi Köprüsü ile 5 dakikaya indirdik. İstanbul’dan İzmir’e de otoyoldan 7 buçuk saate gidilirken şimdi 3 buçuk saatte gidilebiliyor. Bu ayın ilk 22 gününde Osmangazi Köprüsü’nü günde ortalama Bay Kemal burayı iyi dinle 51 bin araç kullandı. Köprünün ve otoyolun araç garantisi oranı yüzde 116’ya yani garanti rakamının çok üstüne çıkmış durumdayız. Çanakkale Köprüsü ile iki kıta arasındaki geçişte yaşanan feribot çilesine son vererek 6 dakikada ulaşım sağlıyoruz" dedi.
"Adını niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz diyorlar. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz"
"İşte modern olmak bu, medeni olmak bu Bay Kemal, öyle ana muhalefetim demekle bir yere varamazsın" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Bu ayın ilk 22 gününde Çanakkale Köprüsü’nün günlük araç ortalaması 8 binin üzerine çıktı. Geçmişteki tecrübelerimiz bize milletimiz bu hizmetin konforuna alıştıkça araç geçiş sayısının her geçen gün aratacağına işaret ediyor. Giderdik, 24 saat beklerdik. Yavuz Sultan Selim Köprüsü boğaz araç geçiş trafiğine Kuzey Marmara Otoyolu da İstanbul trafiğine çok büyük rahatlama getirdi. Bu köprüde günlük araç geçişi 113 binin üzerine geçti. Hani ne diyorlardı. Ne gerek var. Bunlara ne gerek var. İşte bunlar geçmişin CHP’si. Adını niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz diyorlar. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz. Tarihimizle gurur duyuyoruz. Onlar tarih yazdılar, ondan sonra gelen büyüklerimiz Kanuni’si, Fatih Sultan Mehmed’i hepsi tarih yazdılar. Sultan Abdülhamit Han 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti. Gel gör ki şimdi utanmadan, sıkılmadan tarihçiyim diyenler maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar. Benzer bir tablo havalimanlarımız için de söz konusu. Artık ülkemizin dünyadaki en prestijli markalarından biri haline gelen İstanbul Havalimanı bu ayın ilk 22 günü toplam 30 970 uçuşla seyahat eden 5 milyondan fazla yolcuyu ağırladı. Mesele bu. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz bu eserlerle övüneceğiz. Sen ne yaptın, ne onu söyle. Öyle İstanbul’da gidip bir çeşmenin musluğunu çevirmekle açılış olmaz.
Bak bu kadar büyükşehir belediyeleri kazandınız. Bu büyükşehir belediyeleriniz ne yaptı ya. Bir yol yapmaktan acizsiniz. Yapamazsınız. Çünkü; medeni olmak başka bir şeydir. Gayri medeni olmak bambaşka bir şeydir. Yol medeniyettir, su medeniyettir diyoruz ama siz gelirken suyu çok ucuzlatacağınızı söylemiştiniz ama şimdi suya zam üstüne zam yapıyorsunuz. Ne oldu? Ben vatandaşlarıma bunu anlatmak istiyorum. İşte İstanbul’un belediye başkanı olduğum zaman sizler suyun ne anlama geldiğini gayet iyi biliyordunuz. Biz bütün bu işleri hallettik. Suyu gayet ucuz fiyata biz İstanbul halkına verdik. 94’te. Bizden önce yine CHP vardı ama onlarla maalesef suyu bulmak hak getire" açıklamasında bulundu.
"Şu anda Sabiha Gökçen’den aynı dönemde 13 bin 200 uçuş 2, 2 milyon yolcuyla o da bu kervana katıldı"
Türkiye'nin şu anda dünya ile yarıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sabiha Gökçen, Bay Kemal televizyon televizyon dolaşıyordu. Sabiha Gökçen için ‘ne gerek var, ihtiyacımız yok’ diyordu. Şu anda Sabiha Gökçen’den aynı dönemde 13 bin 200 uçuş 2, 2 milyon yolcuyla o da bu kervana katıldı. Anlamaz bunlar, sevgili vatandaşlarıma sesleniyorum. Biz şimdi ikinci pistimizi de yapıyoruz. Mayıs’ta 2. pistimiz bitiyor. Yeni terminal binasını da yapacağız. Malezyalılar bırakın biz yapacağız diyorlar daha önce geri çekiliyordu. Burasının maşallahı var. Pist pırıl pırıl, inşallah mayısta bitiyor. Terminalin yapımı ile alakalı çalışmaların kararını vereceğiz. Malezyalılar ile ortak mı yaparız salt onlara mı bırakırız. Bütün bunlar hesap kitap işidir. Bay Kemal bu işlerden anlamazsın. Dünya havacılığı çok ciddi sorunlarla boğuşurken bizim havalimanlarımız rekordan rekora koşuyor. Kazdağı artık yangınlarla anılmasın istiyoruz. Buralardan araçlar, bu tünellerden rahatlıkla geçsin. Diyarbakır’da Güneybatı çevreyolunu tamamladık. Malatya Hekimhan Yolunu, hizmete almaya hazırlanıyoruz. Anlamaz bilmez bu işleri. Bol bol yalan söyler. Dürüstlük yok, üretim yok" dedi.
"Günlük 1,2 milyon yolcu kapasiteli Pendik-Sabiha Gökçen metro hattının inşasını nihayete erdirdik"
İstanbul’da Kadıköy-Pendik metro hattının devamı niteliğindeki 7,4 kilometre uzunluğa sahip günlük 1,2 milyon yolcu kapasiteli Pendik-Sabiha Gökçen metro hattının inşasını nihayete erdirdiklerini belirten Erdoğan, "Bu projeleri Ekim ayı içinde hizmete açmayı planlıyoruz. Bu eser ve hizmet Şöleni açılışını önümüzdeki Pazar günü 2 Ekim’de Pendik Sabiha Gökçen Metro hattı ile yapıyoruz. Ülkemize bugüne kadar 183 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapısı nasıl kazandırdıysak, inşallah 2053’e kadar 198 milyar dolarlık ilave ulaştırma ve altyapı yatırımlarıyla buluşturacağız. Diğer alanlardaki eserlerimizi milletimizin hizmetine vermeyi sürdürüyoruz" dedi.
Çarşamba günü ülkenin en büyük sağlık yatırımlarından biri olan Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışını yapacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ankara’nın ikinci dev şehir hastanesi. Şu anda tedaviler başladı. Çarşamba günü saat 14.00’de de resmi açılışını yapacağız. Ne kadar modern, muhteşem bir şehir hastanesine başkentimize kazandırdığımızı göreceksiniz. Ülkemizdeki hafta sonu ülke genelindeki cemevlerinin temel atma ve toplu açılış törenini gerçekleştireceğiz. MGK’dan dünya Göçebe oyunlarına, TBMM'nin yeni yasama yılı açılışıma tüm üniversitelerimizin akademik yıl açılışa kadar pek çok programla ülkemize hizmet ederek yolumuza devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Çiftçilerimiz geçmiş dönem elektrik borçlarını 5 yıla varan vade ile faizsiz geri ödeme ile kapatabilecek"
Çiftçilerle ilgili bir müjdeyi paylaşan Erdoğan, “Çiftçilerimizin en önemli gider kalemleri arasında yer alan elektrik faturalarındaki KDV oranları mart ayında yüzde 18’den 8’e düşürerek üreticilerimize yıllık 3 milyar lira destek sağlamıştık. Tarımsal sulamada kullanılacak güneş enerjisi santrallerinin kurulumunu teşvik ederek hem kendi ihtiyaçlarını karşılamanın hem de üretim fazlasını ulusal sisteme satabilmelerinin yolunu açmıştık. Bundan sonra elektrik faturaları aylık ödenmek yerine hasat sonunda yani ürünler satılıp gelir elde edildiğinde ödenebilecek. Ziraat Bankamız bu imkandan yararlanmak isteyen çiftçilerimizin elektrik borçları için açacağı faizsiz kredinin tahsilini hasat dönemi sonunda yapacak maliyetinin bedelini de hazineden alacak. Ayrıca çiftçilerimizin önceki dönemlerden kalan elektrik borçları için de yine Ziraat bankası vasıtasıyla kolaylık getiriyoruz. Çiftçilerimiz geçmiş dönem elektrik borçlarını 5 yıla varan vade ile faizsiz geri ödeme ile kapatabilecek. Önceki dönem borçlarının gecikme faizi uygulanmadan hatta anaparanın bir kısmından feragatle tahsili hususunda mutabakata varıldı. Amacımız çiftçilerimizin üretim şevkini artırarak gıda fiyatlarındaki dengesiz yükselişlerin önüne geçmektir. Enerji maliyetleri ile ilgili bu kolaylıkların hayırlı olmasını diliyorum. Çalışanlara nakden ödenen yemek ücretinin vergi istinasını 51 liraya çıkartan ve nakdi ödemeyi aynı kapsama alan, yine çalışanlara ödenen elektrik ev doğalgaz desteklerinin bin liraya kadar olan kısmına vergi muafiyeti getiren yurt dışındaki inşaat projelerinde çalıştırılan işçilere ödenen ücretleri gelir vergisinden istisna tutan bu üç düzenlemenin hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
"Türkiye Aile Destek Programımızın kapsamını genişletiyoruz. Bütçesini de 25 milyar lira ilave ile 40 milyar liraya yükseltiyoruz"
"Sosyal yardım alan vatandaşlarımız için yardım programları 2022’de ayırdığımız bütçeyi 6 milyar liradan 11 buçuk milyar liraya çıkarmıştık" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede prefabrik ev yapımı yardımını 40 bin liradan 150 bin liraya, betonarme ev yapım yardımını 70 bin den, 200 bin liraya, ev onarım yardımını; 25 bin liradan 75 bin liraya, öksüz yetim yardımını 300 liradan 600 liraya, eşi vefat eden kadınlara yapılan yardımı 500 liradan bin liraya, çoklu doğum yapan muhtaç aile desteğini 215 liradan 400 liraya, şartlı sağlık yardımını 55 liradan 100 liraya yükselttik. Biz sosyal desteklerin sadece yoksullara değil hak ve ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımıza verildiği bir anlayışla sistemi sürekli geliştiriyoruz. Doğalgaz tüketim desteği şubat ayından itibaren başvuruları alınmaya başlanan bu desteğin ilk ödemelerini 311 bin haneye yapmıştık. Yeni başvuru döneminde ev sahipleri yanında kiracıları da doğalgaz desteği kapsamına aldık. Destek tutarını hane başı 900 lirayla, 2 bin 500 lira arasında olacak şekilde artırdık. Doğalgaz desteği alma hakkı olup kronik hastası ve ya yaşam destek cihazı bulunan hanelere yapılan ödemeye yüzde 5 ilave edilecektir. Bu dönemde 3 milyar liralık doğalgaz desteği vererek vatandaşlarımızı karda kışta sıcak bir yuvanın huzuruna kavuşturmakta kararlıyız. Başarıyla süren 15 milyar lira bütçeye sahip. Türkiye Aile Destek Programımızın kapsamını genişletiyoruz. Bütçesini de 25 milyar lira ilave ile 40 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece bu programı ülkemizdeki toplam hane sayısını yaklaşık 10’da birine ulaştıracak etkinliğe kavurturmuş oluyoruz. Sosyal yardım sistemimize kayıtlı hanelerde yaşayan çocuklarımız için ilave destekler getiriyoruz. Elektrik tüketim desteğinden, Türkiye Aile Desteği programına dahil olan aileler de yararlanabilecek. Program kapsamındaki insanlarımızın bireysel ihtiyaçları için faydalandıkları yardımı artık hane geliri hesabına dahil etmiyoruz. Türkiye kazandıkça, milletimiz de kazanacak, milletimiz kazandıkça, devletimiz de güçlenecek. Sosyal devlet ilkesiyle ülkemizin sahip olduğu refahı toplumun tüm kesimleriyle paylaşacak programı daha etkin şekilde uygulamaya devam edeceğiz."