Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziosmanpaşa'da Kentsel Dönüşüm Projeleri Anahtar Teslim ve Temel Atma Töreni'nde yaptığı açıklamada Millet İttifakı'na seslenerek, "7’li masa Karadeniz gazı için ‘hani nerede’ diyordu. Bunların gözü var ama görmez" ifadelerini kullandı. İstanbul için müjdeleri peş peşe açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşüme girecek konutlar için maliyetin yarısını devletin ödeyeceği "Yarısı Bizden" kampanyasını duyurdu. Öte yandan Erdoğan, İstanbul'daki kira yardım miktarının 3500 liradan 5250 liraya yükseldiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziosmanpaşa Meydanı'nda gerçekleşen Kentsel Dönüşüm Projeleri Anahtar Teslim ve Temel Atma Töreni'ne katıldı. Proje kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ ve Gaziosmanpaşa Belediyesi iş birliğiyle kentsel dönüşüm kapsamında yapımı tamamlanan 2 bin 865 konut ve 177 dükkanın anahtar teslimleri, toplamda bin 862 konut ve 48 dükkanın yer alacağı 4 farklı kentsel dönüşüm projesinin temel atma töreni gerçekleştirildi. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşümle ilgili yeni müjdeler açıkladı.
BUNLARA BİZ NASIL OLDU DA BU MASALARI TESLİM ETTİK
Burada doğal gaz müjdesini paylaşarak erken bayram yaşadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün kentsel dönüşüm müjdelerimizle iki bayramı bir arada yaşayacağız. Bu 7'li masa, Karadeniz gazı için ne diyordu? Hani nerede? Öyle diyorlar mıydı? Bebecan diye birisi var, o ne diyordu, hani nerede? Yahu, Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna burada denizin altına doğalgaz boruları yerleştirildi. Bunu da görmedin mi? Doğal gaz ne zamandan beri Filyos'ta yanıyor, görmedin mi? Bunların gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpleri var mühürlü. Ya bunlara biz nasıl oldu da bu masaları teslim ettik. Birisini nasıl başbakan yaptık, birisini nasıl oldu da devlet bakanı yaptık. İstifa ederken geldi bizden neler, neler, neler söyledi. Öbürü veda konuşması yaparken neler, neler söyledi. Asıl bunlara ihanetlerinin bedelini 14 Mayıs'ta ödetmeye hazır mıyız? Bunları siyasi mevta olarak gömmeye hazır mıyız? Öyleyse yapmamız gereken ney? Ana kademe çok çalışacağız. Kadın kolları çok çalışacağız, gençler çok çalışacağız. Durmak yok, durmak yok" ifadelerini kullandı.
YAPTIĞIMIZ İŞLERİN AMACI SIKINTILARI KÖKTEN ÇÖZMEKTİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi yarın deprem bölgesinde inşa edilen ilk köy konutlarının teslimiyle oradaki kardeşlerimizle iki bayramı bir arada kutlayacağız. Ardından, Gaziantep'te vatandaşlarımla bir araya geleceğiz. Eser ve hizmet şölenleriyle milletimize yaşattığımız bayramları önümüzdeki günlerde de sürdüreceğiz. Bizim gündemimizde, bu ülkeye ve millete dair her şey var. Son günlerde birileri sürekli millet kuru soğan alamıyor, et alamıyor, siz yol açılış, gemi açılışı yapıyorsunuz diyor. Milletimizin günlük hayatında bazı sıkıntılar olabilir, onlar bugünün işi değil. Küresel sağlık krizlerinin bölgemizdeki savaşların ve bunların dünya ekonomisine etkilerinin elbette bize de yansımaları olabilir. Aldığımız tedbirler ve verdiğimiz desteklerle bu etkileri en aza indirmenin gayreti içindeyiz. Bizim yaptığımız işlerin amacı bu sıkıntıları kökten çözmektir. Ülkemizi ve milletimizi bu sıkıntılardan kalıcı olarak kurtarmanın yolu işte açılışını yaptığımız bu eserlerden, hizmetlerden yatırımlardan geçiyor. Biz İHA, SİHA, TCG Anadolu, Kızılelma derken sadece savunma sanayi ürünlerinden bahsetmiyoruz. Bizi asıl sevindiren bu ürünlerin gerisindeki teknoloji birikimidir. Teknoloji demek tasarımıyla, yazılımıyla, araştırma geliştirmesiyle, üretimiyle, ihracatıyla iş demektir. İstihdam demektir, gelecek demektir. Yıllarca başkalarının teknolojilerini hayran hayran seyretmek mecburiyetinde bıraktık. Bir toplu iğne üretemiyordu bu ülke. Şimdi, İHA'yı, SİHA'yı, Akıncı'yı, Kızılelma'yı, TCG Anadolu'yu üretiyoruz. Bu ürünlerle beraber dünyada teknolojide söz sahibi olduk. TOGG'umuza şu anda üretimde yetiştiremiyoruz. Gençlerimize bilgilerini, kabiliyetlerini, enerjilerini başka ülkelerin şirketlerinde değil kendi vatanlarında kullanabilme imkanlarını sağlıyoruz" ifadelerini kullandı.
SEN ÖNCE HASTANELERDE REHİNE OLARAK KALANLARIN HESABINI VER
Sağlık yatırımlarından da söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savaş Ay sağ olsaydı da, orada Bay Bay Kemal saf saf duruyor. O hastanelerin hali neydi? Okmeydanı SSK Hastanesi'nin hali neydi? Eğer hastanede ölüyorsa bir vatandaşımız orada rehine olarak kalıyordu. Bir ufak broşür hazırlamış, o broşürü şöyle inceledim. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor, rezalet. Sen önce bunların hesabını ver. Önce hastanelerde senin döneminde rehine olarak kalanların hesabını ver. Senin gidecek yerin yok ya. Benim vatandaşım o hastanede ölüp de rehine kalanların varisleri bunun hesaplarını ağır sorması lazım. Buna var mıyız? Sadece bununla kalmadık, ulaşımdan enerjide her alanda attığımız adımlarla her insanımızın hayat kalitesini yükseltiyor, hem yatırımla, istihdamla, üretimle ülkemizi büyütüyoruz. Depreminden yangınına, selinden heyelanına pek çok afet riskiyle karşı karşıya olan ülkemizde, alt yapısı ve konutlarıyla hızlı bir dönüşüm gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar 3,3 milyon konutu kentsel dönüşümle yenilerken, 1,2 milyon konutu da TOKİ eliyle inşa ettik. Özel sektörün de katkılarıyla bu alanda 20 yıl öncesine göre çok iyi seviyeye getirdik. Bunu yeterli görmüyoruz. İstanbul başta olmak üzere deprem riski yüksek yerlerdeki kentsel dönüşümü hızlandırıyoruz" ifadelerini kullandı.
GÖRECEKSİNİZ, ENFLASYON DA FAİZLE BERABER DÜŞECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enflasyonun yükselmesinde, fiyat artışlarında, ekonomik işleyişin tabi seyri haricinde birilerinin aç gözlülüğünün hatta alçaklığının payı varsa bunun da peşine düşeriz. Nitekim ilgili tüm kurumlarımıza bu konuda verdiğimiz çok açık talimat var. Vatandaşımızın ekmeğine göz dikenin, gözünün yaşına bakmayacaksınız. Söz konusu bu ülkenin ve milletin bekasıysa, kimse kusura bakmasın, gözümüz başka bir şey görmez. Türkiye'nin önündeki tüm engelleri nasıl birer birer kaldırdıysak, enflasyon meselesini de bu yıl sonuna kadar kontrol altına almış, önümüzdeki yıl tamamen çözmüş olacağız. Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece, faiz yükselemez. Faiz devamlı düşecektir. Amerika'da faiz yükselebilir, Avrupa'da yükselebilir ama Türkiye'de faiz düşecek. Göreceksiniz, enflasyon da faizle beraber düşecek. Türkiye Yüzyılı gibi tarihi bir vizyonu 3-5 karaborsacının hırsının kurbanı etmeyeceğiz. Nitekim, milletim 21 yıldır bize güvendi, inandı, hep arkamızda durdu. Ben aslında bu 7'li masanın etrafındakilerin faiz, enflasyon bu noktadaki düşünceleri nedir, bununla ilgilenmiyorum. Niye? Çünkü bunların bu konularda herhangi bir tavrı yok. Yok. Bu Bebecan şöyle demiş, hiç bakmayın. Bunlar faizcidir, bunlar enflasyonist bir ekonominin önderleridir. Hiç bunlara güvenilmez" dedi.
BAY BAY KEMAL'İN YANINDA OLANLAR YA HUYUNDA KAPACAK, YA SUYUNDAN KAPACAK
Erdoğan, "Bebecan'la Davos'tayız, o zaman IMF'nin başındaki zat da orada. Dedim ki siz taksitlerinizi alıyor musunuz? Alıyoruz, öyle dediler. Bizim iktidara gelişimizin ilk dönemi 2003 ve biz size bu taksitlerinizi ödeyeceğiz. O zaman IMF'ye olan borcumuz, 23 buçuk milyar dolardı. Merkez Bankamızın döviz rezervi de 27 buçuk milyar dolardı. Biz 2013'e kadar, IMF'ye bu borç taksitlerini ödedik, 2013'te bu işi bitirdik ve ondan sonra bir daha IMF Türkiye'nin kapısına uğramadı. Kimin kapısına uğradı? CHP'nin sözcüsü ve İP'in sözcüsü. Onlar ikisi otel lobilerinde IMF temsilcileriyle görüşme yaptılar. Ne dediler? Hükümetin bunlardan borç alması lazım. Biz ne dedik? Hayır almayacağız ve almadık. Ben o zaman IMF'nin başındaki zata ne dedim? Türkiye'yi ben idare ederim, siz buraya müdahale edemezsiniz. Taksitlerinizi alın, gidin. 2013, ödemeler bitti. O günden bugüne bizim artık IMF'le ilişkimiz kalmadı ve Merkez Bankası ne oldu? Merkez Bankamız da 27 buçuk milyar dolardan şu anda 122 milyar dolara kadar çıktı döviz rezervi. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar Merkez Bankası'nın döviz rezervini de çıkardık. Bebecan, hatırlıyorsun o günleri değil mi? Sen mi yönettin o işi? O işin kararını veren, son imzayı atan kimdi? Sen misin ben mi? Bunlar maalesef dürüst değil, yalanda bunların üzerine yok. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Ne olacak, Bay Bay Kemal'in yanında olanlar ya huyunda kapacak, ya suyundan kapacak" diye konuştu.
BUGÜNKÜ SIKINTILARIN ÜSTESİNDEN GELECEK OLAN DA YİNE BİZİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda da zaten artık 14 Mayıs onların siyasi mevta olmaya hazırlandıkları dönem. Bizler, o dik duruşumuz sebebiyle, hep bu mücadeleyi kazandık. Sayısız tuzağı bozduk. Yine bu sayede, birlikte ülkemize asırlık demokrasi ve kalkınma kazanımları sağladık. Biraz daha sabır ve 14 Mayıs'ta çok daha güçlü bir destek istiyorum. Buna var mıyız? Bu ülkenin ve insanlarının demokrasiden kalkınmaya, tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların da üstesinden gelecek olan da yine biziz. Şu anda Gaziosmanpaşa'daki bu muhteşem katılım bir şeyi gösteriyor. Ne diyorlar, sözümüz söz Reis, biz bu yoldan dönmeyiz diyorlar. Türkiye Yüzyılı başlıyor mu? Yüzyılın şafağının sökmesine ne kadar kaldı? Az kaldı. Yaşı yetenler kendileri hatırlar, yetmeyenler büyüklerinden duymuşlardır. Bundan 24 sene önce 17 Ağustos 1999 gününün ilk saatlerinde Marmara Bölgemiz 7,4 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. İstanbul'un yanı sıra Kocaeli, Yalova, Düzce'de ağır yıkımlar ve sayısı 17 bin 500'ü bulan can kayıpları yaşandı. Daha sonra çeşitli şehirlerimizde nispeten daha sınırlı depremler oldu. 6 Şubat'ta ardı ardına yaşadığımız depremler orada olanların ifadesiyle adeta birer küçük kıyamet gibiydi. Yaklaşık 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu depremler 311 bin binadaki 872 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale geldi. Vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Enkazlar bitiyor inşallah, öbür taraftan da kalıcı konutların yapımı süratle devam ediyor. Bazı şehir merkezlerimizdeki binaların yüzde 80'ine tekabül eden bu büyük yıkım, bize deprem gerçeğini bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Marmara Depremi'nin ardından ülkemizdeki dayanıksız yapıların yenilenmesi konusunda milletimizin güçlü talebi ortaya çıkmıştı. Hükümetlerimiz döneminde bu konuda gerek TOKİ konutlarıyla, kentsel dönüşüm projeleriyle, geçmişle mukayese edilemeyecek derecede hamd olsun önemli adımlar attık. Sadece dönüşüm ve sosyal konut projeleriyle 13 milyon insanımızın hayatına dokunduk ancak 6 Şubat'ta gördük ki deprem bizim hazırlıklarımızın bitmesini beklemiyor" dedi.
ÇOK DAHA BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM PROJESİ BAŞLATIYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün akşam verdiğimiz doğal gaz müjdemizden sonra İstanbul Gaziosmanpaşa'dan kentsel dönüşüm müjdemizi açıklıyoruz. Marmara Depreminin ardından ülkemizdeki dayanıksız yapıların yenilenmesi konusunda milletimizin güçlü bir talebi ortaya çıkmıştı. Hükümetlerimiz döneminde bu konuda, gerek TOKİ konutlarıyla, kentsel dönüşüm projeleriyle, gerek özel sektörün teşvik edilmesiyle geçmişle mukayese edilemeyecek kadar hızlı bir mesafe kat ettik. Sadece dönüşüm ve sosyal konut projeleriyle 13 milyon insanımızın hayatına dokunduk. Bir yandan deprem bölgesindeki şehirlerimizi 1 yıl içinde ayağa kaldıracak, çalışmaları özellikle yürütürken, diğer yandan da ülke genelinde yeni bir seferberlik başlatıyoruz. 1999 depreminin acıları hala taze olan İstanbul nüfus yoğunluğu ve stratejik önemi sebebiyle bu seferberlikte ilk sırada yer alıyor. İstanbul'un 39 ilçesinde 220 bin binadaki 1 buçuk milyon bağımsız bölüm, risk altındadır. Bizim dönüşümünü tamamladığımız 695 bin konuta çok acil olarak her yıl 300 bin yeni konut ilave etmemiz gerekiyor. Halen sahada dönüşümü süren 98 bin konut var. Daha önce Esenler'de 60 bin konutluk dönüşüm projesinin ilk etabını teslim etmiştik. Pazartesi günü 12 bin 418 konutluk bir proje olan yeni Fikirtepe'de ilk anahtar teslimlerini gerçekleştirdik. Bugün de Gaziosmanpaşa, Esenler, Başakşehir ilçelerimizdeki toplam 2 bin 410 konutun ve 49 dükkanın anahtarlarını hak sahiplerine veriyor. 2 bin 158 konutun ve 152 dükkanın da temelini atıyoruz. Konutların ve dükkanların hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum. 6 Şubat depremlerinin verdiği mesajı dikkate alarak çok daha büyük bir dönüşüm projesi başlatıyoruzö dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amacımız İstanbul'da her biri 500'er bin konuttan oluşan 3 ayrı projeyi hızla hayata geçirmektir. Birincisi Avrupa Yakası'ndaki rezerv alanlarımızda 500 bin konut yapmaktır. İkincisi Asya Yakası'ndaki rezerv alanlarımızda 500 bin konut yapmaktır. Üçüncüsü, buralara taşıyacağımız nüfusla epeyce seyrelteceğimiz mevcut yerleşim yerlerinde 500 bin konutu yerinde dönüştürmektir. Böylece 1 buçuk milyon yeni konutla en az 6 milyon İstanbulluyu güvenli yuvalara kavuşturmuş olacağız. Bina yoğunluğunu seyrelteceğimiz yerlerde, yeni yeşil alan, sosyal birimler toplanma alanları yapacak şehrin trafiğini de rahatlatacağız" ifadelerini kullandı.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YARISI BİZDEN KAMPANYASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temelini attığımız Esenler projesi rezerv alanlarımızdaki 100 bin konutluk dönüşümün ilk adımıdır. Bugünü İstanbul'da 100 yılın dönüşümünün başlangıç tarihi, miladı olarak görüyoruz. İki önemli adımla konutlarını dönüştürecek İstanbullu kardeşlerimize destek oluyoruz. Bugün sizlerle İstanbul'un şehircilik tarihinde yeni sayfa açacağına inandığımı iki müjdemizi paylaşacağız. İlk müjdemizin adı, kentsel dönüşümde yarısı bizden kampanyamızdır. Oturdukları evlerinin riskli yapı tespitini yaptıran vatandaşlarımızın ister yerinde ister rezerv alanda dönüşüme giren evlerinin maliyetinin yarısını devlet olarak biz karşılayacağız. Mesela, diyelim ki 100 metre kare büyüklüğünde iki oda bir salon evini yeniden yapmak isteyen vatandaşımızın önüne 1 buçuk milyon maliyet çıktı. Bunun 750 bin lirasını biz hibe olarak vereceğiz. Kalan 750 in lirasını vatandaşımız kendisi koyacak ve böylece hemen evini yenileyebilecek. Devletin karşılayacağı kısım 120 metrekare büyüklüğündeki üç oda bir salon ev için ise 1 milyon 800 bin liranın yarısına tekabül eden 900 bin liraya çıkacak. Vatandaşımızın kendi koyacağı kısım ise borçlanacaksa ona da çeşitli kolaylıklar sağlayacağız. Örneğin bu vatandaşımız yüzde 0,79 faizle, 10 yıl vadeli kredi kullanabilecek veya yüzde 10'u peşin kalanı 10 yıl vadeli olarak ÜFE, TÜFE memur maaş artış oranlarından düşük olanını aşmayacak düzeyde güncellenecek rakamlarla borcunu ödeyebilecek. Bu yöntemle yüzde 10'u peşin ödenen 750 bin liralık borçlanma için aylık taksit 5 bin 625 lira, 900 bin liralık borçlanma için aylık taksit 6 bin 750 lira düzeyinde gerçekleşecek. Cebinde hiç birikmiş parası olmayan vatandaşımız bile devletin vereceği katkıyla ve kendi payına düşen kısmı uygun şartlarda borçlanarak güvenli bir yuva sahibi olabilecek" dedi.
5 ADIMDA “YARISI BİZDEN” KAMPANYASI
- Mülk sahibi 26 Nisan – 29 Mayıs tarihleri arasında e-devlet üzerinden başvuru yapacak.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı uzmanları tarafından başvuruda bulunulan binanın ön incelemesi yapılacak ve keşif raporu hazırlanacak.
- Gönüllülük esasıyla anlaşma sağlanan bina için protokol hazırlanacak, proje aşamasına geçilecek.
- Ruhsat alma süreci başlayacak.
- Binanın boşaltılmasıyla TOKİ eliyle başlatılacak inşa süreci en geç 2 yıl içinde tamamlanacak, bu süreçte 10.500 TL taşınma ve aylık 5.250 TL kira yardımı yapılacak.
5 YIL İÇİNDE DEPREME DAYANIKSIZ BİNA BIRAKMAMAKTA KARARLIYIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bu dönüşümleri TOKİ güvencesi ve kalitesiyle gerçekleştirerek herhangi bir istismara veya tereddüte yer bırakmayacağız. Evini parsel bazında kendisi dönüştürmek isteyenlere de yine 0,74 faiz oranıyla 1 milyon 250 bin lira kredi kullanma imkanı sağlıyoruz. Vatandaşımız bilecek ki riskli binasını sağlam şekilde yeniden yapmak istiyorsa devleti hibesiyle, kredisiyle yanındadır. Kampanyayı, İstanbul'dan başlatıyoruz. Amacımız bu şekilde İstanbul'da dönüşüm ihtiyacı olan 1 buçuk milyon konuttan durumu acil olan 300 binini, 200 bini yerinde 100 bini rezerv alanlarda olacak şekilde 1 yılda tamamlamaktır. Takip eden yıllarda da aynı dönüşüm rakamını yakalayarak İstanbul'da 5 yıl içinde depreme dayanıksız bina bırakmamakta kararlıyız. Çarşamba günü başvuruları başlayacak kampanyanın detaylarını bakanlığımız ilan edecek. Kentsel dönüşümde yarısı bizden kampanyasının ülkemize, İstanbulumuza, hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
KİRA YARDIM TUTARINI 5 BİN 250 LİRAYA YÜKSELTİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İkinci müjdemiz, kira yardımlarıyla ilgili. İstanbul'da kira yardım tutarını, 3 bin 500 lirada 5 bin 250 liraya yükseltiyoruz. Kampanyamıza katılan vatandaşlarımız ister kira yardımından yararlanabilir, isterse uygun şartlı kredi kullanarak evini hızla yenileyebilir. Yeni kira yardımı rakamının da hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum. İlk Evim kapsamındaki 50 bin konutun, İlk Arsam kapsamındaki 50 bin arsanın da şimdiden hak sahiplerine hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Biz sadece eserlerimizle, yatırımlarımızla başarılarımızla konuşuruz. Kimsenin kökenine, inancına, meşrebine bakmadan herkesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin birinci sınıf vatandaşı olarak görür ve buna da böyle hizmet ederiz" ifadelerini kullandı.
BİRBİRLERİNE GÜVENEMEYENLER MİLLETİN KENDİSİNE GÜVENMESİNİ İSTİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kılıçdaroğlu'nun başında bulunduğu SSK'yı batırmak, genel başkanı olduğu partiye her seçimde kaybettirmek dışında bir vasfı var mı? Hadi geçmişte bir şey yapamadı diyelim bundan sonrasında dair vizyonuna bakın. Kılıçdaroğlu'nun ülkenin ve milletin geleceğine ilişkin gereken emek mahsulü, çalışılmış, altı dolu herhangi bir projesi var mı? O da yok. Çünkü bunların böyle bir gayeleri yok. 7 kişi bir masanın etrafında 1 yıl boyunca toplantı üstüne toplantı yaptılar, sonuçta orada kavga kıyamet dışında bir şey çıktı mı? Kılıçdaroğlu'nun aday olacağı 1 yıl önce de belliydi. Öyleyse bunca tiyatro niye oynandı? Çünkü orada kimsenin kimseye güveni yoktu. Daha birbirlerine güvenemeyenler, milletin kendisine güvenmesini ve ülkeyi teslim etmesini istiyor. Birbirlerine saç baş girdikleri yetmediği gibi bir de PKK'dan FETO'ya tüm terör örgütlerinin ülkemizle ilgili iştahlarını kabarttılar. Buradan CHP'ye ve ittifakı altında topladığı diğer partilere gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Siz kendinizin ve evladınızın geleceğini bu 7'li kavga masasına emanet eder misiniz? Buradan hangi partiye gönül vermiş olursa olsun, milletimin tamamına sesleniyorum. Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini kendi deyimleriyle bu kumar masasına emanet eder misiniz? Hanımlar, bakkala ekmek almak için göndermeye güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Beyler, atölyenizi, tezgahınızı 5 dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler, dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Çiftçi kardeşim, önüne 3 keçi katsanız akşama hepsini kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceği teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim, kendi müessesenizde, vasıfsız eleman olarak çalıştırmayacağınız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz?" diye konuştu.
KARADENİZ GAZINI HAZMEDEMİYORLAR, ÜCRETSİZ VERECEĞİZ, RAHATSIZ OLDULAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelin, 14 Mayıs'ta tercihimizi tüm tereddütlerimizi bir kenara bırakıp, aklımızın ve vicdanımızın sesini dinleyerek yapalım. Emin olun bu ses size cumhur İttifakı diyecektir, Tayyip Erdoğan diyecektir. Kandil'le iş birliği yapan Bay Bay Kemal'e bu ülkeyi teslim edebilir misiniz? Milletimizin bu depremde gösterdiği dayanışma Türkiye Yüzyılı vizyonumuz için bize umut vermiştir, şevk vermiştir. İstanbul başta olmak üzere deprem riski altındaki tüm yerleşim yerlerimizi yeniden inşa ederek ülkemizi tüm tehditten kurtarmayı, yeni dönemdeki önceliklerimizin en başına yerleştirdik. Türkiye'nin siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri gücü arttıkça insanlarımız daha güvenli ve müreffeh bir hayata kavuşacaktır. Son hafta TCG Anadolu'yu İzmir'e göndersek nasıl olur? İyi olur değil mi? İzmir de istiyor. İnşallah TCG Anadolu nasıl ses getirdiyse, İHA'larımız nasıl ses getirdiyse, Akıncımız nasıl ses getirdiyse, Kızılelma nasıl ses getirdiyse TOGG nasıl ses getirdiyse attığımız her adımda bunlar hopluyorlar. Karadeniz gazını hazmedemiyorlar. Niye? Ücretsiz vereceğiz ya, rahatsız oldular. Gümbür gümbür, sandıkları patlatmaya yürüyeceğiz" dedi.