Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Tarım ve Orman Şurası'nda konuştu. Ziraat Bankası ile görüştüğünü söyleyen Erdoğan, çiftçilere alışmışın dışında bir kredi sağlanacağının müjdesini verdi. Erdoğan ayrıca "Son 1,5 yılda zorunlu olmadıkça et ithalatı yaptırmadık. Besilik hayvan için kasım ayıyla beraber yeni ithalat müracaatı almıyoruz. Buna 2020'de de devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Ülkemiz tarım ve ormancılığını ilerletmek için şurada görüşler bildirildi. 3. Tarım ve Orman Şurası en geniş katılımlı şura olarak kayıtlara geçti.
Bizim için değişmez hüküm her işinizde istişare ederiz. Bin bilsen de bir bilene danış ilkesiyle hareket ettik. Şurada alınan kararlar, bu millet evinde sizlerle bu çalışmayı yapmak, geleceğimiz için en önemli adımdır.
Elbette karar almak önemlidir. Uygulamaya geçmeyen her karar havada kalmaya mahkumdur.
"Dün akşam Ziraat Bankası ile görüştüm"
Gerek süt gerekse et mamüllerinde atılacak adamlarda çok önemli sınavlar veriyorsunuz. Dün akşam Ziraat Bankası ile görüştüm. Ziraat Bankamız çiftçiyle kredide alışmışın dışında bir dayanışmayı sürdürecek. Hayvan ithali yapmayalım istiyoruz. Bu konuda atılmış çok önemli kararlarımız var. İnşallah Anadolu, ana olarak görevini yerine getirecektir.
Dünyamız iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan ilerleme sonucunda çok büyük bir dönüşüm geçiriyor. Hayatımızın her alanında teknoloji devriminin olumlu veya olumsuz yansımalarına şahit oluyoruz. 15-20 yıl öncesine kadar üzerinde yeterince durmadığımız iklim değişikliği, obezite, göç, gelir adaletsizliği, kuraklık ve küresel ısınma gibi birçok mesele, bugün artık insanlığın ana gündem maddeleri haline geldi.
Coğrafi konumu veya gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, dünyadaki tüm ülkelerin bir şekilde bu sorunlarla yüzleştiğini görüyoruz. İklim değişikliği sadece dünyayı en fazla kirleten gelişmiş devletleri değil, Afrika kıtasındaki fakir ülkeler başta olmak üzere tüm insanlığı etkiliyor. Biz de bu olumsuzluklardan etkilenen ülkeler arasındayız.
Yüce Allah’ın tüm insanlığa emaneti olan tabiat, özellikle batılı büyük şirketler eliyle, tarihte belki de hiç olmadığı kadar hoyratça kullanılıyor, adeta talan ediliyor. Verimli tarım alanlarının azaldığı, su kaynaklarının giderek kıtlaştığı, denizlerin kirlendiği, iklimlerin değiştiği, hava olaylarının öngörülemez hale geldiği ürkütücü bir dönemin içindeyiz.
"Türkiye için de, bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir"
Bu yeni dönemin alamet-i farikalarından biri de toprağın, suyun, tarım alanlarının stratejik öneminin ve rekabetin artmasıdır. Geçtiğimiz asırda yer altı kaynakları için yürütülen mücadelenin aynısı, bugün tarım alanlarının ve su kaynaklarının kontrolü için veriliyor. Gelişmiş ülkeler, gıda güvenliklerini ve geleceklerini garantiye almak için olağanüstü çaba harcıyor.
Tarım arazisi ve su kaynakları bakımından zengin birçok Afrika ve Güney Amerika ülkesinin istikrarsızlıkla boğuşmasının sebeplerinden birisi budur. "Ambarın anahtarı kimin elindeyse, güç de onun elinde olur" derler. Milletimizin gıda güvenliğini garanti altına almak, her ülke gibi Türkiye için de, bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir.
Tarımsal üretimi ekonomik boyutunun çok ötesinde stratejik bir sektör olarak değerlendiriyoruz. Bundan sonra da aynı hassasiyetle yolumuza devam edeceğiz. Türk tarımını, küresel tarım ve gıda şirketlerinin güdümüne sokacak her türlü teşebbüsün karşısındayız. Tarım topraklarımızın miras yoluyla bölünmesini gelin birlikte engelleyelim. Bakın iktidara geldiğimizden bu yana hep bunun gayreti içerisindeyiz. Bunu engellemek istiyoruz. Çünkü özellikle tarımda bu parçalanmayı engelleyebildiğimiz zaman hep birlikte ailecek de, milletçe de güç kazanırız. Çiftçimize her türlü araç-gereç, gübre, tohum desteği verelim. Ürünlerin en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlayalım. Bu konuların hepsinin arkasındayız.
Avrupa'da 2. sıradayız
Son 17 yılda ülkemize birçok alanda nasıl çağ atlatmışsak, tarım ve hayvancılık konusunda Türkiye'!yi ilklerle buluşturduk. 137,7 milyar lira çiftçilerimize tarımsal destek verdik. Bunlar hayali rakamlar değil, yaptıklarımız... Ana muhalefetin başı çıkıyor saçmasapan konuşuyor. Bunlar resmi rakamlardır. Devlet yalan söyelemez, gerçeği söyler. Tarımsal hasılada dünyada 7. Avrupa'da birinci sıradayız. Buğday üretiminde çok önemli bir rakamı yakaladık. Tabii bunları anlamaz. Buğdayı görse tanımaz. Tarımda dış ticaret fazlamız 4,8 mliyar dolar gibi bir rakama ulaştı. Tarımsal ürün ihracatımız 3,7 milyar dolardan 17,7 milyar dolara çıkardık.
Organik ürün sayımızı 150’den 213’e çıkardık. Bu ürünleri yurt dışına da pazarlayarak 2018 yılında 361 milyon dolar gelir elde ettik. Aynı şekilde 145 bin ton olan tohum üretim miktarı 1 milyon tona çıktı. Ah ah… 20 yıl önce acaba Avrupa’da, Amerika’da nerede tohum buluruz da bunu çiftçimize dağıtırız diye koşturup duruyorduk. Şimdi neredeyiz. Tohum ihracatımızı 11 kat artırarak 102 bin tona, ihracat rakamımızı ise 152 milyon dolara yükselttik. Bu dönemde alan bazında tarımsal üretimin yerli tohumdan karşılanma oranı ise yüzde 80 oldu.
ATA Tohumu Projesiyle, ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerinin koruma altına alınmasını sağlıyoruz. Dünyanın 3’üncü büyük Tohum Gen Bankasını, 250 bin örnek kapasitesiyle Ankara’da hizmete açtık. Bugün itibariyle Gen Bankasında 3 bin 400 türe ait 121 bin örnek muhafaza altındadır.
Bunun yanında genç nüfusun köyde yatırım yapmasını ve tarımsal nüfusun gençleşmesini sağlamak için köye dönüş projesini başlattık. Genç çiftçilerimize kişi başı 30 bin lira tutarında hibe desteğini 2016-2018 yılları arasında devreye aldık.
Ülkemizde öyle bir muhalefet var ki, böyle hayırlı bir işi bile karalamaya kalkar
Tarım ve hayvancılıkta bu adımları atarken, ormanlarımızı da asla ihmal etmedik. Ülkemizin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yaptık. Biliyorsunuz bu yıl maalesef bölücü terör örgütü, ormanlarımızı yaktığını bizzat itiraf etti. Onlar sakallarımızı keserken, biz de açık net onların kolunu kırmaya devam ettik. Malum 11. ayın 11’inde, saat 11.00'de, 11 milyon fidanı tüm Türkiye'de diktik. Bu böylece devam edecek.
17 yılda toplam 4,5 milyar fidanı toprakla buluşturarak, orman varlığımızı 20,8 milyon hektardan 22,6 milyon hektara çıkardık. Böylece, erozyonla kaybettiğimiz toprak miktarını yıllık 500 milyon tondan 154 milyon tona kadar düşürdük.
Son olarak 11 Kasım tarihinde ülkemizin 81 vilayetindeki 2023 ayrı noktada, toplam, az önce de ifade ettiğim 11 milyon fidanı, "Geleceğe Nefes" adı altında diktik. Çünkü ormanlarımız varsa nefes var, ormanlarımız yoksa nefes yok. Onun için 11 Kasım'ı ayrıca "Milli Ağaçlandırma Günü" ilan ederek, bu alanda ülkemizde yeni bir dönemi başlattık. Böylece gelecek nesillere daha yeşil, daha güzel, her bakımdan daha yaşanabilir bir ülke bırakmış olacağız. Ancak ülkemizde öyle bir muhalefet var ki, böyle hayırlı bir işi bile karalamaya kalkar.
Tarım arazilerinin bölünmesi sorununa kalıcı çözüm getireceğiz
Toprak bilgi sistemine dayalı tarımsal arazi kullanım planları hazırlayacağız. Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması için arazi bankacılığı ve birlikte üretim gibi alternatif modelleri devreye alacağız. Miras mevzuatını geliştirerek, tarım arazilerinin bölünmesi sorununa kalıcı çözüm getireceğiz.
Türkiye'yi orman fidanı üretim merkezi haline getirmekte kararlıyız. Gıda kaybı ve israfını önlemeye yönelik yeni tedbirleri getiriyoruz.
Tarım ve Orman Şurası vesilesiyle sizlerle ve aziz milletimizle 2020 yılına ait bazı müjdelerimizi de paylaşmak istiyorum.
Peş peşe müjdeler
Ülkemizdeki besicilik sektörünün korunmasına verdiğimiz önemi gayet iyi biliyorsunuz. Bu anlayışla son 1,5 yılda zorunlu olmadıkça et ithalatı yaptırmadık. Besilik hayvan için Kasım ayıyla beraber yeni ithalat müracaatı almıyoruz. İnşallah bu hassasiyetimizi 2020’de de devam ettireceğiz.
Su ürünleri konusunda yeni bir dönemin kapısını açan kanun değişikliği Meclisimiz tarafından kabul edildi. Balık yetiştiricilerine desteklemelerimiz ödendi. Toplamda 15 bin kıyı balıkçımızı ilgilendiren desteklemeleri de inşallah önümüzdeki ay ödeyeceğiz.
Avrupa’nın ve ülkemizin ilk tarıma dayalı ihtisas organize su ürünleri yetiştiricilik bölgesini, 16 bin 500 ton kapasite ile kuruyoruz.
Ormancılık faaliyetlerinde çalışan vatandaşlarımızın, arazi şartlarında güvenli, sağlıklı ve konforlu bir şekilde barınmalarını teşvik edeceğiz. Bu amaçla orman çalışanlarının, maliyetinin yüzde 20’si hibe, kalan kısmı faizsiz kredi şeklinde olmak üzere prefabrik evler edinmelerini sağlayacağız.
Çiftçimize ek gelir temini kapsamında "Bin Köye Bin Tıbbi Aromatik Bitki Bahçesi" kurulmasını hedefliyoruz.
Ormancılık faaliyetlerinde çalışan vatandaşlarımızın, arazi şartlarında güvenli, sağlıklı ve konforlu bir şekilde barınmalarını teşvik edeceğiz. Bu amaçla orman çalışanlarının, maliyetinin yüzde 20’si hibe, kalan kısmı faizsiz kredi şeklinde olmak üzere prefabrik evler edinmelerini sağlayacağız.
Çiftçimize ek gelir temini kapsamında "Bin Köye Bin Tıbbi Aromatik Bitki Bahçesi" kurulmasını hedefliyoruz.
Yazılımı, tasarımı, üretimi yerli ve milli elektrikli traktörümüzün tanıtımını Hasat Bayramında Polatlı’da yapmıştık. Şimdi de, elektrikli traktörün farklı bir modeli ile kendi yürür ilaçlama makinası üretim aşamasına geldi.
Hayvan başına ilave 100 lira
Bitkisel üretimimizi önümüzdeki yıl yüzde 5 artırarak, yaklaşık 125 milyon tona yükseltmeyi planlıyoruz. Sertifikalı tohum üretimimizi de yine yüzde 5 artırarak 1,2 milyon tona, tohum sektörümüzün pazar büyüklüğünü ise 1,4 milyar dolara çıkarmayı hesaplıyoruz.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa sofralık zeytini 2019 yılında Fark Ödemesi Desteği kapsamına aldık. Sofralık zeytinin kilogramına 15 kuruş destek vereceğiz.
Önümüzdeki yıl küçükbaş hayvan varlığını artırmada inşallah hamle dönemimiz olacak. İnşallah 56 milyon küçükbaş rakamını yakalamak istiyoruz.
Küçükbaş sürü büyütme projesi kapsamında sürüye katılan hayvan başına ilave 100 lira destek vereceğiz.
Ülkemizin tavukçuluk üretimini garanti altına alacak sistemi kurduk. Böylece yılda 220 bin adet yerli et ve yumurta amaçlı damızlık civciv üretimi yapılmasını sağlıyoruz. Bu damızlıklar kullanılarak 30 milyon tavuk üretilebilecektir.
Korunan alan sayısını 599'dan 605'e çıkaracağız
Çay üreticimizi desteklemeyi sürdüreceğiz. Önümüzdeki yıl yaş çay alım miktarı 650 bin tona, ihracat dahil kuru çay satışı da 115 bin tona çıkacak.
Doğal kaynaklarımızı korumaya devam edeceğiz. Korunan alan sayısını 599’dan 605’e çıkaracağız. Orman varlığımızı 2020 yılı sonunda 22,9 milyon hektara ulaştıracağız.
Zirai don tahminlerini 493 ilaveyle 922 ilçemizin tamamına yaygınlaştırıyoruz. Baraj sayımızı 841’den 856’ya çıkarmayı ve depolama hacmini 178 milyar metreküpe ulaştırmayı hedefliyoruz.