Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı vizyon belgesini İstanbul'daki Haliç Kongre Merkezi'nde açıkladı. Türkiye için değişime vurgu yapan Erdoğan, 'Can cana yan yana yeni Türkiye idealini gerçekleştireceğiz' dedi. Erdoğan, Yargı teşkilatının yeniden yapılandırılması gerektiğini de ifade etti.
Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde 'Cumhurbaşkanlığı Vizyon Belgesi'ni' açıkladı. Başbakan salona eşi ile birlikte geldi. Sahnede katılımcıları selamladı, sahneden indiğinde de ön sırada oturan konuklarla tokalaştı.
Bu sırada 30 Mart yerel seçimlerinde Ak Parti'nin seçim şarkısı da olan 'Dombra' çaldı. Daha sonra saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı söylendi.
Ardından sinevizyon gösterisine geçildi.
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen programa sanat, siyaset ve iş dünyasından tanınmış isimler katıldı.
ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI:
Uğur Işılak kardeşimize teşekkür ediyorum. Son beste ve güftesiyle gönlümüzü fethetti...
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hazırladığımız vizyon belgesini açıklamadan önce hepinizi yürekten selamlıyorum. Bu belgenin ülkemiz devletimiz için hayırlar getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Geleceğimize ilişkin ümidimizi bizlerle paylaşan herkese teşekkür ediyorum.
Bu anlamlı toplantıya iştirak eden tüm sanatçı yazar sporcu tüm dostlarımıza, STÖ temsilcilerine, bakan, milletvekili arkadaşlarımıza özellikle AK Parti teşkilatlarının tüm mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. Yazılı ve görsel medyamızın da tüm temsilcilerine hoşgeldiniz diyorum.
AZİZ MİLLETİM YÜZDE 69 İLE EVET DEDİ
10 Ağustos 2014'te Türkiye ilk kez cumhurbaşkanını doğrudan milletin oylarıyla seçecek. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak 2007'de yaptığımız değişiklikle cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayan değişikliği yaptık. Bu değişikliği yapan TBMM'ye teşekkür ediyorum. Anayasa değişikliği dönemin Cumhurbaşkanı tarafından önce veto edildi, daha sonra da referanduma götürüldü. Aziz milletimiz yüzde 69'la evet dedi. Bu artık 'Ben başkanımı kendim seçmek istiyorum' demekti. İradesine sahip çıkan aziz milletimize de teşekkür ediyorum.
10 gün önce 1 Temmuz'da şahsımı aday gösteren kurumumuza da şükranlarımı iletiyorum.
Vizyon belgemizin detaylarına girmeden önce bu noktaya nasıl geldiğimizi çok özet bir şekilde hatırlatmak istiyorum.
2 Hafta önce 28 Haziran'da dünya tarihini kökten değiştiren bir olayın 100. yıldönümünü yaşadık. Avusturya-Macaristan İmparatoru Saraybosna'da bir suikast sonucu öldürüldü. Osmanlı İmparatorluğu bu savaşa dahil oldu. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından haritalar köklü şekilde değişti. Bugünkü sınırlarımız çeşitli ordular tarafından işgal edildi. Gazi Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkıp direnişin ilk adımını attı ve Anadolu'daki tüm güçleri birleştirdi. 29 Ekim 1923'te Selçuklu ve Osmanlı'nın devamı olarak Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Halk çok uzun yıllar savaşmış bir halktı. Yoksulluk hakimdi. Türkiye hem insan hem de iktisadi kaynaklarını büyük ölçüde yitirmişti. Bu kurtuluş savaşı herkese umut aşıladı.
TÜRKİYE DEĞİŞİMİ YAKALAYAMADI
2. Dünya Savaşı'nın yaşandığı bu zor yıllarda Türkiye de çok zor dönemden geçti. Dünyada haritaların yeniden çizilmesine rağmen Türkiye bu değişimi yakalayamadı. 1945'te neredeye tamamen yıkılan Almanya kısa sürede toparlandı ve dünyanın en güçlü ülkelerinden biri oldu. 2 atom bombasıyla yerle bir olan Japonya da öyle... Avrupa yıkılmasına rağmen hızla toparlandı. Tarihin en müreffeh oluşumlarından birini gerçekleştirdi.
Türkiye bu değişimi sadece izlemek zorunda kaldı. 1950'li yıllar, çok partili dönem. Bu dönemde sıçrama oldu. Menderes ve Celal Bayar'la başlayan bu süren önemli bir dönüm noktasıydı. Ancak 60 darbesiyle kesintiye uğradı. Merhum Özal'ın gayretlerine rağmen 1980'leri 12 Eylüllerin gölgesinde kayıp yıllar olarak yaşadık. 2000'li yıllara böyle ulaştık.
HALK DEĞİŞİM İSTEDİ
Halk değişim istedi. Dünyada özgürlükler yaşanırken milletimiz de bunu kendi ülkesinde istedi. Önce devlet sonra milletti. Biz geldik önce millet sonra devlet dedik, bunu tersine çevirdik. Halkın değişim isteği görmezden gelindi. Demokrasi ve hak isteyenler kimi zaman kanlı şekilde, işkenceyle sindirildi. 2000'li yıllara geldiğimizde artık değişim isteği inkar edilemez bir hale gelmişti. Toplumun değişim arzusu devleti ve siyaseti zorlamaya başlamıştı. AK parti 2001 yılında bu arzunun tezahürü olarak ortaya çıktı.
STATÜKONUN DEĞİŞİME OLAN DİRENCİNİN ESERİ
91 yıllık Cumhuriyet tarihimizde baktığımızda gurur tablosuyla karşılaşıyoruz. Her zorluğa sabrettik. Değişim umudumuzu diri tuttuk. Zorbalığın, yolsuzlukların ilelebet sürmeyeceğine inandık ve bu inancın umuduyla ayakta kaldık. 40'lardan itibaren kurumların değişime direnmeleri çok şey kaybettirdi. Bu salonda bulunan ve bulunmayan genç arkadaşlarımız da büyüklerinden o eski Türkiye'yi dinlediler.
Dersim'deki acı hadise sistemin değişime direnmesinin ve devletin hak taleplerine kulak tıkamasının sonucudur. Yasaklanan kuran eğitimi, manevi değerlerere saygısızlık bu direncin bir eseridir. Hapse atılan yazarlar, sürgüne gönderilenler statükonun değişime direnmesinin neticesidir. Başörtüsü de bunun sonucudur. Terör meselesi de öyle...
Rejim, değişimi tehdit olarak algılamıştır. Devletin rejimin statükonun etrafındaki azınlık çarkını bir şekilde çevirirken halk yığınları büyük acılar yaşamıştır. Statükonun bu ağır yasaklarına rağmen toplumda değişim umudu kaybolmamıştır. Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
BASKI ALTINA ALINAN KİŞİLERDİK
Biz o dönemde çok eziyetler yaşadık. Yavruları okulların karşısında tartaklanan aileleler vardı. Damdan düşenlerin aramızda olduğu bir yapıydık. Baskı altına alınan kimselerdik. Siyasi partileri her daim kapatılan bir harekettik. Ancak AK Partiyi kurarken herkesin sorunlarını kendimize dert edindik. Başörtüsü özgürlüğü kadar ifade özgürlüğünü de savunan biz olduk. Sünninin özgürlüğü kadar Alevinin özgürlüğünü de savunan biz olduk.
Türkün kültürel haklarını savunduğumuz kadar Kürdün Arabın Boşnağın Gürcünün Pomağın tüm etniklerin haklarını savunan da biz olduk. İnsana bakarken yaradılanı severiz yaradılandan ötürü. Şiir okuduğumuz için bile hapse mahkum olmuş bir kadroyduk.
DÜNÜN MAĞDURUYKEN BUGÜNÜN MAĞRURLARI OLMADIK
Milletini kendisini tehdit olan devlet milletini fırkalara ayırır. Hak taleplerini inkar eden bir devlet millet için sadece zarar üretir. Dünün mağduruyken bugünün mağrurları olmadık. Herkes için özgürlük, demokrasi istedik. Hem de herkes için.
PENSİLVANYA ÇETESİNE EYVALLAH DEMEDİK
12 yıl boyunca dimdik durduk. Her tür mafyayla çeteyle devletin etrafına kümelenmiş çeteleri temizledik. Devletin koridorlarına sirayet etmiş çeteleri temizledik. Azınlıklara zulmeden çeteleri temizledik. Türkiye'nin en iyi zamanında gençleri sokağa döken çeteleri temizledik.
Her darbeye övgüler düzen, hizmet ve eğitim gibi unsurlara da göz yummadık. Bütün çetelerin temizlendiği bir anda Pensilvanya'dan idare edilen, Türkiye'yi eski düzene döndürmeye çalışan çeteye de eyvallah demedik.
DEFALARCA ÖLÜM TEHDİTLERİ ALDIM
Devlet 1940'lardan itibaren değişebilseydi bugün çok daha farklı bir Türkiye'de olacaktık. Komplolar çeteler olmasaydı daha farklı yerlerde olacaktık. İktidarımıza kadar 16 ayda bir seçim yapan bir ülkeydik. Böyle bir ülkede istikrar güven olur mu. Umudumuzu kaybetmedik. Ben defelarca ölüm tehditleri aldım, çok somut suikast planları oldu. Pınarhisar'a gönderilmem beni denklemin dışına itilmem içinde. 'Artık muhtar bile olamaz. Artık siyasi hayatı bitti' manşetleri atıldı. Cezaevinde de tehditler aldım.
ISMARLAMA ADAYLARLA YARIŞA GİRİYORLAR
Şimdi de muhalefet 'Aday olamaz' diyor. Bu ülkede anayasa varsa kimin aday olabileceği yazıyor. Kendileri giremediği gibi ısmarlama adaylarla yarışa giriyorlar.
Partim defalarca tehdit edildi, partim kapatma davalarına maruz kaldı. Meclisin 3'te 2'sine sahip bir pari için kapatma davası açılıyor. Hep birlikte o süreçte de dik durduk, geri püskürttük. Ama bitti mi bitti mi bitmedi. 17 Aralık 25 Aralık başarılı olsaydı Yassıada benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktık.
ESKİ TÜRKİYE GERİDE KALMIŞTIR
Sandığa giden yolu her zaman açık tuttuk. Baskı rejimi sandıkta hür iradenin tecelli etmesine izin vermez. Baskıcı bir başbakan her gün her mecradan hakaret edilmesine izin verilmez. Başkasının özgürlüğü ihlal edilmeden her özgürlüğü savunduk. Eski Türkiye karanlık bir Türkiye'ydi. Şunu bugün burada memnuniyetle ifade etmek isterim. Eski Türkiye artık eskide kalmıştır.
Kaçınılmaz değişim devam etmektedir. 77 milyonun her bir ferdini kapsayan bir girişimdir. bizi sevsin ya da sevmesin. Herkes olumlu etkilenmiştir ve etkilenmeye devam edecektir. CB'yi halkın seçmesi bu değişim arzusunun ortaya çıkmasıdır. Eski Türkiye'den bugüne az eser kalmıştır. Terörü çözdük ve çözüyoruz. TBMM'de dün kabul edilen yasa terörün çözümünde yeni bir dönemi başlatacaktır. Terör Türkiye'nin can alıcı bir meselesi olmaktan çıkmıştır.
DİĞER BİR SORUN ANAYASA
Diğer bir sorun Anayasa... Yeni katılımcı ve demokratik bir Anayasa için katılımcı mücadele verdik...Çalışmalar başladı, bir noktaya geldik. 47 maddedede mutabakat sağladık. Ana muhalefetin başkanı dedi ki bu 47 maddeyi geçirmeye hazırız. Arkadaşlarım ziyaret ettiler: Diğer 2 partinin de onay vermesi lazım dediler. İpe un sermektir bu... Bırak onlar gelmesin, biz kendimiz halledelim. İşte Kılıçdaroğlu böyle birisi. 60 madde oldu, 4 siyasi partinin imzası var. Bu kez ben haber gönderdim. Şunu oturalım 3 haftada çıkaralım. Hiç olmazsa anayasanın ciddi bir kısmı halledilmiş olur. 'Diğer 2 partinin de buna katılması lazım' dediler.
En önemli sorun muhalefet sorunudur. muhalefetin güçlü olduğu bir ülkede sizin sıçramanız da güçlü olur. Yeni Anayasa umutlarımızı yitirmedik. Muhalefet ne yazık ki kendisini değiştirmemiş ve taleplere duyarsız kalmıştır. Muhalefet değişime direnmektedir. Muhalefete gönül vermiş kardeşlerimiz bu değişimi kendi elleriyle gerçekleştirecektir.
CUMHURBAŞKANI İCRANIN BAŞIDIR
Eski Türkiye'den kalan bir konu da Cumhurbaşkanlığı makamıdır. 60 darbesiyle rejim bekçiliği yapan bir makama dönüştürüldü. Cumhurbaşkanlığı makamı da milletin karşısında konuşlandırıldı. Hükümete karşı cumhurbaşkanlığı makamı vardı. Abdullah Bey'den önce bunu yaşadığımız için biliyorum.
Milletin değişim arzusu hep cumhurbaşkanı tarafından frenleniyordu. Bu yarışta bizimle birlikte olan 2 aday ben icranın başı değilim diyor. Anayasayı okursa devletin başı olduğunu 104. maddede görür. Devletin başı cumhurbaşkanıdır.
Daha 1993 yılında bu amaçla mitingler düzenledik. Meclis'te cumhurbaşkanı seçmemiz engellendiğinde anayasayı değiştirdik. 10 Ağustos'ta şimdi halk cumhurbaşkanını seçecek. Ben halk başkanını seçecek dedim bu beyler rahatsız oldular. Cumhur halktır, başkanı da onun başkanıdır. Halkın talep ve arzularını temsil edecek. Milletin tarafını tutan bir cumhurbaşkanı anlayışı hakim olacak. Devlet ve millet kucaklaşacak ve değişimi yakalayacağız.
Vizyon belgemiz bu dönemin yol haritasını temsil ediyor. Bunu kollektif bir aklın ürünü olarak hazırladık. Haftalarca çalışmalar yapıldı ve nihai sonuca vardık.
Cumhurbaşkanı seçilirsek hedeflerimizi ve yaklaşımlarımızı bu belgede kayıt aldık. Bu bir başvuru kaynağı alacaktır.
VİZYON BELGESİ'NİN BAŞLIĞI: YENİ TÜRKİYE YOLUNDA
'Yeni Türkiye Yolunda' başlığını taşıyor. Altında da "Demokratik yönetim, refah toplumu ve öncü ülke" yazıyor...
Hukukun üstünlüğü, çözüm süreci, demokrasimize sınıf atlatmıştır. Mahrumiyetler içinde yaşatan zihniyete son verdik. Zenginlik ve refah kat ve kat artmıştır. Milli borç ve enflasyonu düşürmekten sosyal güvenliğe kadar büyük adımlar attık.
Şehirlerimizde vatandaşımızın hayat kalitesini yükselttik. Geçmişle kıyaslanamayacak kadar saygın bir konumdadır. Ülkemizin adı hürmetle anılmaktadır.
Türkiye artık her sabah bir kriz veya darbe korkusuyla yaşayanların değil geleceğe güvenle bakanların ülkesidir.
Okuma yazma yüzde 100'e yaklaştı. Biz okumak için kitap bulamazdık. Abilerimizden teksir notlarını isterdik. biz böyle yetiştik. Bakın şimdi biz sıralarımızın üzerine okullar açılırken birinci hamur kağıt kitapları ücretsiz koyuyoruz. Artık etkileşimli tahta var, tablet bilgisayar var. Dev bir ihale yapıyoruz. 10 milyon tablet ve bütün sınıflara etkileşimli tahta. Artık Türkiye yardım alan değil yardım veren bir ülkedir. Takip eden değil, takip edilen bir ülkedir. 3.5 milyar dolar yardım yapıyoruz dünyaya. Türkiye artık kıyafeti yüzünden devlet kapısından kovulanların değil, her türlü insanın birlikte yaşadığı yerdir. Ben de kızlarımı yurtdışına gönderdim. Benim kızım ABD'de başörtüsüyle okuyor, kendi yurdunda okuyamıyor.
Bütün bunların hepsi özgür hale geldi. Ülkemiz bölündü mü? Öğrenciler arasında sorun mu var? 2023 büyük bir hedeftir. Siyaset, ekonomi, kültür ve bilimde inşallah daha layık yerlere ulaşacağız.10 Ağustos seçimleri çok farklı bir anlam kazanmıştır. Siyasi sınırlarımız bizim medeniyet aılımlarını sınırlayamaz.
Gelecek dünyada da çoğulculuğa katkıda bulunan bir Türkiye mutlaka var olacaktır. Amacımız 2023 yılında yani cumhuriyetin 100. yılında. Demokrasiyi geliştirmek, siyasi normalleşme, toplumsal refah ve öncü ülkeler arasında olma hedefi...
EFENDİ DEĞİL HİZMETKAR OLMAYA GELDİK
Bizim yönetim anlayışımız sevgi ve saygıya dayanır. Efendi değil hizmetkar olmaya geldik. Eski ve yeni her türlü vesayete karşıyız. Büyük düşünen vizyoner bir anlayıştır. 2023 yılında demokrasimizi daha da güçlendireceğiz. Bugüne dek başardığımız demokrasi ve özgürle kazanımlarını daha üst seviyelere ulaştıracağız. Toplumsal ahengimizi daha da büyüteceğiz. Bizim muhatabımız millettir. Gelecektir. Bizim mayamız birliktir. Bizim çağrımız bir inşa davetidir. Demokrasinin peşindeyiz. Taş üstüne taş koymuş herkesi kucaklıyoruz, kimseyi reddetmiyoruz. Her bir etnik kimlik vatandaşı bizimdir. Onlar bizim güvencemiz altındadır. Yeni bir Türkiye yolunda yeni bir Anayasa gündem maddemizdir.
Milletimizin güven duyacağı, demokrasi refah taleplerini karşılayacak bir anayasa olmazsa olmazdır. İnanıyoruz ki milletimiz 95 yıl önce başardığını bugün de başarmaya, geleceğin Türkiyesini daha da güçledirmeye azimlidir.
Yeni anayasa yeni bir gelecek demektir. Cumhurbaşkanı olursak, bu vizyona dayalı anayasayı yapmak önceliklerimiz arasında yer alacaktır. Her tür farklılığı kucaklayan bir anlayışın hayata geçirilmesidir.
2023 vizyonunda kimsenin kendisini devlet karşısında ezik hissetmediği bir Türkiye'yi tasavvur ediyoruz.
ÇÖZÜM SÜRECİNE DEVAM
Allah nasip eder de cumhurbaşkanı olursak çözüm süreci için ilgili tüm kurumları görevlendirmeye devam edeceğiz. CB olarak da çözüm sürecinin en büyük takipçisi olacağım. Bunu hep birlikte nihayete erdireceğiz.
Aziz milletim, her dinden her düşünceden vatandaşın güvencesi demokrasidir. Devlet din ve inanç etrafında örgütlenen vatandaşların özgürlüğüne engel olamaz. Nasıl devlet din üzerinde tahakküm kuramazsa dini gruplar da devlet ve diğer dini kurumlar üzerinde tahakküm kuramaz. Paralel yapılara izin verilemez. Demokratik devlet bunun güvencesidir. Devlet STÖ'leri güvenci altına almaktır. Toplum kendi yorumunu kendisi gerçekleştirmelidir.
GÜVEN VEREN ADALET
Yargı teşkilatı, hukuka ve adalet idealine uygun yargılamayı sağlayacak bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı devlet kurumlarının uyumlu çalışmalarını sağlamak yanında yargının güçlendirilmesinde rol sahibidir. Vatandaşımızın hak ve hukukunun gözetildiği, güven veren adalet sistemini birlikte gerçekleştireceğiz.
İKİNCİ BAŞLIK: REFAH TOPLUMU
Şu an G20'deyiz. Yani dünyanın en güçlü 20 ülkesi. Vatandaşımızı üstün tutan bur şekilde hareket ettik. İhtiyaç sahiplerine ulaştık. Devletin şefkat elini uzattık. Genel bütçeden en büyük payı eğitime ayırdık. 2002'de bu bütçe 10 milyar lirayken 7 kat artarak 78 milyar liraya yükseldi.
76 üniversitemiz varken 175'e çıktı. Hakkari'deki bir genç üniversite okumak isterse arzu ederse Hakkari'de isterse Van'da isterse İstanbul'da okur. Hastanelerde ölüyü rehin alıyorlardı. Bunları ortadan kaldırdık. Sağlık devrimi yapıyoruz. Aile hekimliğini başlattık dev şehir hastanelerini başlattık. 30 büyükşehirin tamamında bunları yapacağız. Bu hastanelere gittiğinizde oralarda yok yok. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
KADINLAR VİZYONUMUZUN EN ÖNEMLİ UNSURUDUR
Kadınlar gelecek vizyonumuzun en önemli unsurudur. Kadınlarımız kadar kız çocuklarımızın da niteliklerini geliştirmek için adımlar yaptık. Üretilmiş politikaları himaye edeceğiz. Aile kurumunu güçlendiren, aile bütünlüğünü muhafaza eden önlemler geliştireceğiz. Sosyal devlet, refah devleti anlayışını biz geliştirdik. Bunu sürdüreceğiz.
2002'den beri ekonomi daima önceliklerimizin başında geldi. Paramızdan 6 sıfırı attık. İstanbul'da delikli 2.5 kuruşla tuvalete giderdik, daha sonra 1 milyona tuvalete gider olduk. Attık 6 sıfırı düşürdük 1 liraya. Paramız itibarlı bir para haline geldi. 12 yıl önce 23.5 milyar dolardı IMF borcu. Geçen yıl mayıs ayında bunu sıfırladık. Şimdi onlar bizden borç istiyor. Anlaşmayı yaptık, istediğiniz zaman size 5 milyar dolar veririz dedik.
MERKEZ REZERVİ 135 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ
Merkez rezervleri 27.5 milyar dolardı biz göreve gelince. 135 millyar dolara çıkmıştı, gezi etkisiyle 120 milyara geriledi. Dün itibarıyle yeniden 135 milyar dolara ulaştı. Rekor 136 milyar dolardı onu aşacağız. 2023 ana hedefi, ülkemizin ilk 10 ekonomisi arasında yer almaktır.
2002 yılında, 79 yılda 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı, biz 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Karayollarında dev projelere start verdik. İstanbul-İzmir otoyolu şu an yapılıyor, boğazın yeni incisi Yavuz Sultan Selim köprüsü, 4 gidiş 4 geliş, ortasından da tren geçecek. Türkiye'ye bunlar yakışmaz mı ya. Niye bunlar şimdiye kadar yapılmamış?
Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, biz de halkımızı denizin altından sürüyoruz. Şimdi inşallah denizin altından bir tane daha yapıyoruz. Şimdi çift katlı bir tüp geçit yapıyor. Oradan da otomobiller geçecek.
Türkiye'de 26 havalimanı vardı, şimdi 52 oldu.
Şimdi batının da dudaklarını ıslatan bir havalimanı yapıyoruz İstanbul'a. Yıllık yolcu kapasitesi 150 milyon. Şu anda çalışılıyor, temelleri atıldı.
Savunma sanayi büyük aşama kaydetti. Bir ülkenin caydırıcı gücü olmazsa o ülke tehdit altındadır.
Bilim ve teknoloji desteğimiz daha da artacak. Milli bütçemizin yüzde 2'sini bilim ve sanayiye ayıracağız. 2013 itibarıyle 38 milyon turistle en çok ziyaret edilen altınca ülke konumuna yükseldik. Turizm gelirinde 10'uncu sıradayız. 2023'te ilk 5 arasına girmek hedefimiz.
Nükleer enerjiyi elektrik alanında kullanan rekabetçi bir enerji sistemi oluşturmak hedefimizdir.
Durmak yok yola devam.
BURASI ÖNCEDEN MEZBAHAYDI
Burası Haliç Kongre Merkezi... Burası Sütlüce mezbahasıydı. Buranın nasıl koktuğunu çok iyi biliriz. Haliç'in suyu falan kalmamıştı. Burayı temizleyezsiniz dediler. Biz yurtdışına sorduk. 2.5 milyar metreküp çamur çıkardık. Alibeyköy'deki büyük bir taşocağına naklettik. Biz orada 600 bin metrekarelik bir alan kazandık o taşocağının olduğu yerde. Orayı bir park olarak düşünmüştük. Orası şimdi Vialand oldu. Burası bir değişimi getirdi. Bütün çevrede gecekondular kalktı. Çok daha modern binalar inşa edildi. Haliç'te 50'ye yakın bir balık çeşidi var. Belediye başkanımız Boğazı Sadabad'a bağladı. Boğazın suyu buraya verilince burası Marmara ile birleşti.
VİZYONDAKİ SON BAŞLIK: ÖNCÜ TÜRKİYE
AB umudumuz sürüyor. 2014ü AB Yılı olarak ilan ettik. İtalya döneminde umudumuz var. 2 ya da 3 faslı açma fırsatını yakalarız.
Irak'taki hadiseler, Suriye'deki durum.. Türkiye Suriye'deki trajediye siyasi çözüm için çabalarını sürdürecektir. Kapılarımız mazlumlara her zaman açık olacaktır. Ortadoğu'd tarafsız olmalıyız, Filistin'de tarafsız olmalıyız diyorlar. Filistinlileri zulme teslim etmeyeceğiz. dengeler adına, stratejiler adına susan dünyaya rağmen Filistin'in hak davasını dünyaya duyurmaya devam edeceğiz. Uluslararası sularda bizim gemimiz vuruldu. 10 şehit verdik
Biz İsrail ile ilişkilerimizi maslahatgüzar seviyesini indirdik. Obama'ya 3 şart ileri sürdüm.1 - Özür, 2 Tazminat, 3 - Filistin'e ambargo kalkacak dedim. Netanyahu Obama'nın yanında bizden özür diledi. Birinci madde tamam. Tazminat'ta anlaşma noktasına geldik. 3. madde ile ilgili beklerken Batı Şeria'ya Gazze'ye bombalar yağıyor. Olmert döneminde de böyle oldu.
HAYATLARI YALAN ÜZERİNE KURULU
Ben sizinle normalleşmeye yoğum demektir. Gazze'de kardeşlerimiz ölürken biz normalleşme sürecine olumlu bakamayız. Süratle İsrail'in ateşi kesmesi lazım. Diyorlar ki roket attılar. Kaç tane İsrailli öldü? Sizin öldürdüğünüz Filistinli sayısı 100'ü aştı. Hayatları yalan üzerine kurulu. Zalimlererin yanında yer alamayız. bu adımları atarken dikkatli olmamız lazım. Dünya barışını arzuluyorsak dünya da buna hasret. İslam dünyasını paramparça ediyorla. IŞİD diye bir örgüt 49 vatandaşımızı kaçırdı. Bunları bırakmanız gerekir. Müslümansanız ne müslümana ne de başka bir savunmasız insana bunu yapamazsınız.
10 Ağustos'ta sadece cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. Yeni Türkiye'nin kapılarını ardına kadar aralayacağız. Yeni Türkiye herkesin eşit vatandaş hissettiği Türkiye'dir. Yeni Türkiye hedefine bıkmadan ilerleyeceğiz. Hangi siyasi sosyal görüşten gelirse gelsin can cana yan yana yeni Türkiye idealini gerçekleştireceğiz. Sevdamız da davamız da budur.
Yeni Türkiye büyümüş, kalkınmış ve güçlü Türkiye'dir. Yeni Türkiye toplumsal refah, büyük ekonomi ve ileri demokrasi üzerinden yükselen Türkiye'dir. Yeni türkiye bölge ve dünya barışına hizmet eden bir Türkiye olacaktır. Lider bir Türkiye olacaktır. Yeni türkiye büyük ve öncü olacaktır. Yeni Türkiye'nin vizyon belgesinin hayırlı olmasını arzu ediyorum.