İmamoğlu projeyle ilgili eleştirilerini şöyle dile getirdi:

Adına Kanal İstanbul denilen İstanbul Boğazı’na paralel su yolu ve çevresine 1,5 milyon kişilik yeni şehir yapımı hakkında 16 milyonun seçilmiş temsilcisi olarak seçilmiş tek kamu otoritesi olarak kuşkularımızı tümüyle bilimsel gerçeklerimizi ve itirazlarımızı anlatmak üzere sizleri davet ettim. Ortaya koyacağım tüm nedenler benim şahsi nedenlerim değildir. Bu basın toplantısının hiçbir siyasi amacı yoktur.

Tüm vatandaşlarımızdan söyleyeceklerimi çok dikkatle dinlemenizi rica ediyorum. Sadece bugün hayatta olanlar için değil çocuklarımız torunlarımız için büyük bir riskle karşı karşıyayız bunu bilmenizi istiyorum.

Pazartesi günü kanal İstanbul protokolünden çekildiğimizi söyledim.Bilim adamlarıyla konuştukça ortaya çıkıyor ki Kanal İstanbul bir ihanet değil cinayet projesi ve felaket projesidir.Kime ne vaat edilmişse edilsin derhal vazgeçilsin…

"Susuzluğa mahkumiyet demektir"

Yüzlerce güvenilir bilim insanının ortaya koyduğu bilimsel gerçekleri tek tek sıralayacağım. Kanal İstanbul demek susuzluğu mahkumiyet demektir. Yaklaşık 45 metre 275 metre genişliğinde bir kanal.Proje yapıldığı takdirde İstanbul sonsuza kadar yeraltı ve yer üstü su kaynaklarını kaybedecek.Sadece bu madde bile bu projenin derhal iptal edilmesini gerektiriyor.

Terkos gölüne karışacak su

Akıllı mantıklı hiçbir kamu yöneticisi hiçbir siyasetçi böyle bir riski bile bile bu projenin inşaatını destekleyemez. Belediyemizin çeşitli daire başkanlıkları, DSİ ve İSKİ’nin raporları raporları proje gerçekleştiği takdirde karşılaşacağımız felaketin boyutlarını tek tek anlatıyor.

Projenin getirdiği en büyük tehlike Terkos gölüne karışacak tuzlu su. Bu gerçekleşirse Terkos sonsuza kadar içme suyu depolama alanı vasfını yitirecek.

Bu muazzam çok değerli su kaynağı yok olacak. Sazlıdere barajı da devre dışı kalacak. Aynen apar topar kapatılan Atatürk Havalimanı gibi devre dışı kalacak. Sazlıdere 5 milyon İstanbullunun su ihtiyacını karşılıyor.

İstanbul'un su ihtiyacının yüzde 29'u

Terkos ile birleştiğinde İstanbul’un tüm su ihtiyacının yüzde 29’unu karşılıyor.Kanal İstanbul yapılırsa bu alan tamamen devre dışı kalacak.Sadece yer üstü değil yeraltı su kaynakları da yok olacak.