Beştepe’ye giden CHP’li iddialarının odak ismi Muharrem İnce tartışmalarla ilgili son sözünü söyledi. İnce, “Partimin bu olaydan daha fazla yara almaması için konuyu kapatıyorum. Avukatlarım dava dilekçesini hazırladı. Konuyla ilgili son sözü artık yargı söyleyecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Eski Adayı CHP’li Muharrem İnce, günlerdir konuşulan “Erdoğan’la görüşmek için Beştepe’ye çıktı” tartışmalarıyla ilgili Hürriyet’e yazı yazdı. Söz konusu iddiaların kaynağı Rahmi Turan hakkında 5 kuruş, Talat Attilla hakkında 3 kuruşluk dava açan İnce, CHP’nin daha fazla yara almaması için konuyu kapatacağını söyledi.
İnce’nin yazısından satır başları şöyle:
“Bu olayda plan yapan, kumpas kuran adres ben değilim ki sonuçlarından yararlanayım ya da bundan siyasi rant devşirmiş olayım. Kamuoyu ve partililerimiz (onların bunu bildiklerinden eminim ama vurgulamak için bunu söylüyorum) şunu iyi bilmeli ki benim mücadelem kişisel itibarımdır, şerefimdir onurumdur. Bu konu üzerine söz üretenlere önce beni anlamaları için bir an bu iftiranın muhatabının kendileri olduğunu düşünmelerini öneririm. İnanıyorum ki hiç kimse benden farklı davranmazdı.
"Kendi partililerine güvenmeyen parti yönetimi başkalarının güvenini nasıl kazanabilir?"
Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet, insan onurunu, şerefini her şeyin üzerinde tutar. Düşünün ki benim de üye olmaktan, hizmet etmekten gurur duyduğum bir parti, bana yönelik bu saldırıda hâlâ “Ne Muharrem İnce ne de bir başka partili saray kapılarına gitmez, orada partisi aleyhine iş tutmaz” diyememiştir. Ne yazık ki Talat Atilla denilen kişiye meydan okunamamıştır. Kendi üyelerinin, eski milletvekilinin, o partide her kademede bulunmuş biri için bu iradeyi göstermemişlerdir. Kendi partililerine güvenmeyen bir parti yönetimi başkalarının güvenini nasıl kazanabilir? Bu soruyu her partili mutlaka kendilerine sormalıdır.
"Asıl hedef ben değilim, Sayın Genel Başkan’ın kendisi"
Bu işin CHP’de kurultay sürecine yönelik hesaplar üzerinden anlatılması kesinlikle benimle ilgili değildir. Benim kurultaya dönük hiçbir faaliyetim yoktur. Ben bu konular üzerine defalarca açıklamalarda bulundum. Artık ben kurultay delegelerinden oy isteme aşamasını çoktan geçtim. Benim bu konularla ilgili açıklamaların sadece ve sadece olması gerekenler üzerinedir. Eğer bu olayda bir kurultay hesaplaşması görülmek isteniyorsa bana değil Talat Atilla’nın adres gösterdiği kişi veya kişilere, onların parti içi faaliyetlerine bakılmalıdır. O zaman kurultaya dönük hedefler de kendiliğinden görünür olacaktır. Bu olayı kurultay üzerinden okumak isteyenler varsa bilsinler ki asıl hedef ben değilim Sayın Genel Başkan’ın kendisidir. Bana yapılan sadece bir yol temizliği olarak görülmelidir. Açıklamalarımda bu konuya ısrarla dikkat çekmeye çalıştım ve Sayın Genel Başkan’ı ısrarla uyardım uyarmaya devam ediyorum: “Bana yapılan, size yapılmak istenen için alan temizliğidir.” Dileğim Sayın Genel Başkan da bu olayı kurultayla ilişkilendiriyorsa, bir kez de benim bu söylediklerim üzerinden süreç okuması yapmasıdır.
"Çete sözünden daha uygun olanı kendileri seçebilirler"
Açıklamalarımda bu olayın parti içinde bir çete tarafından organize edildiğini söylediğimde neden çete diye ithamda bulunduğumu söylüyorlar. Ben bunlar için elbette “birkaç kişi”, “bir grup”, “bir klik” gibi adlandırmalarda da bulunabilirdim. Ama bu adlandırmalar çete sözünün içerdiği belli bir amaç için yan yana gelip plan yapmayı, pusu kurmayı, arkadan vurmayı ifade etmezdi. Onlara hak etmedikleri siyasi unvanla hitap etmiş, yaptıklarını masumlaştırmış olurdum. İnsanların şereflerine, onurlarına yönelik planlama yapanlar, pusu kuranlar, iftiralara sarılanlar için kişiliğim el vermiyor; merak ederlerse TDK sözlüklerinde yer alanlardan kendilerine çete sözünden daha uygun olanları da kendileri seçebilirler.
Bana yönetilen eleştirilerden bir diğeri ise yandaş basın desteği konusunda olmaktadır. Yandaş basın için söz konusu olan CHP olduğunda onların iştahlarının nasıl kabardığını, mutlu olduklarını elbette görüyorum. Onların en başta da bana olmak üzere neler yaptıklarını çok iyi biliyorum. Kimse yandaş basın konusunda bana ders vermeye çalışmasın.
"Partimin yara almaması için konuyu kapatıyorum"
Bana bu konuda eleştiri yöneltmeden önce bu kumpasın birinci derece de faili olan, Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanına dahi sözde tehditte bulunabilen kişi kimdir ve medyanın hangi kısmında yer almaktadır? Bu kişiyle partide kimlerin ne amaçla içli dışlı olduğu üzerine düşünülmesi ve bunu sorgulanması gerekmez mi? Bunu yapmadan benim basın toplantıma yandaş basının gelmesini eleştirmek olayı anlamak değil, olayı keyfi biçimde biçimlendirmektir. Buradan o yandaş basına zaten hiçbir şey çıkmaz. Buradan iktidara da hiç bir şey çıkmaz. Yeter ki biz üzerimize düşenleri zamanında yapmasını bilelim. Ben partimin bu olaydan daha fazla yara almaması için konuyu kapatıyorum. Avukatlarım dava dilekçesini hazırladı. Konuyla ilgili son sözü artık yargı söyleyecektir. Eğer bu yalanlarda tek sorumlu Rahmi Turan ve Talat Atilla ise partinin de bu kişiler hakkında, en başta da Sayın Genel Başkan’ın dava açmasını beklerim.”
#Olayıngeçmişi
- Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan, CHP'li bir ismin Beştepe'ye giderek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü iddiasında bulundu. Daha sonra o ismin Muharrem İnce olduğunu da iddia etti.
- Muharrem İnce, "Eğer böyle bir görüşme gerçekleştirdiysem ve bununla ilgili bir belge varsa Taksim'de kendimi yakarım" dedi.
- Rahmi Turan, kaynağının gazeteci Talat Atilla olduğunu söyledi. Talat Atilla, Haber bana geldiğinde çok yönlü çek ettim... Hatta, bununla yetinmedim. Bu haberi CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na da bir şekilde “Bu haber doğru mu?” diye doğrulattım" dedi.
- Kemal Kılıçdaroğlu, Gazeteci Talat Atilla ile yedi yıldır görüşmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, televizyonda yaptığı “Doğrudur” açıklaması için “Partiyi karıştırmanın Erdoğan’ın amaçlarından biri olduğunu söyledim. ‘Doğrudur’ dedim. Gidenlere dair bir bilgim varmış gibi çarpıtılmak isteniyor” dedi.
- Muharrem İnce, Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştüğü iddiaları nedeniyle, gazeteci Rahmi Turan hakkında 5 kuruş, Talat Atilla hakkında ise 3 kuruşluk manevi tazminat davası açtı. Avukat Mustafa Kemal Çiçek’in Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimliği’ne verdiği dilekçede gerekçe “Birlikte, eylemli olarak, iftira niteliğinde, mesnedi olmayan yalan bir haber yapmak suretiyle siyasi bir kimliğe sahip olan müvekkilimin, kişilik haklarına ve değer yargılarına alenen saldırı” diye açıklandı.
- Avukat Çiçek ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, Turan ve Atilla için ‘görevi kötüye kullanarak iftira ve hakaret’ suçlarından soruşturma açılmasını talep etti.