Amerika'nın eski Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kelly Craft CNN TÜRK’e konuştu. Craft, İsrail-Filistin geriliminden Türkiye-Mısır temaslarına kadar birçok konuyu değerlendirirken ‘Türkiye'nin bu adımı Orta Doğu'da ezber bozar’ dedi.
-BM Güvenlik Konseyi henüz Filistin-İsrail arasındaki çatışmalara ilişkin resmi bir bildiri yayınlamadı. ABD’nin gerilimi daha da arttıracağı gerekçesiyle bilerek bildirinin yayınlanmasını engellediği iddia edildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce BM Güvenlik Konseyi bildiriyi yayınlamalı mı?
CRAFT: Bu meseleler Güvenlik Konseyi’nde ivedilikle ele alınıyor. Bu durum için de iki acil toplantı yapıldı. İki tarafta için de gerilimin ve şiddetin azaltılmasını destekliyorum. Bu gerilim İsrail’de sokaklara dökülmüş durumda. Netanyahu’nun da dediği gibi Arap ve Filistinlilerin birbirini linç etmesi kabul edilemez, bu durmalı. Ama BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi’nde de defalarca dile getirdiğim gibi, İsrail’in kendini savunma hakkını destekliyorum. İsrail karşıtı eğilimi daha da artırmak yerine bir çözüm bulunmalı. BM’de çalıştığım sürece İsrail için her gün mücadele verdim ve İsrail meselesine hep ön yargıyla yaklaşıldı. Artık bu meseleyi bitirmeli ve İsrail’in kendini savunma hakkını desteklemeliyiz.
-Başkan Trump döneminde ABD’nin BM Daimi Temsilciliğini yaptınız. Bu dönemde ABD-İsrail ilişkisinin daha da derinleştiğini gördük. Golan Tepeleri’nin ilhakı resmen kabul edildi, ABD Büyükelçiliği Kudüs’e taşındı… Son yaşanan krizin altında bu ikili ilişkinin daha da derinleşmesi olduğunu savunanlar var. İsrail’in ABD’yle daha da yakınlaştığı için cesaret bulduğu söyleniyor. Bu yorumları nasıl değerlendirirsiniz? Sizce ABD, İsrail ve Filistin arasında daha dengeli bir politika izlemeli mi?
CRAFT: Hilken istersen İbrahim Anlaşması’nı bir hatırlayalım. Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Bahreyn imzaladı bu anlaşmayı. Hepsi Orta Doğu’da ve dünyanın kalanında barış ve gücü sürdürmenin öneminin farkında. Ortak bir birlikte yaşama algısına sahip olmak gerektiğinin farkında. Bence en önemlisi inanç özgürlüğü dair insanlık onurunu unutmamak. Ben olsam Biden’ın İsrail iktidarıyla telefon görüşmesini ertelemesini sorgulardım. Şunu düşünelim: Bu İsrail’e ne mesaj veriyor… Hamas’a ne mesaj veriyor? Bence Biden’ın BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na fonları yeniden tahsis etmesi militan bir terör örgütü olan Hamas’a bir mesaj gönderiyor. “İsrail’e daha az önem veriyoruz” diyor. Trump hükümeti İsrail her zaman listenin başına aldı. Başkan Trump ve Jared Kushner İbrahim Anlaşmasıyla Orta Doğu’ya istikrar getirmeye çalıştı ve bugün de bu süreç devam ediyor. Bu bölgedeki ortak düşman İran’dır. İran rejimi kendini ve finansal ve insan sermayesini tamamen Orta Doğu’da ve dünyanın kalanında istikrarı bozmaya adamış durumda. Devlet başkanı Mahmud Abbas da İran’ın Hamas’a sponsor olduğunu söyledi. Bu cümle bile tek başına İran’ın bölgede istikrarı bozmaya çalıştığını kanıtlamaya yeter. İran rejiminin Orta Doğu’da daha fazla eylem yürütmesine izin vermeyeceğiz.
- Gelişmeleri yakından takip ettiğinize eminim, bildiğiniz gibi Gazze yine savaşın eşiğine geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Gazze’deki ateşkesi korumak için bir uluslararası barış gücü kurulması fikrini yeniden gündeme getirdi. Bu yaklaşım hakkında ne düşünüyorsunuz? Eğer bu BM Güvenlik Konseyi’nin önüne gitse üyeler bir çözüm olarak kabul eder mi? Sizce bir çözüm olur mu?
CRAFT: Bu yaklaşımı takdir ediyorum. Hükümet de Mısır, Katar ve BM’nin bu sorunu çözüp yeniden inşa sürecine başlama çabalarını takdir ediyor. Anlamamız gereken şey şu: Gazze’ye bir barış gücü gönderme fikri çok hoş ama haydut İran rejimini bölgeden çıkartana kadar hiçbir şey çözülmeyecek.
-Biden hükümeti ABD’yi İran’la nükleer anlaşmaya geri döndürmeye çalışıyor. Başkan Trump’sa bir “tam baskı” politikası izliyordu. Sizce hangisi daha uygun? ABD anlaşmaya mı dönemli yoksa baskı politikası sürmeli mi?
CRAFT: Bence bu görüşmelerden bir sonuç çıkacak. Ama bu sırada İran rejimin üstündeki tam baskıyı sürdürmeliyiz. İran halkını önemsiyoruz, Orta Doğu halklarını önemsiyoruz. İran rejimi davranışını değiştirene kadar baskıyı sürdürmeliyiz. Bu bağlamda Biden hükümetinin “Anlaşma ya da savaş” ikilemi gerçeği yansıtmıyor. Bu eksik anlaşmadan çekildik ve savaş çıkmadı. Üç devlet İbrahim Anlaşması’na katıldı, İsrail’le barış ilan etti. Bu yüzden İran’la nükleer anlaşmaya dönmek Gazze’de gördüğümüz ve hissedebildiğimiz gibi barışa zarar verecek ve birçok ülkeye sıçrayacak bir savaş için gerekli şartları hazırlayacak.
-Türkiye ve Mısır’dan diplomatik delegasyonlar 8 yılın ardından ilk defa yüz yüze görüştü. Bu iki aktör arasındaki bir yakınlaşma bölgedeki siyasi güç dengesini nasıl etkiler?
CRAFT: Bence bu ezber bozan bir hamle. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Putin ile temaslarını gözlemledim. Kendisi çok önemli değişiklikler yapabiliyor. Örneğin Suriye’de ateşkes sağladı, böylece bölgeye insani yardım ulaştırabildik. Sisi’yle de yapıcı görüşmeler yapmasını umuyorum. Bu olursa Orta Doğu’da işler değişir. Mısır-İsrail görüşmeleri bölgedeki önemli diplomatik gelişmelerden biri. Suudi Arabistan-İran görüşmeleri var. Türkiye’nin körfez ülkeleriyle temasları var. İbrahim Anlaşması, Libya’da bir koalisyon hükümetinin onaylanması ve Suudi Arabistan’ın liderlik ettiği Katar ablukasının bitmesi. Bu yüzden Mısır hamlesinin ezber bozacağını düşünüyorum. Türkiye’yi ziyaret ettim. Ülkeniz milyonlarca Suriyeli mülteciye muazzam destek verdi. Şahsen buna tanık oldum. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu mültecilerin insanlık onurunu yeniden tahsis etti. Türk halkı onları kabul etti onlara eğitim ve hayat kurma şansı verdi. Aynı zamanda bir gün evlerine dönmelerini sağlamak için de adımlar attı. Çünkü dünya Suriye’yi izliyor. İran’a geri dönecek olursam onlar Asad rejimini destekliyor. Orta Doğu bir araya gelip İran rejimine “dur” diyene kadar hem Orta Doğu’da hem de Türkiye’de sorunlar devam edecek. Yakında Türkiye'yi yeniden ziyaret etmeyi planlıyorum. Türk halkına Bab El-Hava sınır kapısındaki çabaları için teşekkür etmek istiyorum. Sınır meselesi bir kez daha gündemde. Sınır kapısının açık kalacağından ve insani yardımı sürdürebileceğimizden eminim. Ankara’nın Mısır temasları çok umut vadeden bir hamle. Türkiye’nin Mısır’la görüşmesi bağlamında Türkiye-İsrail ilişkisini düşünelim. Salgın öncesi Türkiye’den İsrail’e 12 uçuş vardı. Ekonomik ilişkiler var. Türkiye olumlu olana odaklanıyor. Bu yüzden yeniden diyalog kapısını açtı. Tek taraflı olmaz tabii. İki yönlü olmalı. Mısır’ın da çaba göstermesi gerekiyor. Orta Doğu’da barışı güçlendirmek için temas başlatmak takdire şayan bir hamle. Biden ve Erdoğan 14 Haziran’da Brüksel’deki NATO Zirvesi’nde görüşecek. ABD-Türkiye ilişkisini yeniden canlandıracaklarını umuyorum.