AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, 'Amasra'daki olay tüm boyutlarıyla ortaya çıkarılacak. Soruşturma şeffaf yürütülecek.' ifadelerine yer verdi.
İHA
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Bartın'daki maden kazasının bütün boyutlarıyla açığa çıkarılacağını ve kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti. Çelik, Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretiyle ilgili olarak da, "Bu kadar şeffaflık diyen birisi geziye katılanları da atlatarak 8 saat ortadan kayboldu. Şimdiye kadar da bir açıklama yapılmadı" dedi.
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantıda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in Bartın’da yaşanan maden faciası ile ilgili sunum yaptığı öğrenildi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Bartın'daki maden kazasının aydınlatılması için her türlü soruşturmanın yapılacağını söyleyen Çelik," Oradaki gazın ölçülmesi, kişilerin tek tek takip edilmesi gibi cip sistemindeki değerlendirmelerle birlikte bu acı olay nasıl meydana geldi? Bütün boyutlarıyla açığa çıkarılacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. İlk andan itibaren devletimizin bütün kurumları seferber oldu. Cumhurbaşkanımız süreci yakından takip edip ziyarette bulundu. MKYK gündeminde bu konuyu değerlendirmeye devam ediyoruz" dedi.
“Vatandaşlarımızı 28 Ekim’deki programı dinlemeye davet ediyorum”
Vatandaşlara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Ekim'de yapacağı konuşmayı dinlemeleri çağrısında bulunan Çelik, “Gündemde Anayasa ile ilgili konular var. CHP tarafından başörtüsü konusunda kanun değişikliği teklifi var. Bir diğer konu 28 Ekim'de Cumhurbaşkanımız tarafından bir Türkiye vizyonu konuşması yapılacaktır. Bununla ilgili hazırlıklarımız sürüyor. Vatandaşlarımızı 28 Ekim’deki programı dinlemeye davet ediyorum" açıklamasını yaptı.
"Bir CHP'li çıktı siyasi tuzağı yeniden ortaya çıkarak biz iktidara geldiğimizde başörtüsü meselesini yeniden gündeme getireceğiz diyor"
CHP'nin başörtü tutumunu değerlendiren Çelik, "Anayasa ile ilgili çalışmada son şekli verildikten sonra ortaya konulacak. AK Parti tarafından büyük mücadele verilerek çözülmüş meselenin ardından CHP bu konuyu gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu açıklamasında 'Bu konuda bir adım atacağız ve geçmişte yaptığımız yanlışı düzelteceğiz' diyor. Burada bir soru var; orada koyduğunuz tavırlar. Yaptığınız açıklamaların oluşturduğu karanlık ortam yüzünden 1-2 nesil, kadınlar geleceklerini kaybettiler. Dolayısıyla bu insanlara kayıp yıllarını nasıl vereceksiniz? Bakanlık yapmış bir CHP'li çıktı siyasi tuzağı yeniden ortaya çıkarak biz iktidara geldiğimizde başörtüsü meselesini yeniden gündeme getireceğiz diyor. Bol miktarda demokrasi, hukuk, adalet diye söyleniyor, pratiğe geldiğinizde yönetilemez bir cari açık ortaya çıkıyor. Siyasette mesajımızı sözle ulaştırıyoruz ama tarihe eylemler geçiyor. Biz teklifimizi Cumhurbaşkanımıza sunduktan sonra getireceğiz. Diğer teklifimizin ne mahsuru var daha görmeden reddediyorlar. Bizim getirdiğimiz ailenin güçlendirilmesiyle ilgili teklifin vatandaşımıza sunalım, Türk siyasi tarihinin en ezici desteğini alır. İçinde aile geçen bir şey karşısında daha duyarlı olmaları gerekirdi. Son zamanlarda tartışmalarda olduğu gibi kabul edilemez bir duyarsızlık olduğunu ifade etmek isterim" dedi.
“Bütün bu bölge açısından barış perspektifine sahip Türkiye'dir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kazakistan ziyareti ile ilgili konuşan Çelik, “Orada görüldü ki bütün bu bölge açısından barış perspektifine sahip Türkiye'dir. Putin'in Türkiye'nin bir gaz merkezi olması, gazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmesi yaklaşımı oldu. Cumhurbaşkanımız ilgili bakanlıklar görüşsün ve adımlarımızı atalım dedi. Türkiye bir enerji üssü olarak üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ifade etti" şeklinde konuştu.
“Asya'daki başka aktörler de Türkiye'nin güvenilir bir enerji üssünün olduğunun altını çizdi”
Türkiye'de gaz merkezi oluşturma projesine yönelik konuşan Çelik, "Rusya meselesi değil, Asya'daki başka aktörler de Türkiye'nin güvenilir bir enerji üssünün olduğunun altını çizdi. Önümüzde tahıl koridorunun gerçekleşmesi gibi Türkiye'nin merkezde olduğu bir gaz koridorunun gerçekleşmesi de olabilecektir. Herkesi bu konuda sağduyulu olmaya davet ediyoruz" dedi.
"Yunanistan ile normalleşme için adım atan biziz, hazımsızlık yapanlar onlar”
Yunanistan'ın provokatif eylemlerine tepki gösteren Çelik, "Yunanistan ile normalleşme için adım atan biziz, hazımsızlık yapanlar onlar. Askerlik bir meslek değil hayat tarzı. Yunanistan böyle bir Genelkurmay Başkanı'nın olması onları kaygılandırılmalıdır. Geldikleri makamlara yönelik bir ağrılık üretemiyorlar. Gayri Askeri Statüdeki Adalar'ın silahlandırılması sözleşmelere aykırıdır. Bu meseleler diplomasi ile çözülebilir. Yunanlıların bilmesi gereken şey şu: Ne zaman başları sıkıştı, yanlarında Türkiye oldu. Ekonomik kriz yaşadıklarında Türkiye elini uzattı. Deprem oldu, Türkiye yardım etti. Birileri Yunanistan'ı belli konularda maceraya sürüklemeye çalışıyor. Biraz kafalarını kaldırsınlar dünyaya baksınlar, Türkiye ile olan tarihlerine baksınlar" ifadelerini kullandı.
“Bu kadar şeffaflık diyen birisi 8 saat ortadan kayboldu”
Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretiyle ilgili konuşan Çelik, "Daha önce ABD ziyaretiyle ilgili kimin nereye gittiği bizi ilgilendirmez demiştim. Konu bizden çıktı. Kılıçdaroğlu'nun ziyaretini kendini destekleyenler son derece başarısız olarak değerlendirdiler. Bu kadar şeffaflık diyen birisi 8 saat ortadan kayboldu. 8 saat ne yaptı bizi ilgilendirmiyor. ABD'deki basın mensupları ve kendi yanındaki basın mensupları uzak tutulmuş. Bununla ilgili bir açıklama yapılmadı. Bu gezinin mutlak ziyaretler dışında konuşulan tek şey kendisiyle oraya gidenler dışında 8 saat kaybolması oldu.
Şöyle bir cümle, bu bir CHP'li tarafından söylenmişti. CHP adayı olacak kişinin sadece kapasitesine bakılmaz, uluslararası aktörlerin kimi işaret ettiğine de bakılır. Bunu hangi CHP'li büyükşehir belediye başkanı söylemiştir? Bir yandan da ABD'deki otoritelerden muhalefeti destekleyeceğiz diye açıklama gelmişken. CHP köklü bir parti, genel başkanının bir gezisinin bile düşük profilli, etkisiz, bu kadar tartışma yaratması ayrı bir konudur. En masum yaklaşan muhalif kesim bile şunu diyor; Bu gezinin amacı neydi? NATO ülkesi olarak biz topraklarını koruma konusunda kararlığımızı sürdürdüğümüz gibi, bu faaliyetlerin Avrupa ve NATO'nun ortak güvenliğinin de merkezini teşkil ettiğini kimsenin unutmaması gerekiyor. Bu eleştiriyi getiren ülkelerin kendi güvenlikleri içinde sakıncalı bir yaklaşımdır. TBMM'de bu mücadeleler için tezkerelere hayır oyu veren partilerin terör konusunda ya ilkesiz ya bilgisiz şekilde davrandığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin mücadele ettiği kesimlerden, odaklardan yana tutum ortaya konduğu çeşitli vesilelerle görüldü. Müttefiklerimizin çeşitli yayınladıkları rapor ve açıklamalarda çifte standart uygulaması maalesef çeşitli şekillerde devam ediyor. ABD 2019'dan bu yana ulusal Barış Pınar'ı harekatımıza dönük olarak bir takım haksız hukuksuz eleştiriler olduğunu görüyor. ABD'den nasıl böyle bir rapor çıkıyor, bunun ayrıca değerlendirilmesi gerekir. Orada şunu söylüyor; Türkiye'nin PYD/YPG'ye yürüttüğü mücadelenin ABD'nin DEAŞ'a karşı gerçekleştirdiği mücadeleyi zayıflattığına yönelik. Burada herkes kendi ulusal güvenlik anlayışını çok dar, indirgemeci, müttefiklerini düşünmeden tanımlarsa ortaya çıkan tablo; bir NATO üyesinin bir başka NATO üyesinin terör örgütlerine yönelik mücadelesini desteklemeli. ABD'nin 17 Ekim 2019 tarihli taahhütlerine bağlı olması gerekir. Bir kere daha gördük ki Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Barış Pınar Harekatı ve Fırat Kalkanı, sınırlarımızda bir terör örgütlerinin kurulmasını engellemiş. Bunların kurulmasını sağlamaya çalışan bir takım organizasyonları yok etmiştir. Sınırlarımızda herhangi bir tehdit gördüğümüzde bedeli ne olursa olsun, bunu yok etmeye ve cevabını vermeye kararlıyız. Bugüne kadar verdik, vermeye de devam edeceğiz" dedi.