CHP'li eski milletvekili Sinan Aygün, Mansur Yavaş hakkında ortaya attığı rüşvet iddiasıyla ilgili açıklama yaptı. Aygün'ün açıklama yaptığı dakikalarda, Mansur Yavaş ise Aygün hakkında suç duyurusunda bulundu.
CHP eski milletvekili, işadamı Sinan Aygün ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş arasında 'rüşvet' tartışması gerilimi sürüyor. Aygün, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ile CHP’li 3 belediye meclis üyesi hakkında ‘25 milyon lira rüşvet istedikleri’ iddiasında bulundu. Mansur Yavaş ise, Aygün hakkında savcılığa "Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Kanuna Muhalefet ve Terör Örgütüne Yardım Etmek" nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
Sinan Aygün, Mansur Yavaş hakkında ortaya attığı rüşvet iddiasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Aygün'ün açıklamalarından satır başları şöyle:
Mansur Yavaş’a bir çağrım var. Lütfen geri kalan 79 dosyayı bir aç bakalım, neler var. Bu 30 katrilyonu, benim hesabımı yaptığım gibi 950 milyon ranttan yaptıysan vay bu belediyenin haline! Yazık olur Ankara’ya diye düşünüyorum. İnsanlar 79 tane hangi projeler mühürlenecek onun peşine düşmüş vaziyette. Üstüne basarak söylüyorum. Benim kayıtlarım mevcuttur, ben MASAK incelemesinden geçmiş bir insanım. Son 20 yılım incelendi.
Ekim ayında 12-13 tane daire sattım, kasım ayında 12-13 tane sattım. Faizler indi, vadeler 10 yıl uzadı. Tam inşaat sezonu. Tam piyasalar düzelmişken böyle bir iddianın ortaya atılması, Mimarlar Odası'nın önüne gelene dava açması, kamu kuruluşlarına dava açması, özel sektöre dava açması…
Buradan üstüne basarak söylüyorum. Şu anda müşterilerin çoğunluğu, inşaat almaya gittiği zaman sorduğu soru şu: “Burada mahkemelik durum var mı, dava var mı?” Sorulan soru bu. Ankara’da Mimarlar Odası'nın açmış olduğu 500’e yakın dava var. Mimarlar Odası'nın niye bazı projelerle uğraşmadığı çok ayrı bir dosya.
Yavaş'a çağrı: 79 projeyi açıklamalı
Sayın Yavaş bu 79 projeyi açıklamak durumunda, 79 inşaatı acaba mühürleyecek mi? Acaba yine bir okul pazarlığı var mı, onu da bilmiyorum. Ama benim başıma geldi. Ben hakkımı her zaman aramışımdır. Yapmam gerekeni yaptım ve başvurdum. Televizyonda izledim diyor ki, 'inşaatın yapıldığı arsa 20 bin metrekare' diyor. Cahil adam sen televizyona çıkıyorsun…
Bütün Ankara’daki iş alemi, müteahhitler şu anda zan altında. Şu anda bu arsaların tapuları burada. Arsa 12 bin 82 metredir. Mansur Bey'in dediği gibi 20 bin metrekare arsa değildir. Bunun 2 bin 721 metresi şahsıma aittir, arsa da 20 bin metre değildir. Biz ne yaptık sonra? Arsaları birleştirdik, sanayi arsası gözüküyor ticari kullanım alanına düzenlenmesi lazımdı.
Plan değişikliği yaptık. Plan değişikliği yaparken de kentsel altyapı etki değerlendirme raporu hazırladık. Ankara’daki birçok inşaatta bu rapor yoktur. Bunu yaparken de dedik ki, burası fabrika arsası, fabrika olarak emsali 1.5. Bizim hakkımızı verdin. Hakkımız nedir? Ortalaması 2.55. Ben de 2.5 olarak müracaat ettim. Biz 2.5 istedik belediyeden. O zamanki sağ olsun belediye başkanımız bunu reddetti. Emsali 2.1’e indirdi. Sayın Melih Gökçek bunu vermedi. 'Tamam' dedim, '2.1 yapacağım, bir şey yok' dedim. Ve belediyeye başvurdum. İkinci olarak Mansur Yavaş, ben ona diyorum ki “Benden rüşvet istediler, benden para istediler. İrtikapa girer bu” diye suç duyurusunda bulunuyorum. O da diyor ki “Sinan Aygün FETÖ’cü…” Beni FETÖ’cülükle suçladı. Ve diyor ki “Suç duyurusunda bulunuyorum. Bu arsanın yüzde 50’sine el koysunlar” diyor. Arsanın zaten hepsi benim değil ki. Beni kötüye nasıl bağlamaya çalışıyor...
"Bunu ilk defa söylüyorum"
İddia edildiği gibi, sayın Yavaş diyor ki “Parayı FETÖ’cülere verdi, yurt dışına kaçtı” Bu sene 40’ıncı yılım. Hayatımın hiçbir devresinde yurt dışına 1lira para yollamadım. Yurt dışında gayrimenkul almadım. Acaba Londra’da kimin evi var, kimlerin ne şirketleri var? Bir de bunun araştırın. FETÖ’cülükle suçlanacak en son insan benim. Bunu da ilk defa söylüyorum. Ergenekon hakimleri denen alçaklar yargılanıyor. Ben her davasına gidiyorum bu adamların, peşini bırakmayacağım. Ve tekrar ben 1 Temmuz 2019 tarihinde bana karakoldan bir yazı geldi. “Şüpheli Sinan Aygün gel ifadeni ver” diye. Ben FETÖ’cüyüm ya, ortak çalışıyorum ya… Yapmış olduğum hakaretlerden dolayı FETÖ’cü savcılar beni savcılığa bildirmiş. Tekrar başladım yargılanmaya… Niye? FETÖ’cülere hakaretten. Ben FETÖ’cü olsam, başıma bunlar gelir miydi? Benim 1 Temmuz 2008’de el konulan param, el konulan mallarım; bugün ayın 23’ü, 10:15 itibariyle hala alamadım. Harf sırasına göre iade ediliyor. Şu mallarımı da iade etsinler de onları da satayım inşaatımı bitireyim diye düşünüyorum. Yine tabii en önemli konu bu. 25 bin metrekare inşaat yapmam gerekirken 120 bin metrekare inşaat yapmışım. Fazlada 95 bin metrekare inşaat yapmışım, bunun değeri de 950 milyonmuş.
"Rantı da arsayı da kuleyi de ona veriyorum"
Bu adam Ankara’yı yönetecek, gerçekten belediye için mahsurlu bir adam. Peki benim rantım 950 milyon lira, iddiası o. Ben rantı da ona veriyorum, arsayı da, iki tane kuleyi de ona veriyorum. Burasını 550 milyona gelsin benden alsın. Oturduk teker teker çıkardık. Bu inşaat 120 bin metre doğru. Eksi 7 kat yerin dibine girdik biz. Yerin yedi kat altındaki otopark olan yeri rant olarak söylüyor. Burada 40 bin metrekare dediği yer otopark.
Ankara'yı çok kötü günler bekliyor. Bana şu ana kadar bir mektup gelmedi. Ben avukat değilim ki. Benim hiç adım geçmiyor.
Kamu kurumunun aleyhinde sonuçlanan davada kamu kurumu bunu sonuna kadar götürmesi lazım. Mansur Yavaş o kararı bekliyor bekliyor bekliyor... 30 gün içinde itiraz etmesi lazım. 30 günlük süre 13'ünde doluyor. "Ne olur yapmayın bunu istinafa götürün diyorum... Siz bu davayı kaybederseniz..." Bu davayı ben kaybetmiyorum. Çok büyük tazminat bedel ödersiniz. Devletimize yazık olur. Ben yanlış bir iş yapmadım. Ruhsata göre iş yaptım. Allah kalbimi biliyor... Allah bunu hesabını onlara sorsun.
Bu dava kesinleşmiş ise... Ben kendimi ortaya attım. Kendi de itiraf ediyor. Bu bina yıkılacak diyor. Gel yık bakalım gücün yetiyorsa. Buranın bedeli var. 950 trilyon... Gelsin ayağı alışsın ben 550'ye veriyorum.