SiyasetSüleyman Soylu’nun istifası tiyatro muydu? Ahmet Hakan yazdı
Paylaş
Süleyman Soylu’nun istifası tiyatro muydu? Ahmet Hakan yazdı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmedi. Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Bakan Soylu'nun istifa etme kararı alma sürecini köşesine taşıdı. Süleyman Soylu’nun istifası tiyatro muydu?

Erdoğan ile İçişleri Bakanı Soylu arasında geçen istifa diyaloğu, gün geçtikçe ortaya çıkıyor. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, ani gelişen bu siyasi olaylar karşısında atılan birtakım iddiaları köşesine taşıdı... Hakan, "Süleyman Soylu’nun istifası tiyatro muydu?" iddialarını yorumladı.

Haberin Devamı

Hakan'ın ilgili köşe yazısı şu şekilde:

Biraz izlenim... Biraz perde arkası... Biraz hüküm... Biraz analiz...

O malum kaotik cuma gecesi yaşanıp bitmişti. Saygısızca.

Ertesi gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu aradım.

İlk sözü şu oldu Soylu’nun:

“Eleştirileri aldım, kabul ettim... Hatta hakaretleri de...”

Telefon görüşmemizde edindiğim izlenimlerime göre...

Şöyle bir havası vardı Süleyman Soylu’nun:

- Biraz serden geçmiş gibiydi.

- Biraz “Ne olacaksa olsun” havasında gibiydi.

- Biraz “Başa gelen çekilir” edasında gibiydi.

Bu arada...

Başka çevrelerin kendisine yüklenmesi neyse de AK Parti çevrelerinden gelen abartılı yüklenmelere biraz fazla içerlemiş gibiydi.

Ve hepsinden önemlisi...

Aşırı duygusaldı. Belli etmemeye çalışsa da böyleydi. Arka planında sitemin ağırlıklı olarak yer aldığı tuhaf bir duygusallık...

Haberin Devamı

Fakat ne yalan söyleyeyim, böyle bir havada olduğunu fark etmeme rağmen işi istifaya kadar götürebileceğini tahmin etmedim, edemedim.

İstifa haberini duyar duymaz ilk tepkim şu oldu:

“Bu iş Cumhurbaşkanı’ndan döner.”

Neden böyle düşündüm?

Çünkü cumartesi günü kendisiyle yaptığım o telefon görüşmesinden edindiğim izlenimlere dayanarak...

İstifa kararıyla ilgili olarak iki hüküm vardı zihnimde:

Hüküm bir: Bu karar, önü arkası pek hesap edilmeden alınmış bir karardır.

Hüküm iki: Bu kararın alınmasında rol oynayan en esaslı faktör duygudur.

Bu biçimde alınmış bir istifa kararının...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiçbir duygusallığa meydan vermeden oluşturmaya çalıştığı sağduyu duvarına çarpıp geri dönmesi kaçınılmazdı.

Bu konunun arkasında ısrarla “komplo”, “oyun”, “danışıklı dövüş”, “bityeniği” arayanlara Freud’dan gelsin:

“Bir puro, bazen sadece bir purodur.”

“Tiyatro” kelimesine gelince...

Tiyatro sanatına özellikle son dönemlerde ısınmaya başlasam da...

Onlarca insanımızı kaybettiğimiz o alçak 15 Temmuz girişimi için “Tiyatro bu tiyatro... Bildiğin tiyatro canım...” diye dudak büküldüğü günden beri...

Bu tür siyasi olaylarla ilgili olarak “tiyatro” kelimesinin kullanılmasından nefret ediyorum. Aşırı nefret hem de!

Haberin Devamı

Bundan böyle

Kararlar üzerinde yoğun biçimde çalışılarak alınsın... İşin iletişim boyutu asla ihmal edilmesin... Alınan kararın kamuoyuna iletilme biçimi üzerinde titizlenilsin... Vatandaşın davranış modelleri göz önünde bulundurulsun... Koordinasyondan ödün verilmesin... Bilim Kurulu, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı... Hepsi bir zincirin halkaları gibi olsun...

Ani gelişen siyasi olaylar karşısında

Üzerine bir gece uyumanızı tavsiye ederim. Unutulmasın: Türkiye’de 24 saat değil, yarım saat bile çok uzun bir zaman dilimidir.

İri laflar etmekten, keskin hükümler vermekten, radikal tutumlar almaktan kaçınmak gerekir. Tornistan, insanın üzerinde hiç de iyi durmuyor çünkü.

Kulis bilgisi vermek bayağı dikkat çekici bir iştir. Ama kulaktan duyma yalan yanlış bilgileri ortalığa boca ederseniz, mahcubiyet kaçınılmaz olur.

Temkin! İhtiyat! Vazgeçilmeziniz olmalı... Abdullah Gül kadar olmasa da en azından Ali Babacan kadar temkinli ve ihtiyatlı olmakta yarar var.

Akıl vermek gibi olmasın

“Aklını, fikrini kendine sakla” demeyecekseniz...

Haberin Devamı

Şöyle bir önerim var:

Hafta sonu vatandaşlarımız niye sokağa çıkarlar? En temel sebep güneş! Güneşli havayı görünce dayanamıyoruz.

Madem böyle...

Hafta sonları sokağa çıkma yasağı...

“Saat 10.00 ile saat 19.00 arası geçerli kılınamaz mı?"

Böylece...

İhtiyaçların karşılanmasına imkân tanınmış olur... Panik sıfıra iner... Yığılma ve birikme olmaz... “Sokağa çıkma yasağı” cümlesinin neden olduğu o depresif hava dağılmış olur... Sokağa çıkma yasağının öncesi ve sonrası bir risk olmaktan çıkar... Bazı işyerlerinin işlerini sürdürebilmeleri mümkün olur...

Yetkililerimiz bu konuyu bir düşünseler derim.