Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı çıkışında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, The Economist'in skandal kapağına ilişkin tepki göstererek "Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor. Benim milletim ne derse, Türkiye’de o olur. Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğle saatlerinde Üsküdar Kısıklı’da bulunan konutundan çıkarak, cuma namazı için Hz. Ali Camii’ne geçti. Burada cuma namazını kılan Erdoğan, namaz sonrası açıklamalarda bulundu.
"BİZ BARAJLARIMIZI GÜÇLENDİRDİK; ŞİMDİ AYNI ŞEYİN YAPILMASI GEREKİYOR"
Kuraklıkla ilgili soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyükşehirlerde yine aynı şekilde büyükşehir belediyeleri barajlar yapmak suretiyle bunun önlemini alır. Bunlar anlık adımlar değil. Tedbirlerini çok daha önceden almak gerekiyor. Devlet su işleri olarak ülke genelinde birçok şehrimizde barajlar yaptık yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerimizde de büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır, yükümlüğündedir. Onların da buralarda barajlar yapmaları gerekir. Ben İstanbul’da büyükşehir belediye başkanıyken kuraklığın, susuzluğun olduğu dönemde barajlar yaptık ve 110, 120 kilometre mesafeden barajlarımıza ta Sazlıdere’ye kadar su getirmek suretiyle o barajlarımızı güçlendirdik. Şimdi aynı şeyin yapılması gerekiyor ama gördüğümüz kadarıyla tespit ettiğimiz kadarıyla oranlar ciddi manada düşmüş vaziyette. Ülke genelinde Devlet Su İşleri’nin tasarrufunda olan yerlerde ise biz bu barajları yapmaya devam ediyoruz. En son yaptığımız baraj da Yusufeli Barajı. Niye yaptık bunu? Yusufeli Barajı şu anda inşallah kısa süre içerisinde tamamen devreye girmiş olacak. Doluluk oranı ciddi manada artmış vaziyette. Orda gerek Borçka, gerek Deriner Barajı bütün bu barajlar bizim için bu sıkıntılı anları gidermeye yönelik yatırımlarımızdır, adımlarımızdır. Bu işin tek tedbiri barajlardır. Bunun dışında ciddi bir tedbir söz konusu değil" dedi.
"14 MAYIS’I KONUŞMAYA BAŞLADILAR; BU DA HAYIRLI BİR ADIMDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimle ilgili, “Hukuk farklı bir şey. Bunun yanında guguk farklı bir şey. Dolayısıyla şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Cumhurbaşkanının yetkileri bellidir. Şu anda Türkiye’de cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır ve ne diyor Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 60 gün önceden bu işin ilanını yapar ve 60 gün sonra da ne olur Yüksek Seçim Kurulu bu kronolojik yapıyı çalıştırır. Örneğin ne zaman bunu ilan etti? Mart’ın 10’unda. Mart’ın 10’nunda ilan ettiyse 60 gün çalışmaya başlar. 60 gün ne zaman bitiyorsa, o gün nedir seçim günüdür. Bunu da Yüksek Seçim Kurulu takip eder. Bunlar bu işin farkında değil. Ne oluyor, ne gidiyor, ne bitiyor. 14 Mayıs’ı konuşmaya başladılar. Bu da hayırlı bir adımdır" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE’NİN KADERİNİ İNGİLİZ DERGİSİ TAYİN EDEMEZ"
The Economist'in kapağıyla ilgili soruya ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk medya mensubu olarak The Economist’in yorumuna evet diyor musunuz? Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor. Benim milletim ne derse, Türkiye’de o olur. Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez" yanıtını verdi.
"MİÇOTAKİS’İN SÖYLEMLERİ BÖLGENİN KADERİNİ BELİRLEMEYE YETERLİ DEĞİLDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Miçotakis, bu tür şeyleri söyleyebilir ama Miçotakis’in bu söylemleri özellikle bölgenin kaderini belirlemeye yeterli değildir. Her şeyden önce gerek Lozan’ın gerek Adalarla ilgili yaklaşım tarzının şu anda Yunan yetkililer tarafından uygulanmadığını görüyoruz. Bu adaların silahlandırılması diye bir şey yoktur. Bunlar ne yapıyor şu anda bu adaları silahlandırıyor. Bunlarla ilgili de tabi gereken adamları biz vakti saati geldiğinde uluslararası toplantılarda gerekli olan yerlerde, gerekli olanı söylüyoruz. Bunlar da artık başlarının çaresine bakacaklar" dedi.