Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim, dün akşam oynanan Medipol Başakşehir maçında hakem Zorbay Küçük'ün sarı-kırmızılı futbolculara söylediği iddia edilen sözlerle ilgili açıklamalarda bulundu ve Zorbay Küçük'e çok sert sözler sarf etti.
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, kulüp televizyonuna Medipol Başakşehir maçında yaşananlarla ilgili açıklamalar yaptı.
Fatih Terim'in açıklamaları şu şekilde:
Biz bu sezon sayın başkan ve yönetimle yola çıktık. Türkiye gibi futbol ikliminin çabuk değiştiği, günlük başarıların aksine uzun vadeli projeyi hayata geçirmek için kolları sıvadık ve bu cesareti gösterdik açıkçası. Sezon başından beri her şeye rağmen oturan bir oyun yapımız ve vaat ettikleri olan bir takımımız var. Çok pozisyona giriyoruz atamıyoruz, basit pozisyonları değerlendiremiyoruz. Kalemize gelmeyen, pozisyon olmadan ve atak olmadan yediğimiz goller var. Önümüzde bir gerçek var, birinci sıradan çok uzaklaştık. Burada bir kabahat varsa ne yönetim, ne de futbolcuların. Kabahat benim.
"UMUDUMUZU BİZDEN ALMALARINA İZİN VERMEYECEĞİM"
Futbolun son 50 yılında her kademesinde bulunan biri olarak bizim mutluluğumuzu alabilirler ancak umudumuzu asla alamazlar. UEFA Avrupa Ligi'nde devleri geride bırakarak, Marsilya gibi, Lazio gibi takımları geride bırakıp son 16'ya kalan bir takımımız var. Gençlerimiz bunu başardı. Son 50 yıldır, Türk futbolunun her evresinde yer aldım. Her evrede yer alan bir insan olarak, umudumuzu bizden almalarına izin vermeyeceğim. Bu düzenin değişeceğine inanıyorum.
"HAKEM 'SENİN OYUNCUN YALANCI' DİYOR"
Başakşehir maçının hakemiyle ilgili bir şeyler söylemeliyiz. Nasıl bir psikoloji ve düşünce yapısıyla stada geldiğine dair bilgim yok. Başlangıç noktasından itibaren yaşananları Galatasaraylılarla paylaşmak istiyorum, Galatasaray Televizyonu'nda. Yediğimiz ilk golden sonra oyuncularımızın kurallar çerçevesinde bir itirazı var. Tam o esnada hakemin vücut diline dikkatle bakılmasını istiyorum. Agresif bir ruh hali var. O anda ağzından çıkan 'Go ulan' ifadesi var. Bunu duyan oyuncularımız var, Kerem bunu neden sorduğunu söylüyor ve hemen sarı kart görüyor. Sonrasında Kerem bir kez daha nedenini soruyor ve hakem onu azarlıyor. Hakem, oyuncumuzu azarlama hakkını kendinde buluyor. Kerem devre arasında bunu hocalarıyla paylaşıyor soyunma odasında. İkinci yarı başlamadan önce Necati hoca, hakeme bunu soruyor ve hakem böyle bir şey duymadığını söylüyor. Necati hoca da kendi oyuncusunun beyanının esas olduğunu belirtiyor. Hakem de ona, 'Senin futbolcun yalancı' diyor.
"HAKEMDEN ADLİ MAKAMLARDA DA ŞİKAYETÇİ OLACAĞIZ"
TFF, Kerem'e yalancı diyen hakemin disiplin talimatının hakaret içeren maddesinden disiplin kuruluna sevk edecek mi etmeyecek mi? Doğal olarak bunun peşinde olacağız. Her şeyi dinlediğim için olayın her tarafına vakıfım. Biz bu hakemden, adli makamlar ve TFF nezdinde şikayetçiyiz. Kulüp avukatlarımız, olaya tanık olan herkesten yazılı beyan alacak. Yaşanan hiçbir şeyi hakemin yanına kar bırakmayacağız. Tüm olaya, federasyonun temsilcileri de şahit. Ben onlara değişik bir şekilde de sordum, bizim her şeyimizi not ediyorsunuz bunları da edin dedim. Böyle bir talebimiz oldu, yazacaklarını söylediler. İnanıyorum ki yazacaklar. Stat kameraları da her şeyi kaydetmiştir.
"ARDA'YLA GÖĞÜS GÖĞSE GELİP TAHRİK EDİYOR"
İkinci yarıya çıkmadan önce, bizim oyuncularımız ve çalışanlarımıza dönerek "Ben sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorum" diyor. Ardından bu cümlesi tepki görünce, takım kaptanımız Arda'yla göğüs göğse gelip tahrik ediyor. Bunu en az 10-15 kişi gördü. Kayıtları da vardır muhtemelen. Yüzünde alaycı bir gülüşle, herkesi tahrik etmeye çalışan bu kişiden nasıl bir yönetim beklersiniz? Bu ruh haliyle imkan var mı? Kafasındaki bu düşünceyle doğru bir hakemlik yapmasına imkan var mı? Biz diyor muyuz, "Tüm Galatasaraylılar da sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyor" diye. Maalesef bu atmosfer içerisinde hangi durum, bu sözleri sarf edecek hale getirmiştir? Ben bir Galatasaraylı olarak, bu cümleye çok ayrı bir yer veriyorum.
"HERKES BEDELİ ÖDER, ONLAR BEDEL ÖDEMEZ"
Ben koridora indiğimde, cezamın süresi bitip legal olarak aşağı inme isteğime TFF'nin hayır demeyeceği noktaya geldikten sonra tek tek herkesi odama çektim, sorguladım. Maçın ardından keskin bir sessizlikle herkes odasına gidiyor. Hakemler de... Ne tünelde bir ses var, sataşma var, soyunma odasına giden yolda hiçbir tahrik edecek, kendisini tahkir edecek, hakaret telakki edecek herhangi bir söz yok yolda. Tam bizim soyunma odamızın önünde idare ekibimizden bir arkadaşımızın hakemin ilk olarak 24. dakikada uyardığı rakip takım kalecisine 90+9'da sarı kart göstermesine ilişkin olarak '99'da vereceğinize yarın verseydiniz' sözüne ilişkin hakem 'Onu da yaparız, bir dahaki maça da onu yaparız' diyor. Alaylı olarak diyor. Düşünebiliyor musunuz, kendisinin bu kadar güçlü ve rahat olduğunu düşünüyor. Hakemler çünkü kartlarıyla konuşur, kurallarla konuşur. Madem bu kadar konuşmaya meraklısınız maçlardan sonra basın toplantısına çıksanıza. VAR kararlarını konuşsanıza. Bu hep muallakta. Orada çıkın konuşun. En azından söyleyeceklerinizi söyleyin. Herkes bedel öder. Onlar bedel ödemez.
"BEN SENİ BURADAN UYARIYORUM"
Sonra Arda hakeme, "Hocam erken gösterdin kartı" diyor. Hakem de Arda'ya "Ne oldu, bana da mı krampon fırlatacaksın?" diye cevap veriyor. Birçok arkadaş bu hadiseyi unutmuştur ama o unutmamış. Bak Zorbay kardeşim, çok genç bir hakemsin. Sen bırak Arda'yı, Galatasaray futbolcusunu, hiç kimseye ve hiçbir futbolcuya bunları söyleyemezsin. Arda Türk futboluna çok büyük hizmetler vermiş ve en üst seviyede futbol oynamıştır. Arda'nın o eylemi yaptığı hakemler, nasip ya, Danimarka ekibiyle oynadığımız maçı yönettiler. Orada Arda'yla hakemler sarmaş dolaş oldu ve o olayı şakalaşacak kadar büyük erdeme döktüler. Arda'ya ve olaya karşı kin gütmediler. Bu kadar olgunlar, kompleks yapmadılar. Hiçbirinin böyle tavırları yok. Ben de seni buradan uyarıyorum. Değil Zorbay Küçük, hiç kimse Galatasaray oyuncusuna 'yalancı' diyemez. Kötü tavırlar içerisinde bulunamaz. Bu benim sana kişisel uyarımdır.
"FERYAT FİGAN BAĞIRSA KIRMIZI ÇIKACAK HERHALDE"
Maçın başında bir pozisyon var. Tolga'nın Kerem'e arkadan yaptığı müdahale. Yalancı olarak adlandırdığı Kerem, alt adalesine topla alakası olmayan bir müdahale alıyor. Bana göre kayıtsız şartsız kırmızı kart. Oldu ki sarı kart gösterdi, Mete Kalkavan'ın çağırması lazım. Şimdi o yalancı çocuk, kendisini yerden yere atsa, feryat figan bağırsa mı kırmızı kart çıkacak rakibe. O çocuk dürüstçe, müdahalenin verdiği acı kadar reaksiyon gösterdi. Maçta dakika 3 ama maalesef bu ligin hakemleri, herkesi buna teşvik ediyor.
"BİLGİLENDİRME İHTİYACI HİSSETMİYORLAR"
Ben 3. dakikada Başakşehir’den bir oyuncu atarsam, sonum son iki sezonda TFF’nin, normal şartlarda en fazla maç alan, en fazla görev alan hakemlerimizden biri olan Ali Palabıyık ve Abdulkadir Bitigen gibi mi olur diyor Zorbay Küçük. Herhalde demeye çalıştığı bu. Yaşar Kemal, Halil Umut, Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gibi her maçımızda aleyhimizde karar verenlerin hepsi ertesi hafta maç alıyorlar. Bu arada, bir futbol paydaşı ve Galatasaray teknik direktörü olarak soruyorum. Kulüplere, futbolculara, hocalara, kamuoyuna, biz Abdulkadir Bitigen ve Ali Palabıyık’a dair bir bilgilendirme ihtiyacı hissetmiyorlar.
"HAKEMLER ÜZERİNDEN NASIL BİR MESAJ VERİLİYOR?"
Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin hakemi en az 15-20 gün önceden belli olması gerekir. UEFA, Şampiyonlar Ligi hakemlerini maçtan 1 gün önce atamayacağına göre MHK, Galatasaray-Fenerbahçe maçına Halil Umut Meler'i nasıl verir? Dinamo Kiev-Bayern Münih maçı Salı günü. Galatasaray-Fenerbahçe Pazar akşamı. 48 saat sonra Şampiyonlar Ligi maçı yönetecek. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Bu saçmalığı UEFA yapmaz. Hiçbir bilgi, savunma yok. Dört senede, iki Galatasaray maçı verildi Ümit Öztürk’e. Üzerine yapıştırılan etiketle, önce Malatya’da VAR’da, sonra Sivas’ta sahada, hak ettiğimiz iki pozisyonda penaltıyı es geçti. Hakemler üzerinden Galatasaray maçlarında nasıl bir mesaj veriliyor? Bunu lütfen bize açıklasınlar.