Türk spor camiasının ilk ustalarından Halit Kıvanç 97 yaşında hayata veda etti. Kendi tabiriyle 'çok güzel bir hayat yaşayan' büyük usta, dostları ve yakınları tarafından her zaman 'muzip' ve 'nüktedan' olarak anıldı. Kıvanç'ın yakın çevresi onunla ilgili birçok anıya sahip. 97 yıllık ömründeki anılar saymakla bitmez ancak Posta.com.tr olarak elimizden geldiğince derlemeye çalıştık.
Turcel Orman / posta.com.tr
"Adı Salvatore Schillaci olsun Ercan!"
Halit Kıvanç'ın TRT'deki öğrencilerinden ve bir dönem çalışma arkadaşlığı da yaptığı Ercan Taner, Socrates Dergi YouTube kanalında şu anısını anlatmıştı:
İtalya'nın Bari şehrindeyiz, maç anlatımı öncesi Halit Ağabey ile oturuyoruz. Telefonum çaldı, eşimin doğum yaptığını öğrendim. Sevindik, tebrik ettiler; derken Halit Ağabey döndü dedi ki "Ercan çocuğun adını Salvatore Schillaci koyalım" (gülüyor). O kadar da estetik söyledi ki Schillaci diye... Neyse ki sonra Batuhan koyma kararı aldık.
Puskas'ı pisuvarda tavladı
Büyük Usta Halit Kıvanç bir röportajında 1966 Dünya Kupası'nda efsane futbolcu Ferenc Puskas ile nasıl röportaj yaptığını anlatmıştı. Kıvanç "Turnuva İngiltere'deydi. Tüm dünya basını Ferenc Puskas'ın peşinde. Bir gece bir mekana gittik. Tuvalete gitmek için arkadaşlarımın yanından ayrıldım. Tesadüf ki, kafamı yan tarafa çevirince diğer pisuvarda Puskas'ın olduğunu gördüm. Hemen konuşmaya başladım. Adam yakalanma korkusuyla sohbeti bitirip gitmek istiyordu. Kısa bir sohbetten sonra fotoğraf bile çektiremeden kaçtı gitti. Meslek hayatım boyunca yaptığım en büyük röportajdı" demişti.
Köyden gelen 17 yaşındaki Pele ile röportaj yaptı
Halit Kıvanç 1958 Dünya Kupası'nda TRT'yi temsilen gittiği İsveç'te Pele ile röportaj yapmayı başarmıştı. Henüz tüm dünyaya adını duyurmamış olan ve o turnuvada parlayacak olan Pele, Kıvanç'a konuşmuş ve ustaya "Sinyor İstanbul" lakabını takmıştı. Ayrıca Kıvanç, Brezilya'da o dönem "Pele'yi keşfeden adam" olarak biliniyordu. Usta, Pele ile tanışma anısını şöyle anlatmıştı:
Beraber kaldığımız Brezilyalı bir gazeteci arkadaşım vardı. Beraberken bana Brezilyalı genç bir çocuğu gösterip, "Halit bak, bu Pele. 17 yaşında, köyden geldi. Köyde, taş zeminde tenekeyle bile top oynuyorlar. Tenekeye vurunca 'pele pele pele pele' diye ses çıkardığı için adı Pele kaldı. İleride çok parlayacak" dedi. Tabii kimse onu tanımadığı için bir köşeye çekilmiş tek başına oturuyordu.Gittik yanına, ne Fransızca biliyor; ne İngilizce. Aracı vasıtasıyla röportajı tamamladık. Sırf gönlü olsun, gazeteye de basarız diye bir de fotoğraf çektirdik. O turnuvada öyle bir çıktı ki Pele... Ben de tabii hemen gazeteye yolladım röportajı, başlığı da "Harika Çocuk: Pele". Yıllar sonra tekrar bir araya geldik. O fotoğrafı gösterip yanına öyle girdik.
İşinin ehli, engel tanımaz biri!
1950 Dünya Kupası'na maddi imkansızlıklar nedeniyle gidemeyen Türkiye A Milli Takımı, turnuvaya ilk kez 1954 yılında katıldı. O sıralar henüz 25 yaşında olan "Genç spiker Halit", 4 yıllık tecrübesiyle İsviçre'deki turnuvaya giden ilk Türk basın mensubu oldu.
Kıvanç, 1966 İngiltere Dünya Kupası'nı ise akreditasyon sorunları yüzünden tüm ülkeye radyodan anlatmak zorunda kalmış ve bunun altından da başarıyla kalkmıştı.
"Ben 600 yaşındayım"
Halit Kıvanç bir söyleşisinde hangi yıl doğduğuyla ilgili soruya şu cevabı vermişti:
İstanbul, Fatih doğumluyum. Hangi yıl doğduğumun ise uzun bir anısı var. Bir aralar elimde iki adet nüfus cüzdanım vardı. Birinde 1925, diğerinde 1926 yazıyordu. Miladi takvimin kabulünden önce doğduğum için eski takvime göre doğum yılım 1341. Ama o takvim tedavülden kalkınca 1925 yazan kağıtta ortaya karışık bir durum çıktı. Doğru tarih 1926 olmalı ancak bir tane de 1341 yazan nüfus kağıdı kaldı elimde. O takvime göre 600 yaşındayım diyebiliriz. Doğru tarih ise 18 Şubat 1926.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRHerkes onun yerinde olmak istiyordu ama... İşte Halit Kıvanç'ın hayalindeki meslekHabere Git