Galatasaray ve Beşiktaş'ın radarına aldığı Alanyaspor'un yıldızı Salih Uçan'ın sezon sonunda sözleşmesi bitiyor. Salih uçan hakkında merak Alanyaspor’un bu sezon göze hoş gelen oyununu Fanatik'ten Yakup Çınar'a değerlendirdi.
Soru: Alanyaspora transferin nasıl gerçekleşti. Kariyerinde geriye gitmiş gibi göründü ama performansın öyle söylemiyor. Neler söylemek istersin?
Salih Uçan: İtalya’da kontratım bittikten sonra Türkiye’ye dönmek gibi bir düşüncem yoktu. Yurt dışında oynamaya devam etmek istiyordum. Orada mutluydum. Fenerbahçe zamanlarında insanların akıllarında olumsuz şeyler kalmıştı. Sonrasında menajerim Ömer Koray Uzun’la bir karar aldık. Türkiye’ye dönerek kendimi kanıtlamam gerekiyordu. Maç oynamam gerekiyordu, sahada kalmam gerekiyordu. Bu dönemde Alanyaspor bir teklifte bulundu. Menajerimle birlikte Alanyaspor’un bu konuda gerçekten bize yardımcı olabileceğini düşündük. Ozan Tufan geldi buraya Fenerbahçe’ye geri döndü. Merih Demiral buraya geldi ve sonrasında iyi bir transfer yaptı. Wagner Love buradan Beşiktaş’a transfer oldu. Tüm bunlara baktığımız zaman buranın benim adıma olumlu bir kulüp olduğunu düşündük. O zaman böyle bir karar aldık. Şimdi geriye dönüp baktığımız zaman, doğru bir karar verdiğimizi gösteriyor. 1.5 yıldır da mutluyum. Bazen bir adım geri atmak, ileriki dönemlerde sizi 2-3 adım ileriye taşıyabiliyor.
Soru: Geçen yıla göre takımdan önemli isimler ayrıldı. Cisse, Welinton, Junior Fernandes,N’skala gitti ve yeni oyuncular geldi. Buna rağmen takım bu istikrarı korudu. Bu konuda neler söylemek istersin?
SU: Geçen sezon Alanyaspor adına tarihi bir sezon yaşadık. Türkiye Kupası Finali oynadık. Avrupa kupalarına katılma şansı yakaladık. Oyuncular ve kulüp adına güzel bir sezonu geride bırakmıştık. Sezon başında takımda direkt 11’de oynayan Welinton, N’sakala, Pasis Cisse ve Junior Fernandes gibi oyuncular ayrıldı. Sadece 11 değil takımın genelinde de ayrılan oyuncular oldu.
SU: Bu oyuncular gittikten sonra bizde bir endişelenme oldu. Çünkü kilit oyuncular gitmişti. Ama Alanyaspor’un transferde gerçekten bir başarısı var. Başkanımız Hasan Çavuşoğlu olsun, transfer komitesi olsun takıma önemli isimler kazandırdı. Hiç eksiklik hissetmedik. Aynı zamanda gelen tüm oyuncular takıma katkı sağladı.
Soru: Sezona çok iyi başlangıç yaptınız. Devamında kaybettiğiniz maçlar oldu ama oyun anlayışınızdan hiç vazgeçmediniz? Göze hoş gelen bu oyun hakkında senin düşüncelerin neler?
SU: Sezon başında yayıncı kuruluşa, geçen sezonun altında kalmak istemiyoruz gibi bir açıklamam olmuştu. Şu an geçen sezon ki performansın altında kalmadık. Hatta bu sezon ligin ilk 15 haftası lider kaldık. Beşinciyiz ve kupada yolumuza devam ediyoruz. Şu anda bizim için işler iyi gidiyor. Bir kırılma dönemi yaşadık. Maçlarımızı kazana kazana giderken, çok da iyi oynarken Göztepe maçımız yaşanan afet nedeniyle ertelendi.
SU: O dönem yaklaşık 10-15 gün maç oynayamadık. O dönem ritmimiz biraz dağıldı. Geldik berabere kaldık, deplasmana gittik yenildik. O dönemi biraz geç atlattık. Sonra bir kırılma yaşandı ve takımın üzerinde bir stres oluştu. Ancak şimdiki konumumuzdan da memnunuz. Daha da iyi olabilirdik.
Soru: Bir çok maçta topla oynama oranınız hep rakiplere göre yüksekti. Dışardan keyif veren bir futbol. Bu oyun anlayışına oyuncuların bakış açısı nasıl?
SU: Genelde Anadolu takımları büyük takımlara maçlara çıktığında geride bekliyorlar. Ama bizim öyle bir futbol anlayışımız yok. Biz ilerde rakipten topu kazanarak hemen sonuca gitmek istiyoruz. Önemli oyuncular ayrılmıştı takımdan. Acaba seneye neler yaşanacak derken Çağdan Atan hoca, Francesco Farioli ile birlikte geldi. Çağdaş hoca çok iyi bir sistem getirdi. Ben İtalya’da bu sistemi oynamaya alışkındım. İtalya’da ben 3 sene oyunca bu sistemin içindeydim ve sisteme yabancı değildim. Ama takım arkadaşlarımızla birlikte bu sistemi oturtabilir miyiz, çok zor, kalenin içinde pas yapıyoruz, hata yaptığında çünkü topu fileden çıkartıyorsun.
SU: Riskli bir oyundu. Sezon başında antrenmanlara başladık. Pas oyununu kendi aramızda yapıyorduk ama ligde nasıl olur diye düşünürken hazırlık maçları başladı. Baktık çok iyi oynuyoruz. 3-0 kazandığımız Ç.Rizespor hazırlık maçı vardı orada çok iyi oynadık. Ama takımlar hazır değil, oyuncular sakatlanmamak için böyle hafif kalıyor gibi düşündük. Sonra lig başladı, Sivasspor’u yendik. ‘Oooo çok iyiyiz beyler’ falan dedik, kendimizi havaya soktuk. Derken bir baktık ligin 15. Haftası hala lideriz. Bizim artık bu oyundan vazgeçme şansımız yok. Çünkü biz bu oyunu kabullendik ve bu oyundan en önemlisi zevk aldık. O zevki bir kez aldık, artık dönüşü yok. Keyifle oynamaya devam ediyoruz.
Soru: Bir çok maçta topla oynama oranınız hep rakiplere göre yüksekti. Dışardan keyif veren bir futbol. Bu oyun anlayışına oyuncuların bakış açısı nasıl?
SU: Çağdaş hoca sezon başında bu oyun sistemini bize aşılarken sadece iki-üç oyuncu üzerinden gitmiyordu. Sistemde her oyuncunun değerinden bahsediyordu. Bakasetas yoktu biz de Umut Güneş vardı, katkı sağladı. Ben yoktum Berkan, Ceyhun ve Siopis bu sisteme katkı sağladı. Bakasetas çok kıymetli bir oyuncuydu. Skora katkısı vardı, koştu, mücadele etti çok değerli bir oyuncuydu. Ama o gittikten sonra da bizim takım iyi işler başardı.
Soru: Bu sezon çok özgüvenli oynuyorsun, özellikle Trabzonspor maçında direkten dönen topunda bu hissedildi. Ki maçın en iyisiydin… Bunun sırrı nedir veya bunu ona kim aşıladı?
SU: Artık 27-28 yaşlarına geldim. 3-4 yıl öncesine kadar herkese abi derken, artık takım içinde abi denilen konuma geldik. Genç arkadaşlar var takımda. Benden küçükler, “Abi Avrupa nasıl, Fenerbahçe nasıl? Roma nasıl?” sorularını alıyorum. Tecrübelerimi genç arkadaşlarımla paylaştım döneme geldim. Ben kendi aklıma ve yeteneğime çok güveniyorum. Burada önemli olan sahada olmak. Çünkü sahada olduğun zaman bunları yansıtıyorsun. Bu da özgüvendir. Ben kafa olarak rahatsam, sahaya yüzde yüz odaklanıyorum.
SU: Salih Uçan’ın ne zaman problemleri oldu? Oynamadığım zamanlar hep problemli oldu. Ama oynadığım zamanlar futbol kariyerimde hiçbir sorun ve problem olmadı. 1,5 yılda burada 64 tane maça çıktım. Hafta içi, hafta sonu üç günde bir maç oynuyorum. Kendimi çok dikkat ediyorum. Fizyoterapistimle yaşıyorum. Sürekli yanımdan ayırmıyorum. Alanya’da ekstra çalışmalara gidiyorum. Ustalık dönemi demiyorum ama tecrübelendiğim, yaş olarak da olgunlaştığım bir dönemi yaşıyorum. 2012-2013 döneminde de çok iyi hissediyordum kendimi ama o dönemden sonra en iyi dönemim diyebilirim. Aynı o dönemdeymiş gibi hissediyorum.
Soru: Süper Lig’de 5. Sıradasınız ve Türkiye Kupası’nda yolunuza devam ediyorsunuz. Takım olarak bu sezonki hedeflerinizden bahseder misiniz?
SU: İlk üç sırayla aramızdaki puan farkı açıldı ama önümüzde daha çok maç var. Matematiksel olarak her şey mümkün. Kapanılmayacak bir puan farkı da değil. Yapabiliyorsak dördüncü hatta üçüncü sırada bitirmek istiyoruz. Ligde her takım herkese puan kaybedebiliyor. Ligi geçen yılın üstünde bitirmek istiyoruz. Türkiye Kupası’nı ise almak istiyoruz. Kulüp tarihi ve oyuncular için çok önemli. Çünkü geçen yıl finalde kaybettik.
Soru: Milli takımla ilgili düşüncelerin neler? İyi bir sezon geçiriyorsun kadroya davet edilmeyi bekliyor musun?
SU: Milli Takım’ın ortamını o bayrağın gücünü, kuvvetini en iyi bilenlerden biriyim. U15 Milli Takım’dan A Milli Takım’a kadar çıkmış bir oyuncuyum. Alt yaş kategorilerinin hepsinde kaptanlık yaptım. A Milli Takım’a da 6-7 yıl önce gitmiş bir oyuncu olarak, her Türk oyuncunun istediği gibi Milli Takım’a gitmek istiyorum. Yaklaşık 1,5 yıldır da düzenli oynuyorum. Herkesin takdiri zaten ortada. Milli Takım’a da gitmeyi bekliyorum. Gitmeyi de çok istiyorum. Sadece benim elimde de değil artık Şenol hocanın elinde… Şenol Hoca çağırırsa orada oluruz…
Soru: Sezon sonunda sözleşmen bitiyor. Ne yapmayı planlıyorsun?
SU: Gençlik döneminde, 3-4 yıl önce hep kafamda planlar yapıyordum. Gelecek şöyle olsun, böyle olsun gibi… Artık çok gelecek odaklı planlar yapmıyorum. Önümde Antalyaspor maçı var. İnşallah sahanın en iyisi olurum. İnşallah gol, asist yaparım. Sözleşmem sezon sonunda bitiyor ama inanın bunu şu an düşünmüyorum. Alanyaspor’da 1,5 yıldır çok güzel işler başardık. Şimdiki düşüncem inşallah ligi üçüncü, dördüncü sırada bitiririz. İnşallah Türkiye Kupası’nı kazanırız. Bunlara odaklanmış durumdayım. Sözleşmemin bittiğini gerçekten çok fazla düşünmüyorum.
Soru: Totti ile takım arkadaşıydın bize nasıl anlatırsın? Neler öğrendin kendisinden?
SU: Birçok şeyi görerek öğrenen bir oyuncuyum. Roma’dayken Totti 20’li 30’lı yaşlarda olsa belki çok şey öğrenebilirdim. Ama ben Totti’nin 40’lı yaşlarını görebildim. Son emeklilik zamanını geçiriyordu. Ben daha çok Pjanic ve De Rossi’den bir şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Pjanic gerçekten sahanın içinde çok rahat. Süresi varmış gibi rakibinden topu uzaklaştırır. De Rossi de inanılmaz mücadelecidir. Kayarak müdahaleleri o çok yapardı. Ben de ondan öğrendim ve zaman zaman yapıyorum.
Soru: Süper Lig şampiyonluk yarışıyla ilgili düşüncelerin neler? Bir tarafta Sergen Yalçınlı Beşiktaş, Erol Bulutlu Fenerbahçe, ve Fatih Terimli Galatasaray var. Sen ne düşünüyorsun?
SU: Fenerbahçe’ye bakıyorsunuz deplasmanda kazanıyor ama evinde puan kaybı yaşıyor. Galatasaray çok iyi bir seri yakaladı, 8 maç üst üste yakaladı ama sonra gidip Ankaragücü’ne kaybetti ve beraberlik geldi. Beşiktaş sezona istediği gibi başlayamadı. Kötü bir dönem geçirdi ama sonra toparladı ve baya iyi gidiyorlar. Her takım her takımı yenebiliyor. O yüzden şampiyonluk yarışı çok karışık bence. Net bir şey söylemek mümkün değil.
Soru: Yurt dışına son dönemde giden genç oyuncularla alakalı düşüncelerin neler? Onlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersin?
SU: Mutlaka yabancı dil öğrensinler. Çok önemli bir şey. Fiziksel olarak kuvvetlensinler. Vücudun gelişimi için bunu genç yaşta yapmaları gerekiyor. Benim 3-4 yıl sahada olmadığım dönem oldu ve ben geriye gittim. Ama şu an sahadayım ve güçlüyüm. O yüzden gençler sahada olabilecekleri kulüpleri tercih etsinler en önemlisi bu diye düşünüyorum.
Soru: Süper Lig’de beğendiği oyuncular?
Beşiktaşlı Ghezzal’ı beğeniyorum, takımına çok iyi katkı sağladı. Fenerbahçe'den Pelkas’ beğeniyorum. Kendisinin maşallahı var. Galatasaray'dan da Taylan Antalyalı’yı beğeniyorum
En iyi maçları?
Türkiye Kupası’ndaki ilk Galatasaray maçı. İlk 45 dakika 3-0 öne geçmiştik. Takım olarak çok keyif almıştık.
En kötü maçları?
Karagümrük maçı. O gün 10, 20 hatta 30 kez oynasak da yine yenilirdik.1,5 sezondur buradayım ve hatırladığım en kötü maçtı. Takım olarak çok kötü oynamıştık.
Beraber oynadığı en iyi 11
Szczesny, Maicon, Skrtel, Kjaer, Ashley Cole, Pjanic, De Rossi, Emre Belözoğlu, Alex de Souza, Totti, Edin Dzeko
- Rejim askerleri böyle teslim oldu! Esad'ın resmine basıp silahlarını teslim ettiler
- Bakan Hakan Fidan'ın Şam ziyareti dünya basınında! "Esad'ın yasakladığı dağda kahve içtiler"
- Trump yalanladı! ‘Başkanlığı Elon Musk'a devretmedim’
- Uyarı mesajı yanlış Berlin’e gönderilmiş
- Trump'tan Putin açıklaması: En kısa zamanda görüşmek istediğini söyledi