Türk futbolunun gelişmesi için nasıl bir sistem düşünüyorsunuz?

Bizim düşündüğümüz sistem şu; geçen hafta Giresun ve Trabzon’a gittik. Trabzonspor’un akademisini ziyaret ettik. Önümüzdeki hafta İzmir’e gideceğiz ve Altınordu’yu ziyaret edeceğiz. Daha sonra da randevular için yazışıyoruz. Almanya, Hollanda, İtalya, belki İspanya, Portekiz veya İngiltere. Kuntz ile birlikte gideceğiz. Buraların hem milli takımlarını etüt edeceğiz hem de oranın en iyi altyapısı olan iki takımı ziyaret edeceğiz. Hedefimiz hem ekonomik hem yapılacak yatırımlar hem sistem açısından Türkiye’ye en uygun modeli oluşturmak. Benim ilk günden beri düşüncem şuydu; biz futbolcu ithal etmek yerine tersini yapalım. Tersi ne, hoca ithal edelim. Ama hocanın takımı çalıştırması için değil. Altyapıya hoca yetiştirmesi için.

ANTRENÖRE AZ PARA İLE BU İŞ OLMAZ

Kulüp başkanlığı yaptığım dönemde gördüm ki bizim altyapıdan bir tane kaleci çıkmış başka yok. Sebebini araştırdığımda hep asgari ücretle çalışan hocalar var. Bugün asgari ücret 5500 lira. Temizlik işçisi de, güvenlik görevlileri de aynısını alıyor. Bu hocanın sosyal yaşantısı nasıl olacak ki o çocuğa bir şey verebilsin? Onun için benim düşüncem dört kategoriye ayırmak. 10-13 yaş arası 13-15 yaş arası 15-17 arası 17-19 ya da 17-21 gibi. Çünkü her grupta hocanın farklı özellikleri olması gerekiyor. 10-13 yaş arasının hocasının pedagojik eğitim alması gerekir. Aynı bir ilkokul hocası gibi çocuğa nasıl davranılacak, çocuğun kişisel gelişimi, özellikle fiziksel gelişimini bilmesi gerekir. Taktik falan öğretmeye gerek yok. Derslerdeki durumundan başlayarak. Bizim Kuntz’un yaptığı sunumda da gördüm ki orada da öyle. Mesela orada 14 yokmuş. U15’ten başlıyor. U15, U16, U17. İlkokuldaki çocuğu U15’ten alıyor bir hoca ve U17’ye kadar bir hoca götürüyor. U17’den bir hoca alıyor U20’ye kadar ayrı bir hoca, U21’de ayrı bir hoca.

Onları siz mi eğiteceksiniz?

Evet biz ücretsiz eğiteceğiz.

HEP AYNI GRUBU ÇALIŞTIRACAK

Kulüpleri paylaşabilir misiniz?

Kulüpleri paylaşmadan önce sistemi bitirmemiz lazım. Buradaki hedefimiz şu. Grupları belirledikten, eğitimi de verdikten sonra diyelim ki oradan aldığımız brifingde her altyapı grubunda 21 hoca var. Sırf hoca olarak. Pro lisansı olan var, normal hoca olan var. Bir kulüpte 21 tane altyapı hocası var, fizyoterapistler hariç. Profesyoneller hariç. Bu hocaların eğitimini bitirirken bunu yaklaşık 6 ayda 19 tane takımı eğittik diyelim. Bunlara günün şartlarına göre bir ücret belirleyeceğiz ve TFF onaylı bir sertifika vereceğiz. Bu 10-13 yaşındaki çocukları çalıştırabilir ve başkasını çalıştıramaz. Bu hocalarda aman ben yukarı çıkayım falan düşünmeyecek çünkü o hep 10-13’ü çalıştıracak, sonra tekrar 10’u alacak. Yani 10,11,12 çalıştıracak. Çocuk bir üst gruba gidecek, o tekrar 10 yaş alacak. Ona bir ücret belirlenecek. Mesela bugün ne olması lazım, 15 bin lira. Öbürünün ücreti 17-18 bin lira faraza söylüyorum. Bu ücretleri 6 ay biz federasyon olarak verelim diyoruz. Kulüpler sadece sigortasını yapsın. Biz net ücreti verelim. 6 ay sonra onlar versin. Bir geçiş dönemi gibi olsun. Birinci hedefimiz bu.

Kursa gelebilecek olanlara kriterler koyacak mısınız?

Tabii, kriter olmazsa olmaz. Burada şunu yapmayacağız. Tamam eğittik gidin, güle güle. Öyle söylemek istemiyoruz. Hedefimiz şu, sistemi belirleyeceğiz. Aynı milli eğitimde nasıl bir müfredat var, tarih, coğrafya, fen gibi derslerde takip edilecek bir kitap var. Biz de o çocuğa her hafta ne öğretilecek belirleyeceğiz. Bunu hem yazılı hem de videolarıyla birlikte onlara sistemden yükleyeceğiz devamlı. Her kulüpte hepsinin bir başı olacak ve bunlar devamlı federasyonla diyalog halinde olacaklar. Her futbolcunun bilgilerini her yaş grubundan bir kişi devamlı olarak rapor yazıp bizim sisteme yükleyecek. Böylelikle orada biz 20 tane takım desek, ortalama 200-300 futbolcu var lisanslı, 10 yaşından başlayıp 20 yaşına kadar, 20 kulüp olsa altı bin futbolcu var havuzda. Hepsi aynı çıkmış, aynı eğitimi alacaklar. Geçenlerde Avrupa Kulüpler Birliği’nin genel kurulu oldu. Ben de katıldım. Masada Ajax’ın CEO’su vardı. Dedi ki ‘Biz her yıl A takıma minimum 2 tane oyuncu veririz. 3 tane de olur, 4’te olur ama en az 2 olur.’ Biz de bunu yapmalıyız.

YABANCI SERBEST DESEM 20-30 ALIRLAR

Şu an şöyle bir yanlış var; ümit veya genç milli takımlardan şu anda A milli takımda oynayan oyuncu yok. Hocaya sormuş Kuntz, var mı şu an alabileceğim? Yok demiş hoca. Ya böyle bir sistem olur mu? Arda mesela A milli takıma alındı 17 yaşında. U15’te U16’da oynamamış, 17’de direkt milli takıma geliyor. Halbuki bunun nasıl olması lazım. O merdiven sisteminde önce hazmede hazmede gelmesi lazım. Şimdi bunu getirmek istiyoruz. Yani bir operasyon, bir gençleştirme bu şekilde olabilir. Yoksa milli takım ayrı telden çalarsa, kulüpler zaten ayrı telden çalıyor. Varsa yoksa yabancı. Şimdi ben bugün desem ki yabancı serbest, herhalde herkes 20-30 tane alır.

Bu projede 20 takım diyorsunuz ya, alt liglerdeki 20 takım mı olacak?

Hayır Süper Lig önce. Orada da bir hazmetme kapasitesi var çünkü. Örnek vermek gerekirse Almaya’da Süper Lig’de ve 1. Lig’de akademi zorunluluğu varmış. Onların daha detaylarına girince önce Süper Lig’e bu zorunluluğu getirmek istiyoruz. Sonra da 1. Lig’e. Ama isteyen takımlar olursa, Bursa gibi veya başka takımlar gibi o zaman o takımlara da gönüllü olarak altyapı yapacağız.

KULÜP BORÇLARI ÖDENEMEZ DURUMDA

Bu 2002’deki Almanya’nın başlattığı program değil mi?

Buna Almanya demiyoruz. Bu gezileri yapıp belki melez bir şey olacak. Belki biraz Almanya’dan belki biraz Portekiz’den. Portekiz’den mesela Braga’ya gideriz. Orada da aynı sistemle baya oyuncu yetiştiren bir takım Braga. Şimdi burada şu ülke demek istemiyorum. Sistemi anlatmaya çalışıyorum. Bizim artık sürdürülebilirliği, kulüplerimizin ekonomik olarak bağımsızlığı kazanabilmesi lazım. Burada bizim hesaplarımıza göre 25 milyar borcu var takımların. Faizlerini falan 10 yıl vadeye ayırmışlar. Hesap edersek bu 50 milyara kadar çıkıyor. Şimdi bunu ödemeleri mümkün değil. Ancak Galatasaray kulübü başkanımız diyor ki, başka bir kaynak bulursak ödeyebiliriz. Futbol dışı bir kaynak. Bunu her takımın yapması mümkün değil. Bununla ilgili de bir projemiz var.

ELEKTRİK YARDIMI RAHATLATACAK

Başkan Vekili Yusuf Günay biliyorsunuz ki eski EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) Başkanı. Enerji fiyatları malum çok yükseldi. Özellikle elektrik fiyatları. Geçen gün bir olay yaşadık. Malatya’nın maçı naklen yayınlanacak 2 saat kalmış. Parasını ödemedikleri için elektrikleri kesmişler. Bütün kulüplerimize, 1, 2, 3. Lig, yazı çıkardık. Bir hedefimiz var. Güneş enerjisi sistemi (GES) kurmak. Her kulübün kendi ihtiyacı kadar. Şu anda epey bir kulüp cevap verdi. 50 MW’lık bir yatırım yapacağız. Hazineden arsa alacağız. Aksaray veya Niğde civarında 600-700 dönümlük bir arazi. Arazi üzerine de her kulübün ihtiyacı ne kadarsa en azından buradan destek verelim diye bir çalışmamız var. Burada da hedefimiz şu, kulüplerin cebinden hiç para çıkmadan kalıcı çözüm. Her kulüp kendi ismiyle ihaleye çıkıp bir şirketle yatırım yapacak. Belirli bir süre sonunda 6, 7, 8 yıl mı olur şirket çekilecek ve bütün haklar kulüpte kalacak. Yeni çıkan yönetmeliğe göre her şirket veya kuruma, tükettiği elektrik kadar lisans almadan kendi elektriğini üretebilme hakkı verildi. Biz de oradan faydalanacağız. Ama bunu kulüplerin tek tek yapacak ne bilgisi var ne elemanı. Çünkü Türkiye’nin neresinde yaparsanız yapın sisteme veriyor, olduğunuz şehirden alabiliyorsunuz. Hazinenin tahsis edeceği tarım arazisi olmayan araziye kurulacak bu GES.

FAİR PLAY ÖDÜLLERİ ÖNEMLİ BİR PROJE

Hedefimiz sürdürülebilir başarılar elde edebilmek. İnşallah gücümüz yettiğince iyi niyetle, tüm yönetim kurulumuzla birlikte her konuda farklı iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bir fair play töreni yaptık bu hafta. Pazartesi açıkladık. Önümüzdeki günlerde ikinciyi çalışıyor kurul. İkinci fair play ödüllerini vereceğiz. Hem maddi hem manevi ödül veriyoruz. Böylelikle de hedefimiz fair play’i futbolcularda, hocalarda, taraftarda rol model olacak şekilde yaygınlaştırmak.