Eller ne derse desin bu ilişki yalnızca senin
İlişkilerimizi yaşarken hep başkalarının söyledikleriyle değerlendiririz kendimizi. Ya da başkalarının ilişkileriyle kıyaslarız. Oysa her ilişki kendi kuralları içinde yürür. Başkalarına uygun gelmeyen bir şey sizin için mutluluk kaynağı olabilir
AŞK DOKTORU
MEHMET COŞKUNDENİZ
mehmet.coskundeniz@posta.com.tr twitter.com/askdoktoru
Ayrıca dışarıda her el ele gezeni, her diz dize oturanı ‘mükemmel çift’ olarak yorumlamayın. Emin olun onların da en az sizinki kadar sorunları vardır. Şimdi başkalarının doğru olarak kabul ettiği ama aslında gerçekte ‘yanlış’ olan şu genel geçer kurallara bir göz atalım:
1- ESKİ HEYECAN KALMAMIŞSA İLİŞKİ BİTMİŞ DEMEKTİR
Gerçek şu: Elbetteki ilişkiye başladığınız dönem yaşadığınız o heyecanı tekrar yaşamayacaksınız. Çünkü o heyecanın büyük kısmı o dönemde salgıladığınız hormonların etkisinden kaynaklanıyordu. O hormonları sürekli aynı düzeyde salgılamanız imkansız. Ama bu kötü bir şey değil.
Aksine artık ilişkiniz daha dingin ve ayakları yere daha sağlam basan bir kimliğe büründü. Yani siz ‘aşk’tan ‘sevgi’ye geçtiniz. Artık ilişkinizde endişeden kaynaklanan heyecanlar yok. Güven var, huzur var, eksilmeyen mutluluk var.
2- BİRLİKTE DAHA AZ VAKİT GEÇİRİYORSANIZ TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR DEMEKTİR
Çiftler ilişkinin ilerleyen dönemlerinde birbirlerini tanımış olurlar. Doğal olarak artık birbirleri hakkında öğrenecek şeyleri de tükenir. Ama zaten herkes kendisini iyi tanıyan bir sevgili aramıyor mu? Öyleyse bu da sizin için büyük bir konfor. Birbirinizle, ilişkinizin ilk dönemlerine göre daha az vakit geçirmeniz özlem duygusunu da tatmanızı sağlayacaktır.
Birbirinizi özleyip buluştuğunuzda konuşacak daha çok şeyiniz olacaktır. Ayrıca çiftlerin bireyselliğini koruması, birbirlerinden ayrı olarak kendi hobilerine, arkadaşlarına zaman ayırması kesinlikle ilişkiyi besleyen bir unsurdur.
3- KAVGADAN SONRA YATAĞA KÜS GİRİYORSA SENİ ÖNEMSEMİYOR DEMEKTİR
Bu klişeyi ilişki dünyasına kim soktuysa şiddetle kınamak istiyorum. İnsanlar kavga edebilir, birbirlerine kırılabilir, küs kalabilir. Eğer şiddet, hakaret, aşağılama yoksa kavgalar da çiftlerin ilişkisine hareket getirir.
Her sorunu anında halletmenize gerek yok. Küsebilirsiniz, yatağa küs girebilirsiniz. Çünkü zaten öfkeliyken sorunu halletmeye kalkarsanız başarılı olamazsınız. Haklı-haksız tartışmasına girince işin içinden çıkamazsınız. Biraz küs kalın ama öfkeniz geçtikten sonra mutlaka meseleyi konuşun.
4- EVLİLİKTEN SÖZ ETMİYORSA SENİ SEVMİYOR DEMEKTİR
Evlilik ciddiye alınması gereken bir kurum. Açıkçası herkes evliliğin sorumluluğunu kaldıramaz. Bazen çiftler evliliğin aralarındaki sevgiyi sona erdireceğini düşündüğü için oldukları gibi kalma yolunu seçerler. Bir başka deyişle, evlilikten söz etmemesi sizi sevdiğini hatta bu sevginin bitmemesini istediğini de gösterebilir. Evlilik bir sonuç değil, bir başlangıçtır.
Kendini evliliğe hazır hissetmeyen, bu sorumluluğu taşıyabileceğini düşünmeyen kişiden evlenmesini istemek haksızlıktır. Bunun da sevip sevmemeyle ilgisi yoktur.
5- ESKİSİ GİBİ SEVİŞMİYORSA BAŞKASI VAR DEMEKTİR
Bu klişe de aldatmanın işaretlerinden biri olarak gösterilir. Kimi zaman doğrudur. Ancak kesin yargıya varmadan önce çiftin seks hayatını gözden geçirmesi gerekir.
Seks de uzun soluklu ilişkilerde rutine biner. Ama bunu tamamen bir tarafın üzerine yıkmak haksızlık olur. Seksi canlandırmak, eskisi gibi tutkulu sevişmek sizin elinizde. Konuşmaktan çekinmeyin, isteklerinizi söyleyin, onun isteklerini dinleyin. Mutlaka ortak bir yol bulursunuz.
SEKS iÇiN AŞK ŞART MI?
Ben, “Sekssiz aşk olmaz, aşksız seks olur” diyenlerdenim. Ama burada kadınla erkeği ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Bir prezervatif firmasının Türkiye’de 20 bini aşkın kişiyle yüz yüze görüşerek yaptığı araştırmaya göre; kadınların tek gecelik ilişki yaşama oranı yüzde 35, erkeklerinki yüzde 61. Bir başka deyişle her 3 kadından biri, her 3 erkekten de ikisi aşk olmadan seks yapmış.
Kadınlar biraz daha aşktan yana. Ankette katılımcılara, “Ertesi gün ismini hatırlamadığınız biriyle seks yaptınız mı?” diye de sorulmuş. Kadınların yüzde 13’ü, erkeklerin de yüzde 28’i bu soruya “Evet” yanıtını vermiş. Yani bırakın aşkı, kimi birlikteliklerde isim bile akılda kalmamış.
iHANET YENiDEN TANIMLANMALI
Prezervatif firmasının araştırmasında Türkiye’de erkeklerin yarısının, kadınların da 3’te birinin eşini ya da sevgilisini en az bir kez aldattığı ortaya çıkmış. Araştırmayı yapan bir prezervatif firması olduğuna göre, burada sözü edilen aldatmanın seks içerdiğini söyleyebiliriz. Peki, fiziksel hiçbir temas olmadan, örneğin internet ya da cep telefonları üzerinden yazışmalar olsa?
Üstelik bu yazışmalar kesinlikle seks içerikli olmasa? Hatta yazışmaların içinde ‘Canım cicim’ gibi kelimeler bile olmasa? Bunu aldatma olarak sayacak mıyız? Çağımız internet çağı. Sosyal ağlarda her gün yüzlerce kişiyle iletişim kuruyoruz. Facebook’ta arkadaşlarımız, Twitter’da takipçilerimiz artıyor.
Örneğin Facebook’taki arkadaşa, Twitter’daki takipçiye “Günaydın” mesajı yazmak ihanet anlamına gelir mi? Bunu gizli gizli yapıyorsa, evet bir sorun var demektir. Ama herkesin görebileceği şekilde yazıyorsa ve senden saklamıyorsa arıza çıkarma. Hanımlar beyler, sosyal iletişim ihanet değildir. Aksine sosyalleşmek ilişkiniz için faydalıdır.
(14.10.2012 tarihli Pazar Karnaval'dan alınmıştır.)
- Vahe Kılıçarslan’a çifte şok! 4.5 yıl hapis istemi ve 5 milyon TL tazminat
- Defne Samyeli dekolteli elbisesiyle göz kamaştırdı
- Haluk Levent sevenlerini korkuttu! Ünlü şarkıcı hastaneye kaldırıldı, işte son durumu...
- Survivor Adem Kılıççı, Dominik öncesi ailesiyle vedalaştı
- Karnı burnunda yeni poz: Neslihan Atagül anne olmak için gün sayıyor!