Görevimiz Cehennem
Dan Brown'ın sır gibi gizlenen, merakla beklenen kitabı Cehennem raflardaki yerini aldı!
Röportaj: Pınar YILDIZ
Dan Brown'un kitaplarında heyecan doruktadır. Şifreler, aksiyon, gerilim, gizlilik, casusluk... Yazarın son kitabının çeviri öyküsü de böyle. Tüm dünyadan 12 çevirmen, casus gibi, verilen adrese gittiler, 45 gün boyunca, korumalar gözetiminde adeta hapis hayatı yaşadılar. Kimseyle görüştürülmediler, dışarı salıverilmediler, konuşturulmadılar... Çünkü bu sıradan bir çeviri değil, bir 'gizli görev'di.
Her şey, Altın Kitaplar'a 'Top Secret' uyarılı bir e-posta gönderilmesiyle başladı. 'Da Vinci Şifresi' adlı kitabı başta olmak üzere eserleri dünya çapında 'en çok satanlar' listesine giren Dan Brown'ın, 14 Mayıs'ta yayınlanacak 'Inferno-Cehennem' adlı yapıtı tercüme edilecekti. Talimatı alan Altın Kitaplar, çevirmen Petek-İpek Demir kardeşler ve editör Hülya Şat'ı Londra'ya gidip işi tamamlamakla görevlendirdi. Kurallar belliydi: Bu süre içinde aileleri bile nereye gittiklerini bilmeyecek, kimseyle görüşmeyecek, dışarıya tek kelime sızdırmayacaklardı. 'Top Secret' e-postasının içinde bulunan 10 maddelik sözleşmeyi imzalayan üç kişi, gizli görev için Londra'ya uçtu.
Altın Kitaplar, şirket içinde bile o kadar gizli tuttu ki konuyu, tüm çalışanlara Hülya Şat'ın yurt dışına dil eğitimine gittiği söylendi. O sırada başka ülkelerden farklı çevirmenler için de aynı dolaplar dönüyordu. Sonunda İtalya ve İngiltere'de bir araya gelen toplam 12 çevirmen cep telefonlarını, pasaportlarını ve laptoplarını görevlilere teslim ettiler. Ve korumalar gözetiminde 45 gün sürecek 'gizli çeviri' görevine start verildi. Görevimiz Cehennem
ŞİFRELİ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Dan Brown'un kitabının editörü Hülya Şat anlatıyor süreci; "Orada alıştığımız şartlar yoktu. Sabah 9'dan akşam 9'a kadar korumalar eşliğinde çeviri yapıyorduk. Korumaların bulunmadığı saatlerde ise çeviri yapmamız mümkün değildi. Bize tahsis edilen ofise girerken çantamızı, telefonlarımızı, laptoplarımızı ve paltolarımızı alıp bir kasaya koyuyorlardı. Sadece sigara içebiliyor, varsa ilaç alabiliyorduk. Okuyacağımız nüshalar kasalardan çıkarılıp bize veriliyordu. Yanımızda korumalar olduğu halde nüshaları alıyor, birlikte ofise çıkıyorduk. Bize özel laptoplar verilmişti. İnternetin kesinlikle olmadığı, şifrelerle açtığımız laptoplar... Nüshalar her ülke için farklı numaralandırıldığı için kimse başkasının nüshasını göremiyordu. Çeviriyi bitirdikten sonra şifreli Türkiye klasörünün içine kaydediyorduk. Sigara molasına çıktığımızda bile tüm nüshaları korumalara veriyorduk, kasalara kilitliyorlardı. Döndüğümüzde tekrar kasalardan alıp odalarımıza dönüyorduk."
Çevirmenlerden Petek Demir ise çektikleri sıkıntıları şöyle anlatıyor; "Sözlüklerimiz ve çeviri yaparken kullandığımız diğer materyallerin hiç biri yoktu. Bütün çevirmenlerin kullanabileceği ortak bir bilgisayar vardı gerçi ama o da başka bir odadaydı ve başı genellikle kalabalık oluyordu. Yanımızda götürdüğümüz sözlük programları da oraya uymadı." Ve söz İpek Hanım'da; "Çalıştığımız odayı yabancı çevirmenlerle ortak kullanmak zorundaydık. Sessiz olmalıydık. Ses beni rahatsız etmiyordu ama Norveçli çevirmen tıkırtıdan bile rahatsız oluyordu. Aslında kulaklarına tıkaç takıp üzerine kulaklığı geçiriyor, hatta bir de hafif sesle müzik dinliyordu ama fısıldasak bile ikaz ediyordu.
"Maksat; heyecan olsun"
Bütün çevirmenlere 45 günlük bir süre verilmiş. Plan, herkesin aynı anda çeviriye başlayacağı şekilde oluşturulmuş. Ne var ki Türk çevirmenler vize sorunu yaşamış. Ardından da vizenin verileceği oda tadilatta olduğu için bir hafta daha kaybetmişler. Dolayısıyla diğer ülkelerin çevirmenlerinden 10 gün rötarlı olarak başlamışlar işe. Üstelik ek süre almaları da mümkün olmamış. Ama yine de diğerleri ile aynı günde bitirmişler kitabı. Ah, Londra'da yaşanan gerilim son güne kadar sürmüş. Kitabın son 50 sayfasını uzun zaman göndermemişler çevirmenlere. Onların da bu heyecanı yaşamasını istemişler çünkü. Çeviri süresinin bitmesine 10 gün kala herkese aynı anda göndermişler son nüshaları.
DÜĞÜNE DEĞİL ÇEVİRİYE GİTTİ
İnanmayacaksınız ama İpek Demir bu proje için düğününü ertelemiş. Kendisine, iki ay boyunca Londra'da kalması gerektiği, konunun çok gizli olduğu, Dan Brown'un son kitabının çevirisini yapacağı söylenince hem şaşırmış hem sevinmiş. 23 Mart'ta evlenmeyi planlayan, mekanı tutan, davetiyeleri bastıran, oteli ayarlayan İpek Demir, süklüm püklüm nişanlısına meseleyi anlatmış elbette. Nişanlısı "Buna değer" diyerek destek vermiş ama gizlilik ilkesi yüzünden bu kez de ailelere anlatamamışlar konuyu. Sonunda, düğün 17 Mayıs'a ertelenmiş.
ESRARENGİZ FACEBOOK UYGULAMASI
Dan Brown'ın facebook sayfasında ne olduğu belli olmayan bir görsel kullanıldı. O görseli tıklama sayısı arttıkça görüntü de ortaya çıkmaya başladı. Tıklanma sayısı binlerce kişiye ulaşınca tıklayan kişilerin fotoğraflarından kitabın adı belirlendi: Inferno-Cehennem.
'Cehennem' önce Türkiye'de çıkacak
Kitap, 14 Mayıs'ta Hollanda, İsveç, Danimarka, Norveç, İtalya, Almanya, Fransa, Finlandiya, İspanya ve Brezilya ile birlikte Türkiye'de de yayınlanacak. Hatta Türkiye en doğudaki ülke olduğu için, okurlar, dünyanın geri kalanından birkaç saat önce kitaba sahip olabilecek.
Okuyucuya NOTLAR
Dan Brown'un diğer kitapları gibi İCehennem'in konusu da 24 saat içinde geçiyor. Kahraman yine Robert Langdon. Ve yine birkaç mekan dolaşıyor. Öykünün kurgusu şaşırtmacalı, hazır olun. Okumadan önce Dante'nin İInferno-Cehennem' adlı yapıtına göz gezdirmek fayda getirecektir.
Şarkıcı Amy Winehouse'un korumalarıyla aynı odada...
Çevirmenlerin çalıştığı odada; Lily Allen, Amy Winehouse ve pek çok Hollywood yıldızının güvenliğini sağlayan bir koruma varmış. Petek Demir, "Sigara molalarında yanımıza gelip kendimizi nasıl koruyacağımıza dair ders veriyordu" diyen Petek Demir devam ediyor; "Sürekli aksiyon içinde bulunan biri olarak odada çok sıkılıyordu. Çalışırken bir anda bıçak, satır, makineli tüfek sesleri duyduk. Bir de baktık ki koruma, yanında getirdiği Ipad'den İdomuz nasıl kesilir', İgeyiğin derisi nasıl çıkartılır' tarzında videolar ve boks maçları seyrediyor.
4- Masterchef'te 3. eleme adayı belli oldu! Yarışmada kıran kırana mücadele
- Başak Dizer ve Kıvanç Tatlıtuğ, Toscana pozlarıyla hayran bıraktı
- Fahriye Evcen ve oğulları tekne keyfi yaptı! Pozlarına beğeni yağdı
- Dünyaca ünlü ismin konserinde Zeynep Bastık sürprizi! Türkçe ve Fransızca düet yaptılar
- Dünyanın en zengin 10 insanı (2024)