BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Akdeniz'de balık stokları ve su altı habitatları üzerindeki av baskısını azaltıp sürdürülebilir balıkçılığı desteklemek amacıyla Mavi Umut Girişimi başlattı. FAO Kıdemli Balıkçılık Sorumlusu Hishamunda, Türkiye'de balıkçılıkta kalkınma için aslan balığının yakalanması, balık çiftliklerinde deniz hıyarı yetiştiriciliğinin artırılmasını önerdi.
Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre, sürdürülebilir balıkçılık, nesli tehlike altındaki türlerin korunması ve aşırı avlanmayla mücadele için çalışan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) yetkilileri açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde açlığı yok etmek ve beslenme şartlarını iyileştirmek için 1943'te kurulan FAO, 180 ülkede çalışmalarını çok uluslu çözüm yöntemleri geliştirerek sürdürüyor. Tarım, ormancılık ve balıkçılık gibi üretim alanlarındaki doğal kaynakların doğru kullanımı için bilimsel verileri değerlendiren FAO, iklim değişikliğiyle Akdeniz havzasında verimi düşen balıkçılığın düzeltilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için Mavi Umut Girişimi’ni başlattı.
TÜM DÜNNYAYI İLGİLENDİRİYOR
İtalya’nın başkenti Roma’da bulunan örgütün Kıdemli Balıkçılık Sorumlusu Nathanael Hishamunda ve FAO Orta Asya ve Türkiye Alt-Bölge Ofisi Sorumlusu Disa Vurdem, yaptıkları açıklamalarda denizlerden elde edilen balık miktarındaki düşüşün tüm dünyayı ilgilendirdiğine dikkat çekti. Disa Vurdem, balıkçılık ve su ürünlerinin dünya genelinde milyonlarca insana geçim kaynağı olduğunu, sağlıklı bir besin olarak dünyayı beslediğini ve pek çok ülkenin ekonomisine katkı sağladığını söyledi. Artan dünya nüfusuyla balığa talebin artması, kötü yönetim, iklim değişikliği ve kentleşmenin önemli bir ekonomik büyüme kaynağının sürdürülebilirliğini tehdit ettiğine işaret eden Vurdem, "Öyle ki bu sorunlar kaynaklarla birlikte çevresel bozuluyor. Yoksulluk ve diğer geçim kaynaklarının azlığı düşünüldüğünde durum kötüleşiyor. FAO’nun Mavi Büyüme Çerçevesi, sucul kaynakların kullanımının iyileştirilmesi, balıkçılıktan dünyanın elde ettiği sosyal ve ekonomik faydanın en yükseğe çıkarılması ve su ürünleri sektörünün geliştirilmesi için yenilikçi yaklaşım sunmakta” dedi.
SOSYAL VE EKONOMİK REFAHI ARTIRACAK
Azalan deniz kaynaklarına çözüm için FAO’nun 2018 yılında Mavi Umut Girişimi’ni başlattığını söyleyen Disa Vurdem, projeyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Tarım ve Orman Bakanlığı’nı temsilen Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle çalışıyoruz. Tunus, Cezayir ve Türkiye projenin parçası. FAO birçok kıta ve ülkede Mavi Büyüme çerçevesinde kırsal yoksulluğu azaltan, çevresel faktörleri en aza indirirken sosyal ve ekonomik refah seviyesini artıracak projeler yürütüyor.
Bu projelerden biri de Akdeniz’de Mavi Umut Girişimi. Bu proje, balıkçılık ve su ürünleri sektörünün Akdeniz’in kıyı bölgelerinde balıkçılık, iklim değişikliği ve kentsel kalkınma yönetimindeki yetersizliklerden doğdu.
Bunlara geçim kaynaklarının eksikliği eklendiğinde durum kötüleşmekte. 3 ülkenin hepsinde ilgili tüm paydaşların temsilcilerinin katılımıyla Çok Sektörlü Yatırım Proje Planları (MIPP) hazırlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile yol haritası oluşturulması için çalışıyoruz.”
TÜRKİYE İÇİN 5 ÖNERİ
FAO Kıdemli Balıkçılık Sorumlusu Nathanael Hishamunda ise Türkiye için ekosistem temelli balıkçılık yönetimi, su ürünleri, değer zinciri ve geçim kaynaklarının çeşitlendirilmesi alanlarında 5 proje teklifi geliştirdiklerini söyledi. İstilacı yabancı türlerin mavi ekonomiyi kalkındırdığına işaret eden Hishamunda, şunları dedi:
“Aslan balığı gibi istilacı türler Türkiye’nin güneybatı kıyılarındaki balıkçıların ekonomisine katkı sağlayacak. Yapay resiflerle aslan balığının 4 özel çevre koruma bölgesinde yakalanması için çalışmalıyız.
Gölet ve deniz çiftliklerinde deniz hıyarı yetiştiriciliği arttırılmalı. Makro alg ve deniz yosunu üretimi için Manavgat’ta çalışmalar sürüyor. Sürdürülebilir balıkçılık için geleneksel balıkçılık turizmini destekliyoruz. Gökova Körfezi’nde Eylül 2021’de geleneksel balıkçılık turizmi çalışmalarını başlattık.” dedi.
Nathanael Hishamunda, Gökova’nın el değmemiş pek çok deniz-kıyı yaşam alanına ev sahipliği yapan Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Deniz Koruma Alanı olduğuna dikkat çekti. Zengin biyolojik çeşitliliği, tabiat güzelliği, su altı ve su üstü tarihi kalıntılarıyla 1988’de koruma altına alınan bölge için Hishamunda yürütülen çalışmalarla ilgili şunları dedi:
“Gökova Körfezi, Türkiye’nin 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri. Aşırı avlanma, izinsiz faaliyetler, iklim değişikliği ve diğer faktörler nedeniyle azalan balık stokları Gökova Körfezi’nin zengin biyolojik çeşitliliğine tehdit. Geleneksel küçük ölçekli balıkçılıkta tehlikede. Gökova Körfezi Deniz Koruma Alanı’nda sürdürülebilir balıkçılık için, balıkçılık kooperatifleri, STK’lar, bakanlıklar, kamu kuruluşları ve üniversitelerle çalışma yürütüyoruz. Mavi Umut Projesi ile FAO ve Türkiye Hükümeti Gökova Körfezi’nde elde edilen önceki başarıları pekiştirecek.”