Her hikaye yeni bir mutluluk: Patibiyografi
Kadir Has Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümü mezunu Burak Gürhan Kaymakçı hayvan sahiplenen kişilerin tanışma hikayelerini 'patibiyografi' isimli sosyal medya hesabından paylaşıyor. Etkileşimin yüksek olduğu sayfanın amacı, insanlara hayvan sevgisi aşılayıp hayvan sahiplenme duygularını yeşertmek ve Türkiye’nin en güzel ve içten hikayelerini hayvanseverlerle buluşturmak. Patibiyografi bugüne kadar 1068 kedi/köpek tanışma hikayesi yayınladı.
Kaymakçı, patibiyografi isimli sayfanın hikayesini şu sözlerle anlattı:
Üniversite son senesi, belgesel projesinde ormanda yaşayan hayvanlar hakkında yapmış olduğum belgesel, benim için ilk kıvılcım olmuştu. İkinci kıvılcım ise: Eskişehir’de askerlik görevimi yaparken her şey bir anda gelişti ve Mestan isimli bir kediyle tanıştım. Bu tanışma hikâyesinin benim için çok önemli bir yeri olacağı kesindi. Çok duygusaldı. Herkesin bu hikâyeyi duymasını görmesini istedim. İlk paylaşımım olduğu için heyecanlıydım ama takipçilerden çok güzel tepkiler aldım. Daha sonra insanlar tanışma hikayelerini, kedilerini/köpeklerini nasıl sahiplendiklerini, nasıl süreçlerden geçtiklerini bizimle paylaştılar. Projeye olan İlgi çığ gibi büyüdü. 2 senede yirmi altı bin hayvansever takipçi @patibiyografi sayfasında bir araya geldik.
Bazı insanlar kedileri ve köpekleri evlerine alıyor. Bazıları sadece sokakta besliyor. Bazıları sadece sevmekle yetiniyordu. Ben ne yapabilirim diye düşünürken, böyle bir platform oluşturmanın herkes için çok faydalı olacağını düşündüm.
Bu sayfayı kime borçlu olduğumun hikayesi
“MESTAN” ile kısa dönem askerlik yaptığım Eskişehir’de tanıştım. Kendisi bugüne kadar- karşıma çıkan tanıştığım| gördüğüm |görebileceğim en zarif kedi olur. Bu konuda ciddiyim. Boş zamanlarımı onunla ilgilenerek geçiriyordum. Her sabah saat 06:00 da aynı pencere önünde olurdu. Bende camı açıp onu içeri alırdım. Çünkü sabah kahvaltısını kantinde benimle yapmak istiyordu onu asla kırmadım (açmalarımı poğaçalarımı hep onunla paylaşırdım) Gel zaman git zaman MESTAN bana alıştı. Mesela ilginçtir 220 askerin tane içinde gelip beni buluyordu. Geçen sene 23 Nisan’da – kıyafetlerimin bulunduğu dolapta 6 tane yavru dünyaya getirdi. Bu yavruların yaşama tutunması için hemen bir yuva yaptık ve hepsini oraya yerleştirdik. Komutanlarımızdan bir tanesi Mestan’ı ve genel olarak kedileri pek sevmiyordu. Fakat yavruları olduğunu öğrenince 15 gün boyunca sabah yavrular için süt getirdi.
Bunu görmek beni çok ama çok mutlu etmişti Yavrular büyüdükten sonra ise sahiplendirdik.
Askerliğimi bitirince İstanbul’a döndüm. MESTAN hala yaşamına aynı yerde devam ediyor. Mümkün olan en kısa zamanda Eskişehir’e gidip MESTAN’ı ziyaret edeceğim. Beni böyle bir sayfayı açmaya teşvik ettiği için patilerinden öpeceğim.
Hayatınızda karşınıza çıkan insafsız, gurursuz ve sadakatsiz insanlar gibi değiller. Bir bakışları ile size olan sevgilerini anlatabilirler. Sahip çıkalım ve sevgi aşılayalım.
Patibiyografi’de ki örnek olabilecek başka bir hikâyeye: Kartuş'un hikayesi
Yavrumun adı Kartuş. Mahallelinin söylediğine göre; çocuklar, kardeşlerinin yanından alıp ona eziyet etmişler. Bütün bacaklarını kırmışlar. İnsanlar görmüş ama müdahale etmemişler. Çok bağırıyor diye, biri alıp kardeşlerinin yanına koymuş. Bu sefer de annesi dışlamış, emzirmemiş onu. Açlıktan, acılarından hiç durmadan bağırıyormuş. Sesinden rahatsız olanlar, bir hayvan koruma gönüllüsüne ulaşmışlar. Yavrum ordan alınmış, veteriner kliniğine götürülmüş, 3 bacağı alçılanmış. Gönüllü arkadaşımız, 2 gün sonra yurtdışına çıkmak zorunda olduğu için ilan açmış. Alçıları içinde, savunmasız, kimsesiz ortada kalmış yavrum. İlanı gördüm, bana getirin iyileşene kadar bakarım dedim. Hemen getirdi sağolsun. Geldiğinde 3 haftalıktı. Elime aldım, göz göze geldik. Gözlerimin içine öyle bir baktı ki. Sanki düşünceleri beynime akıyordu, gözyaşlarımı tutamadım. Çaresizliğini, sahipsizliğini, acılarını, korkularını bütün hücrelerimde hissettim. Dedim ki; o artık benimle kalacak. O beni bırakmadan ben onu bırakmam.
A
Benim yavru kediler için bir karışımım var ondan yaptım, severek yedi. Alçıları içinde 3 hafta yattı. Ben onun altını temizlerken, uzanıp o kendinden büyük alçılı koluyla yüzümü okşuyordu. O kadar inanıyordum ki alçıları açıldığında koşup oynayacağına ama olmadı. Alçılar açıldı, röntgen çekildi, dediler ki yanlış alçılanmış. Asla yürüyemeyecek. Dünya başıma yıkıldı. Onun için üzüldüm. Yoksa ona da söyledim, sen beni bırakana kadar, ben seni bırakmam. Yatalak da olsan, yaşadığın sürece, en güzel şekilde bakarım sana.
Zaman geçtikçe, yavaş yavaş ayaklarının üstüne basmaya, adım atmaya, sonrasında koşmaya başladı. Şimdi merdiven bile çıkıyor benim yavrum. Bir köpek kızım var, birbirlerine o kadar düşkünler ki, birbirlerini nasıl sevdiklerine hayranlıkla bakıyorum. Diğer kedi kızım ve kedi oğlumla çok arası yok. Kartuş'um benim cennet gözlü mucizem..