İttihat Terakki'nin 'yeminsiz' kadınları
İttihat Terakki Fırkası genel olarak erkeklere mahsus birleşim olarak bilinir...
İttihat andı içip Kur’an ve silaha el basan öncüler içinde yemine sadık kalmayanlar olduğu gibi, bu birliğin dışından destek veren o kadar çok ‘yeminsiz’ İttihat Terakkici kadın vardı ki.
O kadınlar da İttihat Terakki mensubu eşleriyle birlikte mücadeleyi yaşarken, kendilerine göre sır sakladılar, korkularını kimseye hissettirmediler. Bazıları eşlerinin darağaçlarında ya da bir kurşunla biten trajik sonundan paylarına düşeni yaşadılar. Araştırmacıyazar Sema Ok yeni kitabı ‘İttihat Terakki’nin ‘Yemin’siz Kadınları’nda işte o kadınları anlatıyor...
Emine Semiye Hanım, dönemin ilk kadın gazetecisi, politikaya ilk el atan kadını, dergi sahibi, roman yazarı ve öğretmeni... İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin en faal elemanlarından. Tarihçi Cevdet Paşa’nın ikinci kızı, Fatma Aliye Hanım’ın kızkardeşi. 1868’de İstanbul’da doğar, batı kültürüyle büyür. Tahsilini Fransa ve Belçika’da sosyoloji ve psikoloji eğitimi ile pekiştirir.
İlk evliliğini Kazaskerzade Mustafa Bey ile yapar. Bu evlilik fazla sürmez. Emine Semiye Hanım ikinci izdivacını Reşit Paşa ile yapar ve oğlu Cevdet dünyaya gelir. Eşinin Edirne Valiliği sırasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olan Emine Semiye Hanım, gizli de olsa politikaya atılacaktı. Bu faaliyetleri ortaya çıkınca tevkif edileceğini öğrenir ve Paris’e kaçar. Bu olay Reşit Paşa ile Emine Semiye Hanım’ın ayrılmasına neden olur. Emine Semiye Hanım uzun yıllar yaşamını Paris’te sürdürür. Yurda dönünce öğretmenlik yapar, kendini hayır işlerine adar. 1944’te vefat eder.
Cemal Paşa’yı engelleyemedi
Talat ve Enver Paşa’nın yanısıra Cemal Paşa, İttihat Terakki’nin üç liderinden biriydi. 6 aylık evliyken Paşa eve vakit ayıramayınca eşi Seniye Hanım başka bir kadının varlığından şüphelenmişti. 8 Temmuz 1918’de kurulan İkinci Talat Paşa kabinesinde Bahriye Nazırı idi. Savaşın kaybedileceğinin belli olması üzerine hükümet istifasını vermek zorunda kalmıştı. Talat, Enver ve Cemal Paşa basında çıkan olumsuz haberlerden payını alıyordu. Mondros Mütarekesi’nin imzalanması, 31 Ekim 1918 günü İttihat ve Terakki merkezinde yapılan toplantı sonrası yurtdışına gitme kararı almışlardı. 1 Kasım 1918’de paşalar bir Alman torpido botu ile Sivastopol’e gitti. Cemal Paşa, toplantıdan sonra Boyacıköy’deki evine gelip evraklarını tasnif ederken bu firarı belki de tek onaylamayan Cemal Paşa’nın eşi Seniye Hanım olmuştu. Seniye Hanım’ın eşinin yurtdışına çıkmasına bütün gücü ile engel olduğu biliniyor. Cemal Paşa’nın sonu ile ilgili bilinen tek şey yaveri binbaşı Nusret ile teğmen Süreyya ile birlikte Tiflis’te Ermeni komitacıların kurşunlarına hedef olduğu.
Eşinin ölüm haberine inanmadı
Emine Naciye Sultan, Abdülmecid’in oğullarından Şehzade Süleyman Efendi’nin kızıydı. Annesi Ayşe Tarz-ı ter Hanım ise Şehzade’nin üçüncü hanımıydı. Naciye Sultan’ın evlenmesi gündeme geldiğinde 12 yaşındaydı. Naciye Sultan talipleri arasında, resmini gördüğü Enver Paşa’yı seçer ve 1909’da Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan küçük bir törenle parmağına nişan yüzüğünü takar. Tören sırasında damat Berlin’de ateşemiliter olarak görevinin başındadır. Bir yıl mektuplaşarak birbirlerini tanımaya çalışırlar.
Yurda döndüğünde Enver Paşa acil apandisit ameliyatına alınır ve ilk karşılaşmaları bir hastane odasında olur. 3 çocukları olur ama evlilikleri boyunca da birbirlerinden çok ayrı kalırlar. Enver Paşa İttihat Terakki döneminin yıldızıdır ve bu evlilikte öne çıkan duygu hasret olmuştur. Enver Paşa, 4 Ağustos 1922’de Rus mitralyöz ateşi ile şehit edilir. Enver Paşa’nın öldüğü gün mektubu da eşinin eline ulaşır. Naciye Sultan bu nedenle habere inanmaz, eşinden yeni haber beklemeye devam eder. Naciye Sultan 3 ay daha umutla bekler...
Kahve fincanında eşinin resmi vardı
Talat Paşa, İttihat Terakki’nin liderlerindendi, 17 Ağustos 1874’te Edirne’de doğdu. 1908 Meşrutiyet’in ilanından sonra Edirne mebusluğu, Hüseyin Hilmi Paşa’nın kurduğu ikinci kabinede dahiliye nazırlığı yaptı. Hayriye Hanım aynı yıl İstanbul’da Dame de Sion Fransız Kız Lisesi’nde okuyordu. 15 yaşındayken Talat Bey’le evlendirilmek istenince, Talat Bey, “Aman ne yapıyorsunuz, olmaz!” der. Bir sene geçer, Talat Paşa bu kez kabul eder; “Ama ben politikacıyım, nerede ne zaman öleceğim belli olmaz, küçük bir geliri var mı?” diye sorar.
Bir yıl sonra da evlenirler. Hayriye Hanım için o Talat Paşa değil Bafralı Talat’tır. Ülkeyi terk edince yaşadığı Berlin’deki evinden sigara almak için çıkan Enver Paşa’nın hayatı bir Ermeni komitacı tarafından vurularak sona erdi. Hemen üstü örtüldü, açıkta kalan ayakkabılarının altının delik olduğu görülüyordu. 10 yıl süren evlilikleri boyunca çok maddi sıkıntı çekmişlerdi. Hayriye Hanım’a paşasından anıları dışında üç şey kalmıştı. Öldüğü gün üzerinden çıkartılan kanlı elbiseleri, Berlin’de düzenlenen cenaze alayının filmleri, üzerinde Talat Paşa’nın resminin işlendiği kahve fincanı. Hayriye Hanım kahvesini yıllarca bu fincandan içmişti.
(01.04.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)