Yuka çiçeği bakımı ve sulaması nasıl yapılır? Özellikleri nelerdir? Yuka çiçeği hikayesi nedir?

Asparagaceae yani diğer adı ile Kuşkonmazgiller ailesinin bir üyesi olan Yuka bitkisinin bilinen 49 türü ve 24 alt türü vardır. Bu bitkinin tüm türlerinin anavatanı ise, Kuzey ve Orta Amerika’dır. Birkaç türünün de Güney Amerika bölgesinde yetiştirildiği bilinir.

YUKA ÇİÇEĞİ BAKIMI VE SULAMASI NASIL YAPILIR?

Yuka çiçeğinin bir diğer adı ise, Massengena'dır. Bu bitkinin yaprakları ise, yeşil ve damarlıdır. Yuka bitkisi, odunsu bir gövdeye sahiptir. Bu bitki yılda bir kez, özellikle de yaz aylarının sonunda, beyaz salkım şeklinde çiçekler açar. Yuka çiçeği bakımı oldukça kolaydır. Bu nedenle de çok tercih edilen bir bitkidir. Bol ışık alan yerleri seven bu bitki, çok fazla suihtiyacı duymaz. Oldukça dayanıklı bir bünyesi vardır. Boyu ise, 70 cm ile 1.80 cm arasında değişir.

YUKA ÇİÇEĞİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

• Yuka çiçeği, çok fazla suyu sevmez. Susuzluğa oldukça dayanıklı bir bitkidir. Toprağının tamamen kuruduktan sonra sulanması önemlidir.
• Vücutta bulunan serbest radikallerle savaşarak vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.
• Şeker hastalığına iyi gelir.
• Sindirim sistemini düzenler ve iyileştirme özelliği vardır. Bu özelliği sayesinde alternatif tıpta ülseratif kolit hastalığı için kullanılır.
• Osteoartrit rahatsızlığına karşı çok etkilidir.
• Dolaşımı uyarır ve kan dolaşımını düzenler.
• Saça uygulandığı zaman kepek sorununu önemli ölçüde ortadan kaldırır. Saçın hızlı ve sağlıklı bir şekilde uzamasını sağlar.
• Yüksek tansiyon riskini önemli ölçüde azaltır.
• Doğal bir ağrı kesici özelliği vardır. Özellikle de migren ağrısına iyi gelir.
• Antienflamatuar etkisi sayesinde vücutta bulunan iltihabı azaltır. Bu nedenle de iltihabın yol açtığı kronik rahatsızlıkların belirtilerini hafifletir. Aynı zamanda kronik hastalıklara zemin hazırlayan bazı faktörleri ortadan kaldırır.

YUKA ÇİÇEĞİNİN HİKAYESİ NEDİR?

Yuka çiçeği anlamı bilinmiyor. Ama hikayesinin çok eskilere, hatta Orta Çağ dönemine uzandığı biliniyor. O dönemde genellikle şatoların girişine konulan yuka çiçeğinin kötü ruhları oradan uzaklaştırdığına inanıldığı söyleniyor. Bu özelliği nedeni ile kralların yataklarının başucuna da bu çiçek konulduğu söyleniyor.