Sanat galerisi gibi otel
İstanbul Esentepe'de bulunan Point Hotel Barbaros, içindeki tüm mekânları süsleyen eserlerle adeta bir sanat galerisini andırıyor
Asansörler de dahil olmak üzere 26 sanatçının 265 adet eseriyle donanmış otelin bu sanatsal tasarımı, küratör ve sanatçılar eşliğinde geliştirilmiş... Lobisinde İstanbul Modern mağazası da bulunan Point Hotel Barbaros, İstanbul hakkında yazılmış 10 bin kitaplık dev bir kütüphaneyi de bünyesinde barındırıyor...
İşte Otel Müdürü Cihan Yılmaz'ın konu ile ilgili sorulara verdiği yanıtlar...
Art-Tech otel tanımını açabilir misiniz?
Point Hotel Barbaros iş nedeniyle seyahat eden misafirlerin, seyahatleri sürecince, yoğun iş temposu içerisinde çalışmalarını yürütüp, arta kalan vakitlerinde de bu iş streslerini azaltacak keyifli bir ortam yaratmayı amaç edinmiştir. Bu noktada sanat, misafirlerimizin ruhuna, teknoloji de beyinlerine hitap ediyor. Microsoft ile beraber projelendirdiğimiz teknoloji ortamıyla odalarını ve otelin farklı mekanlarını ofis gibi kullanabilirken yine otelin tüm mekanlarında karşılaştıkları sanat eserleriyle duygusal konforlarını arttırmış oluyorlar. Sanat binaya ruh katarken, teknoloji ise pratik çözümler sunma işlevini yerine getiriyor.
Neden otelinizde sanat eserlerine yer vermek istediniz?
2005 yılında hizmete giren Point Hotel Taksim’de 232 adet siyah-beyaz Ara Güler fotoğraflarıyla otelin tüm mekanlarında “ İstanbul 1950” isimli sürekli sergiyi hayata geçirdik. Bu deneyimle beraber gördük ki misafirlerimiz otelin iç mekanlarıyla bu fotoğraflar vasıtasıyla duygusal bir bağ kurmaya başladılar. Hem konaklamaları daha keyifli hale geldi, hem de ziyarete geldikleri şehir olan İstanbul’un artık kaybolmuş eski dokusunu görme fırsatını buldular. Yeni tesisimiz Point Hotel Barbaros İstanbul’un modern yüzü olan Esentepe’de. Bölgenin gelişimine uygun olarak bu otelimizde İstanbulu Çağdaş Sanatla anlatmaya ve şehir hakkında onlara ipuçları vermeye karar verdik.
Otelin hangi bölümlerinde eserler var ve toplam kaç eser bulunuyor?
Otelin tüm genel mekanlarında (asansörler dahil) ve odalarımızda 26 sanatçının 265 adet eseri bulunuyor.
Projeyi yürütürken nelere dikkat ettiniz?
Projenin lideri küratörümüz Beral Madra oldu. Yönetim kurulumuz ile beraber almış olduğumuz kararla; küratör ve sanatçıların bakış açılarına müdahale etmemek ve aynı zamanda onların üretimlerini mimariyle beraber koordine etmeye özen gösterdik.
Sizin gibi bir örnek var mı Türkiye’de? Yani başka otellerde de sizin yapmış olduğunuz tarzda bir çalışma yürütüldü mü?
Bizim gibi bir örnek yok. Point Hotel Barbarosta küratör ve sanatçılar inşaat aşamasıyla beraber mekanları yorumlamaya başladılar. Otelimizde bulunan 265 eserin yer aldığı “Şifre/ Password:İstanbul” isimli bir kitabımız var. Türkiye ve dünyada bildiğim kadarıyla bir küratörle çalışan otel de olmamış. Lobimizde bulunan İstanbul Modern mağazası da bu anlamda bir ilk.
Bu eserleri diyelim herkes görebiliyor mu? Diyelim ki bir odada bulunuyor o tablo, sadece otel müşterisi mi görüyor yoksa dileyen odaya çıkıp görebiliyor mu?
Odalardaki eserleri yalnızca o odanın sahibi görebiliyor, fakat Şifre/Pasword: İstanbul kitabında bu eserler görülebilir. Diğer mekanlardaki eserler herkesin ziyaretine açık.
Bir de Sahaf isimli kütüphanenizden bahsetmişsiniz. Nasıl bir kütüphanedir?
Kültür Aş’ nin İstanbul Kitapçısı işbirliğiyle kuruldu. Yaklaşık 800 İstanbul konulu kitabı Kültür AŞ işbirliğiyle aldık. Bunun yanında 1000 adet çok nadir bulunan İstanbul kitabını kütüphaneye yerleştirdik. Bu haliyle çok ilginç bir İstanbul kitap koleksiyonu oluştu. Böylece elinizi her attığınız yerden eski bir fotoğraf yada gravür çıkabilir. Ayrıca İstanbul üzerine yazılmış tez çalışmalarıda bir araya getiriliyor. Kütüphanemizdeki kitap sayımızı 10 bine ulaştırıp Sahaf’ı, araştırmacıların ve kitap meraklılarının İstanbul konulu kitaplar için tek adresi haline getirmeyi hedeflemekteyiz.
Neden sadece İstanbul üzerine kitaplar var? Mesela en önemli kitaplardan örnekler verebilir misiniz?
Çünkü otelimize gelen misafir İstanbul’u ziyaret etmeye geliyor. Bu şehre gelen misafirler seyahat amaçları ne olursa olsun İstanbul’a karşı çok büyük merak ve ilgi içindeler. İç mekanlarda çağdaş sanatla misafirlerimize İstanbul’un şifrelerini sunarken, kütüphanemizde de İstanbul hakkında ulaşılabilecek tüm bilgileri sunmaya çalışıyoruz. Ayrıca, kütüphanenin sadece belli bir konuya odaklanması koleksiyon kalitesini de yükseltiyor. Eski ve nadir olmaları açısından 1633 yılında basılan Busbecq’in “Türk Mektupları”, yine 17. yy’dan Petro Gyllius’un “Bosporo Thracio” (Trakya Boğazı), İnciciyan’ın; “Bizans Yazlıkları” (1794), “Bizans Mevsimi” (1815-1820) ve “Dünya Coğrafyası” (1804), Miss Pardoe’nin İstanbul hakkındaki eseri, orjinal gravür kitapları yanında yazarlarından imzalı ve el yazması bir çok nadide kitap, gravür ve kartpostal mevcuttur. 17. yy’dan 21.yy’a kadar yaklaşık 20 farklı lisanda yazılmış İstanbul konulu kitaplar bulunmaktadır.
Bu kütüphane herkese açık mı?
Kütüphanemiz otel misafirlerine ve ilgilenen herkese açık…
Otelinize zaman içerisinde yeni sanat eserleri almayı düşünüyor musunuz?
Otelimizin bünyesindeki dünyaca meşhur İtalyan restoranı Piola’da süreli sergiler düzenlenmektedir. Şu anda Ege BİLGEN’in “Büyük Mucit ve Yaşamın Sırrı” isimli sergisi 21 Eylül’e kadar ziyarete açık bulunmakta. Zaman içinde eserler güncellenecek.
Eserleri sergilenen sanatçılar
Yeşim Ağaoğlu, Gülçin Aksoy, Okan Bayülgen, Nuri Bilge Ceylan, Volkan Aslan, Ali Cabbar, Nejat Çınar, T.Melih Görgün, Hakan Gürsoytak, Gül Ilgaz,Bengü Karaduman, Esen Karol, Serhat Kiraz, Sıtkı Kösemen, Pablo Martinez Muniz, Murat Morova, Sinan Niyazioğlu, Kadri Özayten, Ardan Özmenoğlu, Günnur Özsoy, Gülay Semercioğlu, Nilhan Sesalan Yüzsever, Kemal Tufan, Başak Ürkmez, Mohaç Yücel.
Okan Bayülgen ile de çalışmalarınız olmuş, bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz lütfen?
Küratörlüğünü Beral Madra’nın gerçekleştirdiği, çağdaş sanat yapıtlarının yer aldığı "Şifre/ Password: İstanbul" projemiz kapsamında; yoğun iş temposunun yarattığı stresle rock felsefesi arasındaki tezatı anlatan, Okan Bayülgen imzalı çok özel siyah-beyaz fotoğraf çalışmalarından oluşan “rock sergisi” otelimizin onbirinci katında bulunan Executive Lounge’umuzda sergilenmeye başladı.
Okan Bayülgen rock sergisinin yanısıra 16. katımızda hizmete yeni giren executive suitlerimiz için de otel odalarında geçen yaşam hikayelerini fotoğrafladı. Bu odalarımıza yerleştirdiğimiz fotoğrafların hikayesini Okan Bayülgen’in kendi ifadeleriyle anlatmam gerekirse; bu fotoğraflar, “otel odalarında bizden önce kalanların yaşadıklarına dair enstantaneler taşıyor. Executive suitlerde konaklayan misafirlerimiz dikkatli baktıkları zaman bu fotoğrafların kaldıkları suitte çekilmiş olduğunu görecekler. Bu neşeli fotoğraflar bu odada benden önce de birisi vardı, benden sonrada olacak hissini veriyor, tıpkı insan hayatı gibi.”
Yaptığımız iş dolayısı ile milyonlarca misafire ev sahipliği yaptığımız düşünüldüğünde bu fotoğrafların bu düşünceden yola çıkarak executive suite’lerimizde sergileniyor oluşu bizleri de çok heyecanlandırdı.
Okan Bayülgen’in başarılı televizyon programcılığının yanısıra fotoğraf sanatçısı olarak yapmış olduğu çalışmaların otelimiz bünyesinde sergileniyor oluşu bizim açımızdan oldukça önemli.