Elazığ'da buraları görmeden dönmeyin

Elazığ’da ne yenir?

Elazığ mutfağının zenginliği bölgede yetişen ürünün çeşitliliğinden gelmektedir. 150’ye yakın yemek çeşidi bulunan Elazığ kültüründe biline 3 öğünün haricinde kuşluk ve yatsılık denilen öğünlere de yer verilmektedir. Ara öğünlerde genellikle pestil, ceviz ve meyve gibi yiyecekler sunulmaktadır. Bağlarıyla ünlü olan şehrin üzümlerinden şarap yapımında faydalanılmaktadır. Ayrıca üzüm yan ürünleri pestil, pekmez ve yaprağından yapılan sarma yaygın lezzetlerdendir.

Kelecoş

Bölgede çok sevilen kurut ayranından yapılan bir çorbadır. Yağda sotelenen salçaya kurut ayranı ilave edilir. Bu karışıma tandır ekmeği doğrandıktan sonra üzerine eritilmiş tereyağı isteğe göre nane de dökülerek servis edilir.

Lobik Çorbası

Lobik, kuru fasulyeye benzeyen küçük taneli bir gıdadır. Salça ve kuru soğan yağda sotelendikten sonra üzerine su ilave edilip kaynatılır. Lobik bu su içinde pişirilir.

Harput Köfte

Küçük kesilmiş kuru soğan, maydanoz, tuz, yağsız kıyma, ince bulgur biraz suyla yoğrulur. Küçük parçalara bölünen karışımdan küçük yuvarlak köfteler yapılır. Ayrı bir tencerede kaynayan yağlı ve salçalı suya atılarak pişirilir.

Sırın

Genellikle bayramlarda sunulan bu yemek un, su, tuz ile yapılan hamurun şekilli olarak tepsiye dizilmesi ve fırınlanması ile yapılır. Fırından çıkarılan tepsinin üzerine sarımsaklı yoğurt ve eritilmiş tereyağı dökülerek servis edilir.

Dolanger

Baklavaya benzeyen bu tatlı evlerde özel günlerde yapılmaktadır. İnce açılan yufka içine ceviz koyulur şekil verildikten sonra yağlı tepsiye dizilerek fırınlanır. Fırından çıkartıldığında üzerine pekmezli ya da şekerden yapılmış şerbet dökülür ve soğuduğunda yemekten sonra ikram edilir.

Tandır Ekmeği

Mayalanan ekmek hamuru özel tandır adı verilen fırınlarda pişirilir. Eskiden sonbahar aylarında toplu şekilde halk kış boyunca yetecek kadar tandır ekmeği yapar ve saklarmış. Geleneksel olan bu ekmek aynı zamanda tarihî bir tariftir.

Elazığ’da gezilecek yerler

Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde Yukarı Fırat Havzası’nda bulunan ilin tarihi Paleolotik Çağ’a (Yontma Taş Devri M.Ö. 10.000) dayanmaktadır. Tarihte Anadolu'yu Mezopotamya’ya bağlayan kervan yollarının geçtiği bir yer olması sebebiyle köprü görevi görmüş ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şehrin geçmişinde Müslüman, Rum, Ermeni ve Süryani halkları uzun yıllar birlikte barış içinde yaşamıştır. Bu çok kültürlülüğün izleri şehirde hâlâ görülebilmektedir.

Paleolotik Çağ’dan bu yana yerleşim yeri olan Elazığ’ın, M.Ö. 2000'lerde İşuva adıyla anıldığı bilinmektedir. Harput’a ilk yerleşenler Asya çıkışlı oldukları kabul gören Hurriler olmuştur. M.Ö. 12. ve 7. yüzyıllar arasında yörede Urartular hâkim olmuştur. Daha sonra bölgede Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, İlhanlılar, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı İmparatorluğu egemenlik sürmüştür. Cumhuriyet Dönemi’nde de tarım, ticaret, eğitim konularında son derece çağdaş adımlar atan şehir, günümüzde de gelişimini sürdürmektedir.

Şehirde yer alan Fırat Üniversitesi öğrencileri ile şehre canlılık ve renk katmaktadır. Yakınında bulunan Hazar Gölü, Mavi Bayrak almış plajları, doğal güzellikleri ile şehir misafirlerini kendine hayran bırakmaktadır. Hazar Gölünde her yıl uluslararası spor müsabakaları yapılmaktadır. Sivrice ilçesinin güneyinde bulunan 2.347 metre yüksekliğindeki Hazarbaba Dağı’nda aynı adla bir kayak merkezi yer almaktadır.

Elazığ Arkeoloji Ve Etnografya Müzesi

14.777 adeti arkeolojik olmak üzere toplam 30.924 adet eserin yer aldığı müze sikke salonu, halı ve kilim galerisi ve etnografya salonu olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.

Harput Antik Kenti

Günümüzde Harput Mahallesi içinde yer alan Harput Antik Kenti’nin ilk halkı M.Ö. 2000'li yıllarında Doğu Anadolu'ya yerleşen Hurriler olmuştur. Günümüzde antik kentte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihî buluntu ve yapılar bulunmaktadır.

Harput Kalesi

İç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşan kale M.Ö. 8. Yüzyılda Urartular tarafından yapılmıştır.

Buzluk Mağarası

Harput Antik Kenti’nde yer alan bu ilginç mağaranın yaklaşık 200 metre derinliği olduğu tahmin edilmektedir. Mağara içinde doğal hava akımı sebebiyle buz oluşmaktadır.

Harput Ulu Cami

Artuklu hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından 1157 yılında yaptırılan Harput Ulu Cami, günümüzde de ibadet amaçlı kullanılmaktadır. Caminin minaresi zaman içinde doğal sebeplerden eğik durmaktadır. Caminin abanoz ağacından yapılmış minberi ahşap oymacılık sanatının güzel örneklerindendir. Ancak minber Kurşunlu Camisi’ne taşınmıştır.

Meryem Ana Kilisesi

Harput Kalesi’nin doğusunda yer alan 1.800 yıllık kiliseye Yakubi Kilisesi de denilmektedir. M.S. 179 yılında yapıldığı düşünülen Meryem Ana Kilisesi’nin Yakubi Hristiyanlarından önce putperestlerin putlarını saklamak amacıyla kullandıkları daha sonra kiliseye çevrildiği düşünülmektedir.

Kurşunlu Cami

Osmanlı mimarisi izlerini taşıyan cami 1738-1739 yıllarında Harput’ta yapılmıştır.

Keban Barajı

Fırat Nehri üzerine yapılan baraj 1981 yılında tam kapasite elektrik üretimine başlamıştır. Cumhuriyet Tarihi'nin ilk ve önemli barajlarındandır.

Kültür Park

170.000 metrekarelik parkın çoğu yeşil alan, göletler, gezi alanı, çocuk parkları, bisiklet sürüş alanlarından oluşmaktadır. Ayrıca içinde cami, kafeterya, kule lokanta, spor salonları, engelliler merkezi gibi sosyal alanlar da bulunmaktadır. Eşsiz bir tarih ve doğal güzellikler sunan Elazığ’ı daha yakından tanımak isteyebilirsiniz.