New York’ta yaşayan başarılı iki Türk: Çağrı Kanver ve Selman Yalçın
Posta Seyahat ile Amerika günlükleri: Çağrı Kanver ve Selman Yalçın. Çağrı Kanver; mimar ve gayrimenkul geliştiricisi. 1996’dan beri New York’ta yaşıyor. Selman Yalçın ise gayrimenkul geliştiricisi. 31 yıldır New York’ta yaşıyor.
Öncelikle iş tanımınızı bize açıklar mısınız?
Ç.K.: Türkiye’de çok fazla bilinen bir konsept değil. Türkiye’de gayrimenkulü geliştiren, inşa eden ve yatırım yapan kişiler genelde aynı firma altında bulunuyor. Amerika’da ve özellikle New York’ta durum biraz farklı. Burada her şey risk üzerine kurulu. Bu aşamada devreye geliştiriciler giriyor. Geliştiriciler; arazinin alımından, binanın inşasının son noktasına kadar sorumluluk üstlenen kişiler oluyor. Binayı inşa edecek firmayı bulmak, finansı sağlamak, satışlardan sorumlu olmak, geliştiricilerin görevleri arasında yer almakta. Günün sonuna gelindiğinde taşların bir araya gelmesini sağlayan kişi de demek mümkün.
Türkiye’den gelmek ve geldikten sonra burada başarılı olmak için neler gerekli?
Ç.K.: Edinilmesi gereken en önemli özellik sabır. New York ve İstanbul’un ortak özelliği iki şehrinde büyüme hızlarının yüksek olması. Fakat burada bürokrasi İstanbul’a göre çok ağır işliyor. Hal böyle olunca da İstanbul’a alışkın bir yatırımcı buraya geldiğinde bocalıyor. Türkiye’de beklentiler genelde kâr üzerine. Tabi ki burada da öyle. Fakat burada aynı işi yapan firmalar, bu beklentilerini daha uzun vadelere yayıyorlar. Sahip oldukları mantık, bir iş yapıp çıkmak değil, birkaç iş yapıp piyasada kalıcı olmak üzerine. En başta bahsettiğim sabretme kısmı da burada ortaya çıkıyor.
New York’un İstanbul ve diğer şehirlerden diğer bir farkı da işçiliğin çok pahalı olması. Üstelik bu işçiler ayrıca bir sendikaya bağlılarsa ücretleri daha da artıyor. Eğer harcanan bu maliyet satışta karşılanamıyorsa, metrekare maliyeti, satış fiyatının üçte birinden daha azsa, finansman açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Özetle; risk fazla, fakat kazanım da aynı oranda fazla. Yapılan maliyeti uzun yıllara dökebilecek mantaliteye sahip şirketler için burada yatırım yapmak çok mantıklı bir hareket olur.
Biz Türkiye olarak inşaat işlerinde çok ileriyiz. Bazı firmalar buraya iş yapmak için gelmek istiyor. Buranın piyasasında yer edinmek istiyor. Türki Cumhuriyetler piyasasında da adımız sürekli geçiyor. Fakat buraya gelmek ile Türki Cumhuriyetlere gitmek arasında çok fark var. Buradan yapılması gereken evrak işleri, sigorta işlemleri, bankalardan alınacak teminatlar söz konusu olduğunda işler çok zorlaşıyor. Buranın ekonomisi, diğer şehirlerle değil, diğer ülkeler ile kıyaslanıyor. Hal böyle olunca New York başlı başına bir dünya ve bu dünyanın, bu ekonominin içinde olabilmek çok önemli. Bunu kimi firmalar marka değeri olarak görürken, kimi firmalar 2. Ve 3. Jenerasyonlara önemli bir iş bırakmak olarak görüyorlar. Yani Manhattan dediğimiz şu küçücük adada yer almak, bizim ülke prestijimiz açısından altın değerinde olup, ama aynı şekilde de sebat ve sabır gerektiren bir piyasa.
Peki, vatandaşlarımıza sektörle ilgili tavsiyeleriniz nelerdir?
S.Y.: Öncelikle bir danışmanlık şirketinden hizmet almaları. Biz de her ay burada tanışma toplantıları yapıyoruz. Onların da yapması gereken, ilk projelerinde burada daha önce iş yapmış firmalarla ortak olarak çalışmak. Bizim toplantılarımızdaki amaçlardan bir tanesi de bu. Tecrübeli firmalarla genç firmaları aynı çatı altında toplamak. Buradaki müteahhitlerin %80’i en az bir ortağa sahip. Bazen 3-4 ortakla iş yaptıkları da oluyor. Çalıştığımız firmaların, yaptığımız etkinliklerde onlara konuşma ve kendi firmalarını tanıtma fırsatı da doğuyor. Bu sayede isterlerse arsa sahiplerine, isterlerse az önce bahsettiğimiz ortaklara rahatlıkla ulaşabiliyorlar.
Bu toplantı konusunu biraz daha açalım. Buraya gelen katılımcılar neden sizi tercih ediyor?
S.Y.: Çünkü bu konuda lideriz. Aylık dediğimiz toplantılara katılım 800 kişi civarında. Bunun yanı sıra 6 ayda bir, veya yılda bir ödül törenleri içeren özel toplantılarımız oluyor. Bu toplantılara müteahhitler ve yatırımcılar katılıyor. 12 Mart 2020’de ödül törenimiz var. Emlak sektörünün Oscarlarını dağıtacağız. Bu tören 150 kişilik ve sadece New York’un önde gelen şirketleri yer alıyor. Toplam hacimleri 50 milyar doları bulmakta. 20 ayrı ödül kategorimiz var.
Ç.K.: Gayrimenkul sektörünün Oscarları denmesinin sebebi de şu ; bu ödüle layık görülen insanlar, New York’ta iş bitirmiş, New York ve tüm dünyada tanınan insanlar oluyorlar.
İstanbul da dahil olmak üzere, dünyanın her yerinde gayrimenkul fiyatları inişli çıkışlı bir seyre sahip. New York’un bu konuda bir farkı var mı?
Ç.K.: Gayrimenkulde değer kaybetmeyen, yanlış anlaşılmasın, kârdan zarar etmek demiyorum. Kendi öz değerini kaybetmeyen ve her geçen gün değerine değer katan tek şehir. Hiçbir ekonomik krizde sarsılmayan, her zaman alıcı olan, her zaman yeniliklere açık, dünyanın en iyi mimarları, en iyi gayrimenkul insanları, en iyi yatırımcıları ve tabi ki en iyi alıcıları burada olmak istiyor. Brezilya’dan, Çin’den, Türkiye’den burada gayrimenkul sahibi olan insanlar var. Yani burası insanı gayrimenkul konusunda cezbeden bir şehir.
Google gibi, Facebook gibi dünya devleri New York’a neden yatırım yapıyorlar?
Ç.K.: Öncelikle New York çok pahalı bir şehir. Gerek gayrimenkul vergileri, gerek çalışan vergileri, gerek sigorta giderleri çok yüksek bir şehir. Ama buna rağmen Google iş hacmini Chelsea ilçesinde %400 arttırdı. 20 milyar dolarlık gayrimenkul alımı yaptı. Hal böyle olunca Google için çalışan alt ve orta düzeydeki destek firmaları da Chelsea’ye geldiler. Dünyanın en büyük, en pahalı, ortaksız yapılmış tek projesi olan Hudson Yards’a ise Facebook geldi. Bu firmalar bunu her yerde yapabilirlerdi. Burayı seçmelerinin bir nedeni olması gerek değil mi? Bizim bildiğimiz nedeni şu. New York genç nüfusa hitap eden bir şehir. Genç, yaratıcı beyinlerin yaşadığı bir şehir. Şehrin ve Amerika’nın ufkunu açtığı bir şehir. O yüzden bir işi New York’ta yaptığınız zaman, buradan her yere gidebilirsiniz. Biz de toplantılarımızı New York’ta yaptığımız için, buradan Miami’ye, Chicago’ya Londra’ya gidiyoruz. Türkiye’de de olmak istiyoruz. Ama şu bir gerçek; New York’taysanız, her yerdesiniz. Ama her yerdeyseniz New York’ta değilsiniz.
Burada olmak isteyen Türk yatırımcıların bilmesi gereken tek bir şey var. Buranın kuralları var. İş kuralları var. Bu iş kurallarına riayet edip, doğru kanallarla, doğru insanlarla, doğru projelere odaklandığınız zaman, New York’ta para kaybetmenize imkân yok.
12 Mart 2020 tarihinde yapılacak olan etkinliğe katılacak önde gelen isimler kimler?
S.Y.: Gelenlerin %75’i önde gelen inşaat firmalarının yetkilileri. 57. Caddedeki 90 katlı binayı yapan firmadan tutup, amazonun sahibinin ev aldığı gökdelenin geliştiricisine kadar herkes orada. Ayrıca Freedom Tower’ı yapan şirketten, Donald Trump’ın damadının şirketinin CFO’su da ödül adayları arasında.
Melih Göğebakan
Kamera: Mert Tekin