'Son mahyacı' minarelerin süsünü ramazana hazırladı
Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan ve "son mahyacı" olarak anılan 62 yaşındaki Kahraman Yıldız, ekibiyle şehir şehir dolaşarak camileri mahyalarla süslüyor
Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan ve "son mahyacı" olarak anılan 62 yaşındaki Kahraman Yıldız, ekibiyle şehir şehir dolaşarak camileri mahyalarla donatıyor.
Camilerin minareleri arasına asılan ışıklı yazı olan mahyanın hazırlıklarına üç ayların girişinde başlayan ekip, 11 ayın sultanı ramazan öncesi Türkiye'nin farklı şehirlerinde minarelerin süsü mahyaları astı.
İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü koordinasyonuyla sultanlar şehri Edirne'ye de gelen mahya ekibi, Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Camisi'nde çalışma yaptı.
Mahyacı Kahraman Yıldız ve Aziz Tosyalı, Süleyman Kök, Ramazan Kızılkaya ile Melek Yüztaş'tan oluşan ekibi, sarraf titizliğiyle Selimiye Camisi minarelerine mahyaları astı.
Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektrikçi çırağı olarak başladığı mesleğini, 43 yıldır mahyacı olarak yaptığını söyledi.
Geçmişte belirli gün ve haftalar ile milli bayramlarda da minarelere mahya asıldığını anlatan Yıldız, "Günümüzde sadece ramazan aylarında mahya asılıyor. Meslek hayatım boyunca yaklaşık 2 bin mahya astım. Bugün de mesleğimi severek yapmayı sürdürüyorum." dedi.
"MAHYACILIK 450 SENELİK BİR ZANAAT"
Mahyanın ramazan ayının süsü ve şöleni olduğunu belirten Yıldız, "Bu yıl da İstanbul'daki camilerimize mahyalarımızı astık, 1975'ten beri de Edirne'ye mahya asmaya devam ediyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın vermiş olduğu karar doğrultusunda bu yıl 'Ramazan ve israf' teması işleyeceğiz. Selimiye Camisi'nde ramazan ayının ilk yazısı 'Oruç bedenin zekatıdır' yazısını asacağız. Bundan sonra da 'Ye yedir israf etme' yazımızı asacağız." diye konuştu.
İstanbul'da 6 camiye mahya astıklarını anlatan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Selimiye'den sonra da Bursa Ulu Cami'ye mahya asacağız. Mahyacılık 450 senelik bir Osmanlı sanatıdır. Çok eski ve ata yadigarı bir sanattır. Yıllarca yağ kandilleriyle yapmışlar. Mahyanın doğum yeri İstanbul'daki Sultanahmet Camisi'dir. İlk mahya orada kurulmuştur. Yıllardan beri mahyacılık devam ediyor. Televizyonun, gazetenin, sinemanın olmadığı dönemlerde tek görsel yayın olarak mahyalar vardı. İnsanlar cami cami gezip mahya izlerlerdi. Cumhuriyet döneminden sonra da İstanbul'a elektriğin gelmesiyle mahyacılık yağ kandillerinden elektrik sistemine geçiş yapmıştır. Ustamız Hacı Ali Ceyhan rahmetli. İki padişah döneminde mahyacılık yapmıştır. Mahyacılığın elektrik sistemine geçişine öncülük etmiştir."
"MAHYACI ÇIRAĞI YETİŞMİYOR"
Yıldız, mahyacılığın çırak yetişmediği için bitiş noktasına geldiğini ve son temsilcilerinin bu ekip olduğunu dile getirdi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün açtığı kadroyla, mahyacılık için dört kişinin çalıştığını ancak devam etmediklerini aktaran Yıldız, "Bu kişilerden randıman alamadık. Bedensel sorunlar, kol ve bacak ağrıları oluştu. Mahyacılık zor bir iş. Minareye çıkmak, bu malzemeleri oraya taşımak gerçekten zor. Ayrıca yerden metrelerce yükseklikte olmak riskli. Bu iş azim ve sevda istiyor." diye konuştu.