Köşemizin sürekli okuyucuları Ali Haydar Koyun’u hatırlar. Ali Haydar Koyun, 1968 yılında Malatya’da doğdu. 1972 yılında yakalandığı romatizma hastalığının yol açtığı eklem kireçlenmesi nedeniyle 1979 yılından itibaren bir daha yürüyemedi. Yaşamını yıllarca dört duvar arasında sürdürdü. 1979 yılında ilkokulu, 1996 yılında ortaokulu, 2016 yılında Açıköğretim Lisesi’ni ve 2019 yılında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Medya ve İletişim Ön Lisans Bölümü’nü, 2022 yılında ise Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Lisans Bölümü’nü bitirdi.
BAŞKANLIK YAPTI
Kendisi gibi engelli insanların sorunlarını araştırıp çözüm bulmak amacıyla 26 Nisan 1994 tarihinde Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi’nin kuruluşuna öncülük etti. 21 Mart 2015 tarihinde feshedilerek kapatılana kadar 21 yıl boyunca derneğin başkanlığını yürüttü.
ŞİİR VE KİTAP YAZIYOR
Kendi elleriyle açtığı derneğin genel kurul kararıyla kapanmasıyla yıllardır vermiş olduğu örgütlü mücadeleden sonra engelli aktivist olarak bireysel mücadele etmeye başladı. Hastalığı nedeniyle yıllarca dört duvar arasında yaşarken sürekli kitap okudu ve şiir yazdı. Yazarlık dışında ise yerel bir gazete ile birçok internet haber sitesinde başta engelli sorunları olmak üzere toplumsal konularda köşe yazarlığı yapmaya devam etmektedir. Geçenlerde kendisinden mail aldık ve sizlerle paylaşmak istedik:
GİDENLERİN ARDINDAN TEŞEKKÜR SAĞANAĞI
12 Mayıs 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Valiler Kararnamesi ile aralarında Malatya Valisi Aydın Baruş’un da bulunduğu 10 ilin valisi yer değiştirmiş ve 9 ile ise yeni vali atanmıştı. Cumhurbaşkanlığı Atama Kararnamesi ile Malatya Valisi Aydın Baruş Isparta Valiliği görevine atanırken, Batman Valisi Hulusi Şahin ise Malatya Valiliği görevine getirilmiştir.
BAŞARILAR DİLİYORUM
Isparta Valisi olarak görevine başlamak amacıyla ilimizden ayrılarak giden Aydın Baruş’a ve Malatya Valisi olarak ilimize gelerek görevine başlayan Hulusi Şahin’e yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Valilerin ayrılması ve yeni görevlerine başlamasıyla ilgili daha önce yazamadım.
Malum aynı tarihlerde kız kardeşimin hastalığı ve ardından ise vefatı nedeniyle bir süre yazmaya ara vermiştim. Bu konuyla ilgili anlatmak istediğim, değinmek istediğime gelince... Daha önceleri de buna benzer konularla ve görevlilerle ilgili birçok defa yazı yazmayı düşünmüştüm. Ancak bir türlü yazıya dökmek kısmet olmamıştı.
GELENEK BOZULMADI!
Görevden ayrılarak giden her valinin, her müdürün, her yetkilinin ardından başta atanmış kamu idarecileri olmak üzere seçilmiş siyasetçiler, sivil toplum örgüt yöneticileri vb. gibi her kesimden birçok insan tarafından yapılan ya da yapılmayan hizmetlerden dolayı bir teşekkür yağdırma faslı başlayıp gider... Bu gelenek yine bozulmadı! Giden valinin ardından sağanak yağmuru gibi teşekkür eden edene... Tebrik eden edene...
DEMEK Kİ MEMNUNLAR
Bunları sosyal medyada ve haber sitelerinde gördükçe, teşekkür eden bu insanlar demek ki aldıkları hizmetlerden çok memnun olacaklar ki bunları dile getirip söylüyorlar diye düşünüp durdum. Yoksa bu insanlar durduk yere teşekkür etme yarışına girerler miydi!
Aldıkları, faydalandıkları hizmet varsa elbette teşekkür etmeleri en doğal haklarıdır. Bu konuda bir şey diyecek değilim. Ancak Malatyalı engelli bir vatandaş olarak, yıllarca engelli haklarıyla ilgili mücadele etmiş ve hâlâ da etmeye çalışan biri olarak ben ne yazık ki bu teşekkür sağanağında yer almayacağım.
TEŞEKKÜR ETMİYORUM
Malatya’da yaşayan engellilerin günlük hayatta en çok karşılaştıkları ve yaşadıkları erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik sorunlarıyla ilgili en ufak bir katkısı olmadığı için ne yazık ki teşekkür etmiyorum. Bu konularla ilgili gazete ve internet sitelerinde sayısız kez yazı kaleme almama ve bazılarında ise eleştiri yapmama rağmen en ufak bir adım dahi atmayarak sorun yaşamamıza neden olduğu için ne yazık ki teşekkür etmiyorum.
Geçtiğimiz yıl 3 Mayıs’ta vefat ederek aramızdan ayrılan can dostum Yücel Doğanşahin’in valiliğe verdiği ve ardından CİMER’e yazdığı sinema salonlarındaki erişilebilirlik sorunuyla ilgili bir adım dahi atmayarak sorun yaşamamıza neden olduğu için ne yazık ki teşekkür etmiyorum.
BİR ADIM DAHİ ATMADI
CİMER’den gelen cevabi yazıda “...ilinizde bulunan erişilebilirlik eksikliklerinin giderilmesi amacıyla vakit kaybedilmeden çalışmalara başlanılması, bahse konu başvuruda yer alan sorunların giderilmesi ve benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine ve mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan konulara hassasiyet gösterilmesi, teknik bilgi desteği ihtiyacı halinde Genel Müdürlüğümüz Erişilebilirlik Dairesi Başkanlığı ile iletişime geçilmesi ve yapılan iş ve işlemlerle ilgili 20 Ocak 2020 tarihine kadar Genel Müdürlüğümüze bilgi verilmesi hususunda; bilgilerinizi ve gereğini rica ederim” denilmesine rağmen bir adım dahi atmayarak sorunun devam etmesine neden olduğu için ne yazık ki teşekkür etmiyorum. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin (CİMER) yolladığı yazıya rağmen erişilebilirlikle ilgili çözüm üretmek amacıyla herhangi bir çalışma yapmayarak yasal haklarımızı görmezden geldiği için ne yazık ki teşekkür etmiyorum.
EN ÜST DÜZEY İDARECİ
Bildiğiniz gibi illerin en üst düzey idarecisi olması nedeniyle valiler illerdeki kendilerine bağlı tüm kamu kurum ve kuruluşlarının başta Anayasa olmak üzere kanun ve diğer mevzuatlar tarafından verilmiş olan iş ve işlemleri eksiksiz yerine getirip getirmediklerini, sağlıklı hizmet üretip üretmediklerini kontrol etmek, eksik veya yanlış yapılanlar varsa düzeltmelerini sağlamak ve illerdeki eğitim, sağlık, asayiş vb. gibi diğer konuların düzgün bir şekilde işlemesini ve vatandaşa hizmet edilmesini sağlamakla görevlidirler.
HİZMETTE AYRIMCILIK
Bu görevlerinden ve sorumluluklarından bir ya da birkaçını ihmal ettiği, eksik yaptığı, görmezden geldiği zaman o ilde yaşayan insanlara sağlıklı ve eşit hizmet verilmediği ortaya çıkmış olacaktır. Yani diğer bir ifadeyle hizmette ayrımcılık yapılmış olduğu ortaya çıkmış olacaktır.
Sözün özü olarak, dilerim ki engellilerin yaşadığı erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik başta olmak üzere eğitim, sağlık, sosyal güvenlik vb. gibi konularla ilgili burada yapmadığı görev ve sorumluluklarını hatırlar; yeni görev yerinde bütün bu sorumluluklarını yerine getirerek insanlara sağlıklı ve eşit hizmet vermiş olur. NOT: Okurlarımızın mübarek Kurban Bayramı’nı kutlar, huzur içinde geçirmelerini dilerim.