Haberin Devamı
Sevgili Okurlar;
Yazın bitmesi ve okulların açılmasıyla bizlere en çok sorulan soru genelde "Kendimi yorgun ve halsiz hissediyorum, galiba bağışıklık sistemim zayıfladı. Ne almalıyım, hangi takviyeyi kullanmalıyım?" Gelin birlikte bakalım.
BAĞIŞIKLIK NEDİR?
Vücudun dışarıdan gelecek tüm bakteri, virüs ve yabancı maddeleri tanıyıp, hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlayan sisteme bağışıklık sistemi denir. Bu sistemin en çok neler etkilemekte?• Mevsim değişiklikleri
• Stres
• Sağlıksız ve yetersiz beslenme
• Uzun süre zararlı güneş ışınlarına maruz kalmak
• Mevsim geçişlerinde yanlış kıyafet seçimleri
Peki bağışıklık sistemimizi en iyi nasıl güçlendirebiliriz? Doğru giyim, Doğru beslenme, Doğru destekler!
C vitamini: Bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanında kolajen ve bağ dokuyu destekler. Cildi zararlı etkenlere karşı korur.
E vitamini: Bir yandan bağışıklık sistemini kuvvetlendirirken bir yandan antioksidan etkiyle yaşlanma karşıtı ve iyileşmeye yönelik etki eder.
Çinko: C ve E vitamini ile birlikte kullanıldığında antioksidan etkilerini arttıran bir mineral. Bağ dokusu sentezini destekler.
Selenyum, Folik Asit, D vitamini, Kara mürver, Betaglukan, Propolis, Çörek otu bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek için kullanabileceğimiz desteklerden. Ve eylülle birlikte grip mevsimi de geliyor. Korunmanın en kolay yolu ise aşıyla bağışıklık kazanmak. Ben aşının koruyuculuğuna çok inanıyorum ve sizler için aşıyla ilgili tüm merak ettiklerinizi çok değerli bilim adamı hocamıza sordum, cevapladı.
Sağlıkla kalın!
GRİP AŞISI GRİBE NEDEN OLUR MU?
Özellikle kış ve ilkbahar aylarında ateş olmadan ayakta geçirilen, burun akıntısı, boğaz ağrısının eşlik edebildiği, kısa süreli hastalıkların büyük bölümü soğuk algınlığıdır. Grip enfeksiyonu ise daha ağır seyirli, ateş ve yaygım vücut ağrıları nedeni ile genellikle okul ya da işe devamsızlığa neden olan, hastanın yatmasını gerektirecek bir hastalıktır. Özellikle 2-65 yaş arasındaki kişilerde, 38 derecenin üzerinde başka bir nedene bağlı olmayan ateş ile birlikte yaygın vücut ağrısı, baş ve boğaz ağrısı, öksürük şikayetlerinin varlığında grip düşünülmelidir.Gripden korunmak için ne yapmamız gereklidir?
Gripten korunmada temel yöntem risk grupları başta olmak üzere her yıl grip aşısı uygulamasıdır. Grip aşısı her yıl uygulanması ile; Toplumda hastalık sıklığının azaldığı,Grip sonrası ciddi hastaneye yatış gerektirebilen problemlerin azaldığı, İş ve okula gidilmeyen gün sayısının azaldığı gösterilmiştir.
Ek olarak ellerin sık ve düzenli olarak yıkanması,gripmevsiminde gerek olmadıkça toplu ve kapalı alanlarda bulunulmaması, erişkinlerde hem ev içinde (çocukların yanında) hem de dışarıda sigara içilmemesi, bol su tüketimi önerilmektedir.
Kimler grip aşısı olmalıdır?
- 6 ay ile 18 yaş arası tüm çocuklar
- Erişkinlerde 65 yaş üzeri bireyler,
- Kronik kalp , akciğer hastaları (özellikle astım ve diğer KOAH)
- Böbrek hastaları
- Nörolojik rahatsızlığı olan kişiler
- Şeker Hastaları
- Gebeler
- Sağlık Çalışanları
- 6 aydan küçük bebeği olan aile bireylerinin bebeği korumak için aşı olması önerilmektedir.
Ülkemizde kaç çeşit grip aşısı vardır?
İki tip grip aşısı vardır: Ülkemizde bir yıl önce en sık hastalık etkeni olmuş grip tiplerinin üç etken içeren aşı uzun yıllardır uygulanmaktadır. Bunun yanında dört grip etkenini içeren yeni aşı da ülkemiz dahil tüm dünyada uygulamaya girmiştir. Grip aşısını ekim ayı sonuna kadar olması önerilmektedir. Ekim ayı kaçırılmış ise de en kısa sürede yapılmalıdır.
Grip aşısı gribe neden olur mu? Yan etkisi var mıdır?
Grip aşısı influenza enfeksiyonundan korunma amaçlıdır, gribe neden olmaz. Kişiler soğuk algınlığı başta olmak üzere diğer virüslere bağlı enfeksiyonları geçirebilirler. Özellikle aşı yapılan yıl, aşının içinde bulunmayan virus türleri hastalık etkeni olabilir. Aşıların en sık yan etkisi enjeksiyon yapılan yerde ağrı, kızarıklık ve şişlik olup, genellikle kısa sürelidir ve herhangi bir tedavi gerekmez.
Grip hayati tehlikesi olan bir hastalık mıdır?
Herkes salgınlar haline gelen grip enfeksiyonundan çekinirken geçmiş yüzyılda salgınlar sırasıda kaybedilenden çok hasta mevsimsel grip nedeniyle kaybedilmektedir. İnfluenza tüm dünya için ciddi bir sağlık problem olup, her yıl dünyadaki çocukların %5’i, erişkinlerin %20’ si semptomatik grip hastalığı geçirmektedir. Özellikle çocukların, 65 yaş üzerindeki yaşlıların ve altta kronik hastalığı olan erişkinlerin risk altında olduğu unutulmamalıdır.
Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
SAĞLIĞIMIZ İÇİN TAVSİYELER
Kolajen, deri, tendon, kıkırdak ve kemikler dahil bütün bağ dokunun elastikiyetini ve yenilenmesini sağlayan önemli bir protein.Kolajenler güçlü ve esnektir. Vücutta herşeyi bir arada tutan tutkal görevi görür.Kolajenpeptitler, kolajenin soğukta çözünen, kolaylıkla sindirilebilen ve biyolojik olarak aktif halidir.Hyaluronicacid, C vitamini, Co-enzyme Q10 ile birlikte kullanılan kolajenpeptitler anti-aging özellik göstererek cilt sağlığını destekler.
3 YENi MESAJINIZ VAR
TÜRKİYE’DE YAPAY DERİ ÜRETTİ, ABD’DE ÖDÜLÜ ALDIProf. Dr. Ercüment Ovalı, son çalışması “Kan ve Kök Hücreden Yapay Deri Üretimi” ile dünyanın prestijli tıp ödüllerinden “En İyi Deneysel Araştırma” ödülünü kazandı.
***
KANSERİ YOK EDECEK YAPAY ORGAN
Kanser konusunda elde edilen veriler ve biyomedikal alanındaki gelişmeler eşliğinde kanser tedavisi için yepyeni bir adım atıldı. Vücudumuzun bağışıklık sistemi hücreleri olan T hücreleri Timus denilen bir organda üretilirler. Araştırmacılar, kan kök hücrelerinden T hücreleri oluşturan yapay timüs organoidleri oluşturmayı başardı. Geriye kanserle spesifik olarak savaşabilecek yapay organların kanserli hastalara nakil edilip tedavi edilmeleri kaldı.
***
KANSER ÇOCUKLARDAN KORKUYOR
Çocuklarda kanser erişkinlere oranla 100 kat daha az görülür. Bir başka deyişle, tüm kanserlerin sadece % 2-4’ü çocuklarda görülmektedir. Her yıl 1 milyon çocuktan 120’sinde kanser gelişmekte ve çocukluk çağı kanserleri en sık ilk 5 yaşta ve 10-15 yaş döneminde ortaya çıkmaktadır 1960’lı yıllarda % 5’i iyileştirilebilen çocukluk çağı lösemileri günümüzde %75-80 oranında iyileşmekte.