Kovid-19 Omicron ailesinin son mutant virüsü Eris varyantı ile ilgili pek çok açıklama peş peşe geliyor. Bulaşıcılığı çok fazla olan Eris varyantına ilişkin Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tolga Kandoğan, önemli bilgileri paylaştı.
Koronavirüs hastalığına yakalanan bazı kişiler herhangi bir belirti göstermeksizin hastalığı geçirebilirken, Covid-19'a yakalanan çoğu kişide ortaya çıkan yaygın belirtiler vardır. Bu semptomlar sıklıkla ateş, öksürük ve boğaz ağrısı, nefes darlığı veya nefes almada zorluk, kas-eklem veya vücut ağrısı, baş ağrısı, ishal, tat ve koku kaybı, burun tıkanıklığı veya akıntısı, halsizlik ve iştahsızlık şeklinde kendini gösterebilir. Ayrıca şiddetli vakalarda zatürre , ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüm gelişebilir.
SADECE BASİT BİR HASTALIK DEĞİL
Koku alma duyusunun kaybı ve tat alma duyusunun kaybı, sadece basit birer rahatsızlık değildir. Altta yatan sebeplere bağlı olarak ciddi hastalıkların habercisi de olabilirler. Yaşlanma ,soğuk algınlığı, grip, alerji, sinüs enfeksiyonu, tükürük bezi hastalığı, nazal polipler, beyin sarsıntısı veya kafa travması, demans veya alzheimer hastalığı, şizofreni , diş çürüğü, kuru ağız, vitamin eksikliği, kimyasal kokulara maruz kalma, ilaçlar, uyuşturucu kullanımı, baş veya boyun bölgesinde radyasyon tedavisi, sigara içmek, yüz felci, parkinson hastalığı, travmalar ,mulipl skleroz, kafa tabanı tümörleri ile ilgili olabileceği gibi Kovid 19 enfeksiyonu nedenli de olabilir.
EN SIK GÖRÜLEN ŞİKAYETERDEN BİRİ
Koku alma problemleri genelde üst solunum yolları enfeksiyonlarında sık görülen şikayetlerden biridir. Doğal olarak burun tıkanıklığı oluşması sonucunda hastaların koku almaları da azalmaktadır. Ancak Covid-19 hastalığında görülen koku alma problemi oranları, influenza enfeksiyonlarında görülenlere göre yaklaşık 3-4 kat daha fazla olmaktadır. Ancak Covid-19 nedeniyle koku alma rahatsızlığının görülme oranları yapılan ilk çalışmalarda %33,9 iken son yapılan çalışmalarda %75-85’e kadar yükselmiştir. Fakat kaydedilen veriler, ülkelere ve koku alma yetisini ölçmede kullanılan metodlara göre değişiklik gösterebilir.
Temel olarak, Kovid 19 virüsü, insan vücudundaki belirli hücrelerde bulunan belirli proteinleri hedefler ve bunlara saldırır. Bu tür proteinler burun boşluğunun dokularında oldukça bol miktarda bulunur. Birçok araştırma, COVID-19 hastalarının burnunda, boğazlarına kıyasla daha yüksek viral yük içerdiğini tespit etmiştir. Bu belirli burun dokuları, kokuları algılayan nöronların sağlığını ve işlevini desteklemekten sorumludurlar. Bu sebeple, nöronların kendileri virüs tarafından doğrudan hedef alınmasa da, kokulara tepki verme ve sinyallerini beyne iletme yetenekleri bozulur.
Sonuç olarak, kusurlu bir koku alma duyusu oluşur.Covid-19’un koku duyusunu bozmasının altındaki sebeplerini tam olarak anlayabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bu noktada, ön veriler, virüsün genellikle duyu nöronlarını istila etmediğini ve koku kaybının genel olarak merkezi sinir sistemine verilen hasardan kaynaklanmadığını gösteriyor. Ancak, kesin bir sonuca varabilmek için yeterince elimizde veri bulunmamaktadır.Koku alma için gerekli burun bölgelerinin iltihaplanması ve tıkanması Covid-19 ile ilişkili anozmide rol oynayabilir ancak yine de daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulabilir.
AŞI SONRASI TAT VE KOKU KAYBI YAŞANMASI NORMAL Mİ?
Bu konuyla ilgili elimizde çok fazla veri olmamasıyla beraber yayınlanan literatürlerin küçük bir incelemesi sonrası aşılama sırasında kişilerdeki zihinsel stresin açıkça damar daralmasına ve arteriyel daralmaya neden olduğu bulunmuştur.
Bu nedenle eğer hastalar paniğe kapılırsa, kaygılanırsa, strese girerse veya aşıdan korkarsa, aşının uygulandığı süre boyunca damarları daralacak ve küçülecektir. Bu biyolojik mekanizma (zihinsel stres altında damarların, atardamarların ve toplardamarların daralması) kan pıhtılarının, felçlerin, kalp krizlerinin, baş dönmesinin, bayılmanın, görme bulanıklığının, koku ve tat kaybının en olası nedeni olarak düşünülmüştür. Bahsettiğimiz bu durum aşı uygulamasından kısa bir süre sonra meydana gelebilmektedir.
Koku ve tat alma rahatsızlıklarının tedavisi genellikle rahatsızlığa yol açan altta yatan hastalıkların veya sorunları giderilmesiyle tedavi edilebilir.
Çoğu hastaların tedavi sürecinde iyileştikleri ve koku – tat alma duyularını geri kazandıkları gözlemlenmiştir.Koku ve tat alma bozukluklarında hastanın öncelikle varsa burun etinin alınması, koku molekülleri ve koku hücrelerinin yaklaştırılması ve burun deliklerinin havalandırılması gerekebilir. Tedaviden sonuç alınabilmesi için bu adımlar önemlidir.
Burnun havalanma bozukluklarına yol açan etkenler giderildikten sonra ilaçla müdahale edilebilir. Eğer planlanan tüm tedavilere rağmen hasta, tedaviye koku duyusu yanıt vermiyorsa “koku alma egzersiziyle” beyindeki koku merkezi aktif hale getirilmeye çalışılır.Bu da hastanın her gün belli aralıklarla, belirli kokularla çalışması anlamına gelmektedir.
Eğer, viral bir enfeksiyon sonucunda koku ve tat alma bozukluğu meydana gelmişse bu duyular geri kazanılabilir.Bunlar dışında koku ve tat alma bozukluğunda kullanılabilen yöntemler; Alerji veya burun akıntısı giderici ilaçlar ,ağız kuruluğunu gideren ilaçlar,polipler ve tümörlerin temizlenmesi,hastalıklı dişlerin onarımı,uyuşturucu ve varsa sigara alışkanlığını bırakmak.
ERİS VARYANTININ EN NET BELİRTİLERİ
COVID-19'un yeni varyantı Eris, farklı semptomlar gösterse de genellikle önceki Omicron varyantlarına benzer belirtilerle ortaya çıkar. Eris varyantı için belirtiler genellikle soğuk algınlığı veya grip benzeri semptomlarla karıştırılabilir. Burun akıntısı, baş ağrısı,ateş, kas ve eklem ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk, öksürük, boğaz ağrısı,tat ve koku değişiklikleri gibi belirtiler.
Eris varyantının belirtileri hala araştırılmaktadır ve yeni bilgilere dayalı olarak güncellenebilir. Özellikle hastalığın seyri, semptomların ciddiyeti ve sıklığı üzerindeki etkisi ile ilgili çalışmalar devam ediyor.