İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır T24’ten Şirin Payzın’a verdiği röportajda diyor ki “2.5 milyon Euro bulsak Marmara depremiyle ilgili deniz tabanlı erken uyarı sistemi kurabiliriz.” Ziya Hoca aslında şunu diyor: “2.5 milyon Euro bulunamadığı için İstanbul’da göz göre göre binlerce insanın ölümüne seyirci kalınıyor.”
Deniz tabanlı erken uyarı sistemi 1999 depremi sonrası Naci Görür ve Namık Çağatay hocaların gündeme getirdiği bir projeydi. Biz ancak fay kırıldığında “Deprem oldu” diyoruz. Oysa deprem fay kırılmadan çok önce fayın derinliklerinde bir takım fizikokimyasal değişimlerle (gaz çıkışları, sıcaklık artışları gibi…) başlıyor. İşte faya yerleştiren sensörlerle bu değişiklikler an be an takip ediliyor, depremin olacağı zamana dair ciddi fikirler veriyor.
Depremin ne zaman olacağı en azından bu kadar belirsiz olmuyor. İstanbul’da beklenen deprem Türkiye’nin egemenliğini tehdit etmektedir. En iyimser tahminler bile en az 150 bin kişinin öleceğini söylüyor. Oluşacak maddi hasar milyar Euro’ları geçecek. 2.5 milyon Euro nedir? Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Çevre Şehircilik Bakanı, Sayın İBB Başkanı size bu millet adına yalvarıyorum: Ne olur bilim insanlarının bu çağrısına kulak verin!
Lucescu yarın geliyor!
Beşiktaş yarın Lucescu’yu İstanbul’a getirtiyor. Konuşulduğu gibi Luce’ye futbol direktörlüğü teklif edilmedi, edilmeyecek. Hoca için planlanan görev alt yapıdan A takıma kadar futbolun yapılandırmasında bir tür danışmanlık…
Tabii burada esas sorun büyük maddi zorluklarla mücadele eden Beşiktaş’ın Lucescu’ya ne kadar ödeyeceği. Lucescu şayet görevi kabul ederse Beşiktaş’tan ayda 20 bin Euro civarında bir maaş alacak.
Kadir Şeker'i serbest bırakın!
Kadir Şeker, Fen Lisesi mezunu tıp fakültesi okuma hayalleri kuran pırıl pırıl bir genç. Bir gün kütüphane çıkışında Özgür Duran isimli bir adamın sokak ortasında bir kadına şiddet uyguladığını görünce engel olmak için araya giriyor. 19 ayrı suçtan sabıkası bulunan Özgür Duran bu sefer Kadir’e saldırıyor.
Boğazını sıkmaya başlıyor. Kadir’in kendisini kurtarmak için çıkardığı meyve bıçağı, yaşanan boğuşmada Duran’ın kalbine saplanıyor. Şiddet mağduru kadın Ayşe D. ifadesinde “Kadir beni kurtarmak için araya girdi” dedi. Kadir şu an cezaevinde.
Önceki gün duruşmaya giderken eli kelepçeli fotoğrafı yansıdı basına. Yüzünde hâlâ Özgür Duran’la boğuşmadan kalan yara izleri duruyordu. Bu ülkede zerre adalet varsa, bu mahkemeler gerçekten bu milletin vicdanıysa eğer bu pırıl pırıl genci bir dakika daha cezaevinde tutmayın! Bu ülkede kadına şiddetin önüne geçmek adına zerre niyetiniz varsa cezalandırmak bir yana, ibret olsun diye ödüllendirin Kadir Şeker’i.