Giriş
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) 14 Şubat vesilesiyle ülkelerin evlenme istatistiklerini açıkladı: Buna göre Türkiye’de son 10 yılda evlenme oranı yüzde 25 düşmüş! Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ise geçen yıl bir önceki yıla göre evlenme oranı yüzde 2.9 azalırken boşanma oranı yüzde 10.9 artmış. Evlenme ve boşanma istatistiklerinin arkasındaki esas dinamik Ray Kurzweil’in 2005’de ortaya attığı “tekillik çağı” kavramı. Tarih boyunca bireyin, bireyselliğin bu kadar kutsandığı bir dönem daha olmamıştır.
Geçmişte insanoğlu için en büyük korkulardan biri yalnız kalmakken bugün yalnızlığa inanılmaz bir övgü var. Kimsenin kimsenin kahrını çekecek hali, vakti ve enerjisi yok. Dahası buna ihtiyacı da yok. Tüm bunların yanında şüphesiz ki internet ve sosyal medya sayesinde herkesin birbirine rahatlıkla ulaşabildiği, iletişebildiği bir dünyada yaşamanın da etkisi büyük.
Görünen o ki sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada özellikle iktidardaki muhafazakar siyasetçilerin “evlenin, çocuk yapın” tavsiyeleri dünyanın hiçbir yerinde sokakta karşılık bulmuyor.
TİYATRONUN İLK 30 SENESİ ÇOK ZOR!!!
Erkan Can’la kahvaltı ettik dün. Bir mesleğin ustası olmak için o mesleğe bir yaşam adamak gerektiğini anlatırken Erkan Abi insanların 5-10 sene bir işi yapınca hemen “usta” ilan edildiğini söyledi. Ve sonra Altan Erbulak'ın bir sözünü hatırlattı her zamanki şahane üslubuyla ve ince bir gönderme yaparak meslektaşlarına: “Tiyatroculuğun ilk 30 senesi çok zor...”
TALEP VAR Kİ…
Bursa polisi şehirdeki “masaj salonlarına” 500 kişilik timle baskın yapmış. Baskın yapılan masaj salonu sayısı 40! Bursa’da 17 ilçe var. Bu da demek ki ilçe başına iki buçuk masaj salonu düşüyor! İstanbul’da muhtemelen bu rakam yüzlerle ifade ediliyordur.
Diğer şehirlerde de durum farklı değildir. Belli ki ciddi bir talep (!) var ki böyle tüm şehirlerde mantar sürüsü gibi açılıyorlar. Pazar pazar şehirlerimizdeki kütüphane sayılarını yazıp canınızı sıkmak istemem ama şunu bilmenizi çok isterim: Masaja olan düşkünlüğümüzün yarısı kitaba olsaydı şu an başka bir yerdeydik!
ANNE BABALAR BAKIN SELÇUK HOCA NE DİYOR?
Eskiden oyuncakları kırıp parçalayan çocuklara “yaramaz” denirdi. Geçenlerde tüm dünyada alanındaki en iyi 20 akademisyenden biri olan Selçuk Şirin Hoca’dan öğrendim: Çocuklar artık tam da böyle öğreniyorlarmış: yapıp bozarak. Yeni öğrenme modeli diyor Selçuk Hoca...
Tüm dünya bunu keşfetmiş, eğitim modellerine adapte etmeye çalışıyorlarmış. Hoca dedi ki, “Türkiye’de de özellikle okul öncesi dönemde çocukların elinden düşürmedikleri o iPad’leri alıp yap-boz yöntemiyle öğrenme modeli oluşturacak yeni araçlar vermeliyiz.”
