Büyük hayal kırıklığı

Bir türlü oyuna giremedi Fenerbahçe. Böyle başladığı maçlarda da sorun yaşıyor genelde. Ne baskı kurabildi, ne oyunu kontrol edebildi sarılacivertliler. Rakip tam bir deplasman takımı görüntüsündeydi. Ayağa çok iyi paslar, savunma arkasına atılan toplarla tehlikeler yarattı. Savunmasında da dikkatli ve çok soğukkanlıydı. Geçiş hücumlarını çok iyi yaptı, 2’si VAR’dan iptal edilen ofsayt, 3’ü geçerli olmak üzere 5 kez havalandırdı Fenerbahçe filelerini. Çıkışa geçti, morallendi, artık daha güçlü denilen Fenerbahçe niye bu hale geldi? Öncelikle orta sahası dirençsizdi. Fred’in yokluğu fazlasıyla hissedildi. Amrabat ne doğru dürüst pres yaptı ne de süpürücülük görevini. Szymanski panik futboluyla orta sahadaki direnci düşürdüğü gibi ceza sahası üzerinde saçma sapan pas tercihi ararken kaptırdığı topla yedirdi golü. Mert Müldür de vasatın altında kalınca Fenerbahçe’nin orta saha, savunma dengesi yerle bir oldu. Yenilen ikinci gol tam bir halı saha örneğiydi. Fenerbahçe böyle gol yer mi? Kostic ve Skriniar dışında elle tutulur kimse yoktu. İkili forvetin arkasındaki Tadic’e maç sonuna kadar nasıl tahammül etti Mourinho, hayret! Sonradan giren Talisca, Maximin, İrfan Can Kahveci de çare olamayınca tutuk futbola, tur hayali yerini bıraktı derin bir umutsuzluğa. Maç sonu zaferi düşünenler büyük bir hayal kırıklığı yaşadı gecenin sonunda.