Giriş
Fenerbahçe ilk 45 dakikayı öylesine boş öylesine temposuz ve hırssız oynadı ki... Bu yarı çoğunlukla sert ve temaslı oynayan Göztepe’yi karşılamakla geçirdi sarı-lacivertliler. Yenilen gol sonrası tribünlerden homurtular, ıslıklar ve istifa sesleri gelmeye başladı yine garip bir şekilde. Tabii ki taraftarın protesto hakkı var, ancak her şeye rağmen şampiyonluk isteniyorsa en azından maç bitene kadar bu protestolar bitmeli. Fenerbahçe neden böyleydi? Lyon maçı yanıltmış Mourinho’yu. Üçlü savunma yine aynıydı. Ama Göztepe’nin sert ve temaslı oyunu, hava toplarındaki hakimeyeti çok zorladı sarı-lacivertlileri.
Üst üste yapılan hava topu hatalarından buldu zaten Göztepe de golü. Sezon başından beri bu hastalık var Fenerbahçe’de. Savunmada hava topları çoğunlukla başına iş açıyor. Böyle çok gol yedi. İkinci yarıda ‘Böyle olmayacak’ diyen Mourinho, Kostiç ve Maximin’i aldı içeri, savunmayı da dörtledi. Giren iki futbolcu da hareket getirdi takıma ve 10 dakikada 3 gol bulan Fener, savunmada da hata yapmayınca neye uğradığına şaşırttı rakibini. Nesyri’nin ilki savunma hatasından, ikincisi göklerin hakimi gibi yükselip vurduğu kafa golleri değiştirdi işin rengini. İlk yarı yokları oynayan Oğuz’un müthiş golü de rahatlattı hem takımı hem tribünleri. Sonrası klasik anlamda top çevirmeydi. Yenilen ikinci golün ardından sıkıntılı anlar yaşadı, ancak sahadan istediğini alarak ayrıldı Fenerbahçe. Her iki yarıdaki takıma baktığımızda gece ile gündüz gibi fark dikkat çekiciydi. Gelenler ve gelecek olanlar bir an önce takıma girmeli. Çünkü bundan sonra her maç böyle zor geçecek.
