Giriş
Sevgili dünlük, yaşadığım şehri 3500 yıl önce, Anadolu’dan at sırtında gelen amazonlar kurdu. Kadifekale’den şehri izleyip, Meles çayı kenarına indiler. Uzun boyları, yanık tenleri ve güzel saçlarıyla bilinen bu savaşçı kadınların kraliçesi Smyrna’dan aldı ismini İzmir. İzmir hakkında yazan her sanatçı, bu kadınların şehri dişileştirdiğini söylüyor. İzmir’de yaşayanların da her yeni gün bu gerçeği gözleriyle gördüğü aşikar.
İnsanı tatlı tatlı saran havasından da, bakmalara doyamadığımız suyundan da, bir görenin bir daha vazgeçemediği şehrim İzmir. Şehrin tüm kadınları ve onların yetiştirdiği kız, erkek evlatlarla, dünya var oldukça, güzelliğine güzellik katacaktır. Bu şehir, bir süredir hem düzenli göç alıyor hem de sadece çevresine değil, şehir merkezine de turist çekiyor. İstedim ki bu hafta İzmir’e yeni gelenler için küçük bir şehir merkezi rehberi çıkarayım. Hadi başlayalım!
TARİHİ KEMERALTI ÇARŞISI
Dünyanın en eski açık hava alışveriş merkezlerinden biri aslen. Her gün canlı, coşkulu, ihtiyaç karşılayan, her sokağı ayrı macera bir çarşı. İzmir’e gelir gelmez görülmesi gerekenlerden. Kemeraltı Çarşısı; şehrin renkliliğini, lezzetlerini, sıcak kanlılığını hissetmek açısından çok çok önemli bence. Bir hafta gitmesem özlerim. Siz de misafirlerinizi mutlaka götürüp gezdirin. Turşu suyu, midye, lokma, şambali yedirin. Bayılacaklardır.
SMYRNA ANTİK KENTİ
İzmir, Türkiye’nin üçüncü en büyük şehri olsa da tarihi yeni yeni açığa çıkarılıyor diyebiliriz. Özellikle Efes ve Bergama gibi büyük medeniyetlerin gölgesinde kalmış gibi görünse de antik Smyrna Kenti, hem kültür hem mimari açıdan tartışılmaz öneme sahip. Görür görmez etkisi altına girdiğiniz muazzam bir aurası var. Özellikle bahar aylarında gezmek çok keyifli. İzmir’de yaşayanların pek çoğunun hala gidip görmediğini bilmek biraz üzücü. Özellikle çocukların mutlaka götürülüp gezdirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
KADİFEKALE
İzmir merkezinin en güzel manzarasına sahip noktası bence. 3’üncü yüzyılda Büyük İskender’in talimatı ile generallerinden Lysimachos tarafından inşa edilmiş. Deniz seviyesinden 186 metre yükseklikte kurulan Kadifekale, 6 kilometrelik bir alan üzerinde yer alıyor. Beş kule hala ayakta. Kulelerin yüksekliği 20-35 metre. Kale içinde Bizans Dönemi’ne ait kemerli büyük bir sarnıç ve bir mescit kalıntısı var. Oraya giderken yanınıza mutlaka gevrek, boyoz alın. Alanda minik bir çay ocağı var; körfezi izleyerek keyifli zaman geçirebilirsiniz.
ST. POLYCARP KİLİSESİ
Şehrin en estetik yapılarından biri. 1775 yılında Osmanlı makamlarının izni ve 16. Louis’in desteği ile yeniden restore edilerek üç nefli bir bazilika şeklini almış. Yapı, 1892-98 arasında yapılan restorasyon esnasında şapellerle genişletilerek dekore edilmiş.
Geçen yüzyılın sonlarında, İzmir’de yaşamış genç Fransız sanatçı, ressam, mimar Raymond C. Pere, St. Polikarp’ın yaşam öyküsünü kilisenin içinde yapmış olduğu fresklere yansıtmış. Kilise, bugünkü onarılmış haliyle; doğu-batı doğrultusunda üç nefli, bema kesimi kubbeli, dikdörtgen şeklinde bir bazilika. Batı cephesinin güney ucunda yükselen bir çan kulesi bulunuyor.
