Anne: Yemek bitmeden parka gitmek yok!
Çocuk: Yemeyeceğim!
Anne: O zaman parka gitmiyoruz!
Çocuk: Yemeyeceğim!
Sonuç: Aç, öfkeli ve parka gidemeyen bir çocuk ile kızgın ve stresli bir anne.
Bu ve benzeri sahnelerin yaşanmadığı ev yoktur sanırım. Eğer siz de benzer durumlar yaşıyorsanız ve nasıl çözeceğinizi bilmiyorsanız bu haftaki yazımı dikkatlice okuyun ve uygulayın derim. Haydi işe çocukların ihtiyaçlarını anlamakla başlayalım!
HER ZAMAN ÖNCE OYUN SONRA YEMEK!
Çocuklar için oyun, eğlence, kaliteli zaman geçirme her zaman yemek yemekten daha önemli ve önceliklidir. Çocuklar fiziki ihtiyaçlarını erteleme becerisini erken yaşta öğrenirler. Acıkınca biraz daha bekleyebilmeyi, tuvalet ihtiyaçları geldiğinde tutmayı bilirler. Ancak söz konusu oyun olunca asla erteleme yapamazlar. Çünkü her çocuk fizyolojik ihtiyaçlarından önce duygusal ihtiyaçlarını karşılamak ister. Bunun en büyük nedeni beyinlerinin duygusal kararlar veren bölümünün, mantıksal kararlar veren bölümünden çok daha gelişmiş olmasıdır. Önce duygularının ona yapmasını söylediği şeyleri yaparak tatmin olmak isterler. Bu tatmin duygusu onları daha kolay beslenen, yeni yiyecekleri daha kolay deneyen çocuklar haline dönüştürür.
Yazının başındaki mizansendeki gibi söz konusu fiziki aktiviteyi de içeren park, bahçe, açık alan aktivitesi ise çocuklar daha fazla oyun isteği içinde olurlar. Bu duygusal rahatlamayla birlikte fiziki hareket etme ihtiyacını da karşılayan, çocukların dünyasında çok değerli bir ihtiyaçtır. Uzun süre karşılanmaması halinde kalıcı besin reddi, uzun süreli açlık gibi zorlu tabloları beraberinde getirir.
‘O YEMEK BİTECEK’ DEMEDEN ÖNCE…
Peki çocuklarımız böyle hissederken biz yetişkinler ne düşünüyoruz da işler karışıyor?
Biz yetişkinler çocukların aksine mantıksal beynimizle durumu değerlendiririz. Çocuğunuzun aç olduğunu düşündüğünüzde parkta oynarken harcayacağı efor nedeniyle daha çok acıkacağı ve zorlanacağını düşünürüz. Bu durumunda hasta olabileceğini, yemeden uykusunun geleceğini, açlık süresinin uzayacağı, ana öğün ve ara öğün düzenin bozulacağı gibi türlü türlü çıkarsamalarda bulunuruz. Diğer yandan çocuğun aç olması ihtimali başta anneler olmak üzere ebeveynleri strese sokar. Zira bizler çocuklarımızı besleyerek onlarla ilk bağlarımızı kurarız. Bu bağ sekteye uğrayınca psikolojik dengemizi kolaylıkla yitirebiliriz. Bu denge zorlanması bizi çocukla inatlaşmaya, yetişkin gücümüzü kullanarak zorlamaya iter. Kısaca beynimiz ‘tehlike varsa savaş’ moduna geçer.
Birbirine taban tabana zıt iki bakış açısını ancak çocuklarımızın gözünden durumu değerlendirmeye başladığımızda kontrol edebiliriz. Hayata yeni başlayan bir çocuğun biz yetişkinler gibi düşünmesini bekleyemeyiz. Bu nedenle biz yetişkinler onlar gibi düşünmeye geri dönmeyi hatırlamalıyız.
Benzer inatlaşmalara fırsat vermemek için aşağıdaki pratik çözümleri hayatınızın bir parçası haline getirebilirsiniz. Unutmayın! En iyi kriz yönetimi kriz çıkmadan önce uygulanandır.
- Çocuğunuzun kendi açlığını hissetmesi için ona fırsat verin. Eğer aç hissetmiyorsa yemeye zorlamayın.
- Bazı çocuklar aç olsalar da heyecanlarına yenilirler. Eğer sizin çocuğunuz da aktiviteler nedeniyle yüksek heyecan duyuyor ve bu nedenle yemekten uzaklaşıyorsa aktivite planınızı öğün saatleri sonrası paylaşın.
- Çocuğunu oyun oynar haldeyse sırf saati geldi diye onu yemeye götürmeye çalışmayın. Oyununu sonlandırmasını bekleyin. Hatta kabul ediyorsa oyununa dahil olun.
- Oyun sırasında çocuğunuza ‘acıktın mı, yemek saati geldi’ gibi uyarılarda bulunmayın. Yemek isteyip istemediğini sözlü olarak sorgulamak yerine oyuncakları ve oyunları kullanın. Örneğin, ‘Bu kamyondan tuhaf sesler geliyor, karnı acıkmış olabilir mi?’ diye sorun. Çocuğunuz eğer ‘evet acıkmış’ derse onu da kamyonu da yemeğe davet edin. Hatta kamyonun önüne de bir kap ve yemek koyun. Çocuğunuzun yanıtı ‘hayır’ olursa biraz daha zaman vererek oyuna devam edin.
- Mutfakta geçirilen zaman çocuklar için hem besinleri deneyimlemeleri hem de ebeveynleriyle kaliteli zaman geçirmek için şahane fırsatlardır. Oyunları, oyuncakları pişirme ve hazırlık süreçlerine dahil ederek çocukların günlük oyun ihtiyacını karşılayabileceğiniz gibi besinleri tanımaları ve deneyimlemeleri için de fırsat yaratabilirsiniz.