Cinsel yaşamımızdaki olumsuzlukların nedenleri, elbette yaşam koşullarımıza, sosyo-ekonomik niteliklerimize, düşünce yapımıza, fiziksel ve psikolojik özelliklerimize bağlı olarak değişiyor. Ancak en çok etkileyen şeylerden biri de içinde bulunduğumuz toplumun yaygın inanışları. Duyarak, görerek, gözlemleyerek ya da tahminlerde bulunarak saptadığımız, inanır olduğumuz bazı şeyler, bizi kötü bir cinsel yaşama itiyor. Doğrusunu bilsek çok daha mutlu olacağımız yanlışlardan söz ediyorum. Onlar olmasa çok daha ‘akışta kalarak’ sevişebilir, huzurlu dokunabilir, sonuca varabiliriz. Orgazm hiç de uzak değil. Ve sanırım etrafın ne dediğinden çok uzmanların ne dediğine kulak kabartmamız gerekliliğini bir kez daha hatırlatmalıyım.
ÖN SEVİŞME UZUN OLMAK ZORUNDA MI?
SORU: Hocam, herkes ön sevişmenin uzun sürmesi gerektiğini söylüyor. Ama ben daha kısa olmasını seviyorum ve hatta uzarsa konsantrasyonumu kaybediyorum. Yeni evliyim ve ilk birlikteliğim. Acemi olduğum, bilmediğim için mi böyleyim? Yani ne kadar uzatmam gerekiyor mutlu olmamız için?
CEVAP: Ön sevişmeyi çok uzun tutmak şarttır diye duydunuz, değil mi? Bu bir zorunluluk değil ve sizin uzunluk kısalığınız da gayet belirleyici. Ön sevişme, sizi birleşmeye hazırlar ve onu asla kısa tutmayın deriz ama birleşmenin tüm dinamiğini bozacak kadar uzun tutmak da büyük hata. Yani temel aktiviteye zaman, istek ve enerji kalmayacak kadar uzun süre bir ön sevişme hiç de tercih ettiğimiz bir şey değil. Öğrenilmiş ön sevişmenin öğrenildiği kabak gibi ortadaysa maalesef ön sevişme ikinci safhaya varamayacak kadar ruhsuzlaşır, bu da ayrı bir gerçek. Sizin başınıza gelen de bu aslında. Her şey kararında güzel! Sizin için yeterli olduğu zaman yeterlidir, merak etmeyin. Bunun tecrübeyle ilgisi yok, hisle ilgili. Ve eşinizi bu süre sona erdiğinde uyarabilir, yönlendirebilirsiniz.
SÖYLEMEYE UTANIYORUM
SORU: Hocam, ben yatak odamızda biraz sert olunmasını seviyorum ama utandığım için eşimle paylaşamıyorum. Çünkü kadınlar daha kibar, narin varlıklar sonuçta erkeklerin gözünde. Ben de ayrık otu gibi durmaktan ve tepkisini çekmekten korkuyorum. Bunları nereden öğrendin diyebilir. Oysa öğrenmedim, istiyorum sadece. Nasıl ortayı bulurum bilmiyorum. Bana yol gösterir misiniz?
CEVAP: Kadınların yatakta tüy gibi hafif davranışlar sevdiği büyük bir yanılgı. Sertlik, hoyratlık da son derece ilgisini çeker kadınların. Kavrayan, alan, kendine çeken, kontrolü eline alan erkek, kirli konuşan bazı kadınların gözdesidir. Ayrıca yatakta sert olmak da erkekler için şiddet şovuna dönüşmesin, onu da hatırlatayım. Nezaketi elden bırakmadan, bencillik yapmadan, güç dengeleriyle oynayarak ateşli biçimde sevişmek mümkün. Dozu çift olarak size kalmış. Kadınlar emir cümlelerinden en çok yatakta hoşlanırlar mesela, belki onlardansınız. Şimdi utanırken girizgah yapıp karşılık bulduğunuzda bir de bakarsınız coşmuşsunuz. Asla çekinmeyin, o esnada eşinizi yönlendirin ve doğru dozu bulun. Erkeklerin bundan şikayetçi olduğunu pek duymadım. İyi bir eşlikçi olacaktır. Ama hiç istemediği bir şeyse de ortasını bulursunuz, sonuçta ikinizin de haz alması bütün mesele.
DAHA KÖTÜ MÜ OLACAK?
SORU: Hocam, bana hep ilk gecemin muhteşem olacağını, asla unutamayacağımı, hayatımda bir daha o kadar iyi bir cinsel birleşme yaşamayacağımı söylediler. Belki de beklentimi yükselttiler bilmiyorum. Ama ilk gecem kaygılı, ne yapacağımı bilmez biçimde geçti ve sanırım kendimi dinledim ne kadar hoşlandım diye. Odaklanamadım bile. Oldu bitti gibi hatırlıyorum ama mutluydum da. Bundan sonrakiler daha mı kötü olacak gerçekten?
CEVAP: En iyi seks ilk sekstir diye bir şey asla yok. Bazıları için böyle olabilir ama genelde aksi yaşanır. Zamanla güzelleşir, ritmini bulur. Her şeyin ilki özeldir. Aşkın, öpüşmenin, sevgilinin. Ama en iyisi değildir. En iyi denen şey, özel olmakla aynı şey değildir. Deneyim, bir şeyi ‘en iyi’leştirme yolunda yürümektir. İlk seksteki heyecanı arayabilirsiniz, bununla sık karşılaşıyoruz. Ancak sizdeki durum bu bile değil. Yani siz ilk sekste bekleyip bulamadığınız her şeyi zamanla bulacaksınız, böyle bakın. En güzelini henüz tatmadınız, ne şans! Etrafın da bilir bilmez kendinden emin söyledikleri... Ah hiç bitmeyecek