Herkes birlikte yaşadığı insanların ve yerin hikayesini taşıyor. Hiçbirimiz bu dinamiklerden özgürleşmiş değiliz. Kopmaktan değil, her şeye rağmen özgür hissedebilmekten söz ediyorum. Kendimizi gözetip sağlıklı yaşam hakkımıza sahip çıktıkça bunu başaracağız. Dayanışma ve bilgi bu yüzden önemli. Yaşam hakkımızı yalnızca yaşamak olarak algılamayın.
SAĞLIKLI YAŞADIKÇA KAZANACAĞIZ
Sizinle iletişimde olmaktan çok hoşlanıyorum. Sizin bende bulduklarınız kadar, benim sizde bulduklarım var. Her ne kadar doğduğum yer ayrı, büyüdüğüm yer ayrı, yaşadığım yer ayrı olsa ve memleketin dört bir köşesinin havasını tüm kalbimle solusam da hikayemiz bunun çok daha ötesinde. Dünyanın dört bir yanına serpilmiş özellikle kadın kardeşlerimle konuşmak, anlaşmak, bana hiçbir kitabın veremeyeceği bir öğreti sunuyor. Kadını anlamak için gerçekten hep daha çok kadın tanımak gerekiyor. Hep daha çok dinlemek. Çünkü aslında herkes birlikte yaşadığı insanların ve yaşadığı yerin hikayesini taşıyor. Henüz hiçbirimiz bu dinamiklerden özgürleşmiş değiliz. Kopmaktan değil, her şeye rağmen tüm şartlara rağmen özgür hissedebilmekten söz ediyorum. Bunu da hep birlikte başaracağız. Bunu, kendimizi gözettikçe ve sağlıklı yaşam hakkımıza sahip çıktıkça başaracağız. Dayanışma ve bilginin sonsuz gezintisi işte bu yüzden önemli. En temel hak olan yaşam hakkımızı yalnızca yaşamak olarak algılamamak gerekliliği; sağlıklı yaşadıkça kazanacağız.
KADER DEYİP ÜSTÜNÜ ÖRTMEYİN
Adanmış hayatlarımızda, önceliğin her zaman sevdiklerimiz olduğu bu yolculukta kendi bedenimizi ve ruhumuzu öncelemek, suç gibi geliyor bize. Hem böyle hissettirildi hem de ahh o iç güdülerimiz... Oysa sağlıklı ve mutlu bir kadının mutlu edemeyeceği kimse yoktur. Tüm sevdiklerimiz ve evlatlar! Onlar bizden çok sevinmez mi bu işe? Her şeye doyabilmek ve hiçbir şey yapmadan yaşanan zamanlar belki anlar yaratabilmek; kadınlar için düşlediğim biraz da bu. Ne çok şey yapmakla, ne çok şeye yetişmekle tükeniyor da ömür; insanın kendisine sıra gelmiyor. Bilseniz tedavi ettiğim ne çok kadının öyküsü böyle... Ameliyatlardan çokça bahsediyorum evet çünkü çokça bilinsin istiyorum. Bir yerlerde çarenin var olduğu ve yalnızca gidip almanın kaldığı bilinsin istiyorum. Ama benle ama başka bir meslektaşımla. Kadınlar, kendileri için yapılabilecekleri bilsin, anlasın istiyorum. Kader deyip üstünü örtmeden dertlerinin, çarelerin insanın kendine borcu olduğunu düşünsünler istiyorum. Ve şükürler olsun ki övgülerine mazhar olduğum kadınlar hep daha çok kadınla buluşturuyor beni.
KENDİNİZ İÇİN GEÇ KALMAYIN
Beden sağlığımız ruh sağlığımızla direkt ilişkili. Bir sarmal gibi üstelik, ikisi de birbirini etkileyip duruyor. Özellikle kadınlar, bazen yıllarca içinde debelenip duruyor da çıkamıyor bu sarmaldan. Beden sağlıkları, yatak odalarına, sosyal hayattaki duruşlarına yansıdıkça mutsuzluğa saplanıyorlar. Ve gariptir; insan en çok mutsuzluğa uyumlanıyor. Alışıyor orada kalmaya, hiç çıkamaz sanıyor. İdrar kaçıran kadın sokağa çıkmayı, insanlarla görüşmeyi bırakıyor. Genital anomalisi olan kadın eşini ihanetinde haklı bulup kendini suçlamaya başlıyor. Çocuk sahibi olamayan kadın, çevresinin de baskısıyla kendini eksik hissediyor. Cinsel ilişkide ağrı, acı duyan kadın, erkeğin tecavüze varan ısrarına boyun eğiyor. Eve bakacak kimse yok diye doktor işlerini erteleyen kadının myomları, bir çocuk boyutuna erişiyor. Kanser hastası kadın, çocuğu sınava girene kadar tedaviyi erteliyor. Nice akla gelmez hikaye... Hepsi böyle. Hepsinde kadın ‘sonra’. Oysa ona yakışan ‘önce’. Anlatmaya çabalıyorum. Geçenlerde bir hastam dedi ki, “Hocam, ben grip olsam eşim benden daha çok grip olurdu hemen, ben kendimi ona bakarken bulurdum. Tek bir gün yatıp dinlendiğimi bilmem. Bu myom bu kadar olana kadar ben 4 çocuk büyüttüm, sonunda eşimi de kaybettim. Yapayalnız kalınca da aklıma kendim geldim”. Kendinizi düşünmek için bu kadar geç kalamazsınız. Kendinizi sağaltmak için geri kalan herkesi kurtarmış ya da uğurlamış olmayı bekleyemezsiniz. Yaşam, herkes kadar kadına da verilmiş bir armağan, bir emanet. Hep daha çok okuyun, araştırın, izleyin, gözleyin ve her zaman kendinizin farkında olun. Bir kez daha yaşamayacaksınız, öylesine yaşamayı kabul etmeyin.