En son ne zaman sevdiğinizi söylediniz sevdiklerinize? Ertelemeyi alışkanlık haline getirmeden önce söylediyseniz kaçırdığınız bir şeyler var, farkında değilsiniz.
Telefonu şarj edeyim de ararım, şu sunumu tamamlayayım da hele, geç oldu bu saatte aranmaz, sınavlara çalışırken bölünmek iyi gelmiyor, soğuklar bitsin de uğrarım, işten güçten vakit mi var, söylemesem bilmiyor mu sanki, trafikte gidilmez, aman şımarmasın, bizde böyle bir alışkanlık yok... Bölünerek çoğalıyor sanki bahaneler, öyle çoklar. Nasıl da anlamsızlar...
Biz, mezar taşlarına el yüz sürerek, gözyaşı akıtarak, geç kaldıklarımızın pişmanlığını bir nişan gibi taşıyarak, toprağını cebimize doldurarak seven insanlarız. Biz sevmeye erken başlayıp söylemeye geç kalan insanlarız. Ölüleri sevmek neye yarar, diriyken hasret bıraktıktan sonra?
Biz inatla anlamayan insanlarız, yaşadıklarından ve ölenlerinden ders almayan insanlarız. Malesef. İçinizi karartmak istemiyorum. Mevcut durumda kararması gerekir ama ben istemiyorum. Çünkü dünya bitmedi, henüz gelmedik sonuna, hâlâ umut var. Yarın sabah bir sevgi mesajıyla uyandıramaz mısınız babanızı, kardeşinizi görmek ve karşılıklı kahve içmek için iş yerine uğrayamaz mısınız?
Bir buket çiçek götüremez misiniz annenize? Eski öğretmeninize teşekkür edemez misiniz emekleri için? Dostlarınızla buluşamaz mısınız küçük boşluklarda bile olsa? Çalışanlarınızın masalarına birer kutu çikolata bırakamaz mısınız güzel bir notla? Büyükbabanızın elini öpmeye gidemez misiniz bir kutu lokumla? Büyükannenize bir saksı çiçeği götüremez misiniz arkadaşlık etsin diye? Sevgilinize “Özledim” diyemez misiniz sizden iki adım uzaktayken? “İyi ki varsın” diyemez misiniz sevdiklerinize?
Kalabalık bir pazar kahvaltısı için hep mi meşgulsünüz, yok mu vaktiniz sevdiklerinizi yakından sevmeye? Sonra çok üzülürsünüz. Özel günler özel elbet, hiç itirazım yok. Hatta güzel birer bahane onlar sevdiğini söylemeye. Ama yalnız olmadığınız, sevdiklerinizin olduğu günlerin hepsi özel aslında. Size “Seni seviyorum” diyecek insanlar oldukça her gün bir öncekinden kıymetli aslında. Hiçbir özel anı beklemeyin, hiçbir anı erteleyerek kaybetmeyin. Durduk yere söyleyin sevdiğinizi, özlediğinizi.
Hayat, sizi karmaşası içinde kaybetmesin. Bugün bu yazı vesile olsun ve herkes son satıra değdirdiğinde gözünü, sevdiğini söylesin sevdiğine. Bir kısa mesaj, bir sıcak ziyaret, bir küçük hediye, bir koca yürek... Sevgileri yarınlara bırakmadan yaşayın. Ne diyor üstad Necatigil: “Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk geçeceği aklınıza gelmezdi.” Seni çok seviyorum hayat arkadaşım! Çocuklarım; en değerli servetimsiniz siz bu dünyada. Ve ailem; beni ben yaptığınız için ne kadar teşekkür etsem az. Hastalarım, danışanlarım, okurlarım beni amaçlarımın peşinde ümitli ve gururlu kıldınız. Sonsuz sevgiler hepinize! Şimdi sıra sizde.