Haberin Devamı
Saymakla bitmeyen birçok faydalı bileşeni içinde bulunduran, kalorisiz tek içecek!
Bitki çaylarının hikayesi yüzyıllar öncesinde başlıyor. Hastalıkları tedavi amaçlı kullanılmaya başlayan şifalı bitkiler günümüzde poşetlerin içine kadar girdi. Bitkilerin kökünden yaprağına, gövdesinden çiçeğine kadar her noktası değerli ve birçok faydalı bileşen içeriyor. Şifalı bitkiler deyince karşımıza kocaman bir bilim dalı çıkıyor: Fitoterapi.
BİTKİ BİLİMİ: FİTOTERAPİ
Hastalıkları önlemek ve tedavi etmek amacıyla bitkiler kullanılmasını inceleyen bilim Fitoterapi olarak adlandırılır. Aslında insanlık tarihinin bilinen en eski doğal tedavi yöntemlerinden biridir. Tabi bu demek değil ki, aktardan aldığın bitkinin kaynatıp içilmesi kadar basit. Fitoterapi bitkilerin kök ve yapraklarının bilime dayalı standardize ederek, belli teknolojiler kullanılarak elde edilmesini kapsar. Aktardan -hatta komşu teyzeden- aldığın ot ve köklerin hangi koşulda yetiştirildiğini, rafta ne kadar beklediğini, ne miktarda neyle karıştırarak tüketeceğini bilmediğin malzemelerle tedavi aramak yanlış! Biz bu alternatif tedavi yönetimini standardize edilmiş çay poşetleriyle hastalarımıza öneriyoruz.SALLAMA POŞETLER SAĞLIKLI MI?
Büyük markalar, şifalı bitkilerden yararlanarak yeni tatlar ve aromalar arayışında formüller üretmeye devam ediyor. Tabi bu bitki ve meyvelerin fonksiyonel içerikleri, sağlığımıza faydalı bileşenlerinin çeşitlendirilmesi, yeni ürünler şeklinde karşımıza çıkıyor. İşin görünen kısmı içerikleri, poşet şekilleri, ambalajları olsa da arkada büyük fabrikalar, kapsamlı prosesler var. Gıda güvenliğini en üst düzeyde tutmak için standardize edilmiş belgeli (ISO 9001, FSSC 22000, ISO 14001,OHSAS 18001) kuruluşlarda üretim yapılıyor. Tarladan fincana güvenli gıdaya ulaşmamızı sağlayan sistemler, risk oluşturabilecek tüm kritik noktalar değerlendirir ve gerekli önleyici faaliyetleri içerir. Yani bitkilerin hasatı, kurutulması, kesimleri, ne miktarlarda karıştırıldıkları ve paketleme işlemleri sırasında güvenli gıda zinciri oluşmasını sağlar. Firmalar çevreye karşı duyarlılığını da bırakmıyor; gelişen teknoloji ve yöntemleri çalışanlarına da aşılıyor.ŞİFA BİTKİLERDE
Yazmakla bitiremeyeceğimiz kadar çok bitki çeşidinin en popülerlerinden örnek vereceğim:Yeşil Çay: Hücre yenilemede etkili olan yeşil çay iyi bir antioksidan kaynağı. Antioksidan içeriğinden dolayı kalp ve damar hastalıkları ve kanserlerde koruyucu rol oynadığı bildirilmektedir. Düzenli tüketimine bağlı olarak total kolesterol ve trigliseriti düşürdüğünü gösteren çalışmalar mevcut. Yeşil çayın bileşiminde bulunan kateşinler ve kafeinin yağ yakıcı etkisi bulunmaktadır. Yani kilo vermek amacıyla uygulanan diyetlerde boşuna yazmıyoruz bu yeşil çayı…
Beyaz Çay: Çaylar arasında en az işlem görmüş, antioksidan miktarı en yüksek olan bitki çayıdır. Antioksidan içeriğe sahip içeceklerin tüm faydalarının yanı sıra beyaz çay, cilde esneklik veren elastin maddesinin yıkımını önleyen etkiye sahiptir. Böylece daha sıkı ve esnek cilt oluşumuna katkı sağlar. Ayrıca düzenli tüketiminde yeşil çay gibi yağ yakımı arttırdığını unutmayın.
Zerdeçal: Hindistan'da kutsal kabul ediliyor ve 'baharatların kraliçesi' olarak değerlendiriliyor. İçerdiği curcumin maddesi inflamasyona karşı güçlü bir savaşçı. Curcumin, kanserlerin önlenmesi ve tedavisinde etkili. Yapılan araştırmalar alzheimer hastalığında da etkili olduğunu göstermektedir. Safra kesesinde safra üretimini artırıcı etkisi nedeniyle yağlı gıdaların sindirilmesine yardımcı olur. Mide rahatsızlıklarını engeller, hazmı kolaylaştırır. Karaciğer hasarına karşı önleyici. Ve daha saymakla bitmeyen bir çok faydasından dolayı, baharatların kraliçesi unvanını sonuna kadar hak ediyor.
Sinameki: Kabızlık problemi yaşayanların ilacı. Müshil etkisinden kaynaklı kullanım miktarı ve sıklığına dikkat edilmeli. Gebelik ve emziklilik dönemlerinde önerilmez. Basur ve barsak ameliyatları sonrasında kullanımıyla sindirimi kolaylaştırır. İdrar yollarındaki bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı kullanılır. Midede hazmı kolaylaştırır, şişkinliği giderir. Uzun süreli kullanımı bağırsakta tembelliğe yol açar.
Ekinezya: Kış aylarının vazgeçilmezi. Akyuvarların üretimini ve aktivitesini destekler. Üst solunum yolu enfeksiyonlarından koruyucu ve tedaviye yardımcıdır. Bahar geçişlerinde sık hastalanan biriyseniz ekinazyayı bir miktar bal ve limon ile tüketip bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirebilirsiniz.
SICAK HAVA VE SOĞUK ÇAY
Güneş etkisini göstermeye başladı. Artık sıcak içecekler yerini soğuklara bırakıyor. Bu noktada çay, kahve seçenekleri elenince soğuk meşrubatlar ve alkol tercih ediliyor. Yaz arifesindeyiz; bikini öncesi o göbek gitsin, basen küçülsün istiyorsan şekerden uzak duracaksın! 1 kutu meşrubatla beraber ortalama 30-40 gram arasında şekeri içmiş oluyorsun. Bu 2-3 porsiyon meyveye denk geliyor. 1 kutu kola yerine her ara öğünde meyve yiyerek, şekerini dengede tutabilir, acıkmana ve ana öğünlerde fazla yemene engel olabilirsin. Aynı şekilde alkol de sıklığı ve miktarına göre fazladan kalori alımına neden olacak. Yani serinleyeceğim diye içtiğin içecek sana fazladan şeker, kalori ve bölgesel yağlanma olarak geri dönecek.Yazımın en başında dedim; 'su' dışında kalorisiz içecek alternatifimiz bitki çayı diye. Su içemiyorum diyenler, artık bitki çayı yapıp soğuk tüketerek sıvı alımına katkıda bulunabilirsiniz. Yeri gelmişken bir ufak tarif vereyim. Bugünlerde lodosun etkilerini vücudumuzda da yaşıyoruz. Herkes yüzüklerin olmadığı parmaklardan, sıkan ayakkabılardan şikayetçi.. Yeterli su ve düzenli egzersize rağmen kurtulamadık ödemden. Bu noktada tetikleyici bir iksir diyelim: Kendimde yapıyorum, içiyorum. Hazır poşetli birer kiraz saplı ve mısır püsküllü form çayını, maydanoz, tarçın, karanfil ile beraber 1 litre kaynamış suda 10 dakika demleyin. İçine limon ve nane ekleyip soğumaya bırakın. Ödem problemi olanlar, bu diüretik (idrar söktürücü) karışımı buzdolabından eksik etmesin.