Neslican Tay kanatlarını takıp melek olalı tam 1 yıl olmuş. Bazen “Zaman ne kadar hızlı geçiyor” der, bazen de “Offf zaman hiç geçmiyor” diye hayıflanırız ya! İşte ben Neslican Tay’ın ölümünün üzerinden 1 yıl geçtiğini görünce “Zaman ne kadar da hızlı geçiyor, ömür dediğin hızla akıp gidiyor” diyen taraftayım bugün. Daha dün gibi aklımda, melek kanatlarını takıp bu dünyadan uçuşu Neslican Tay’ın.
Sol bacağının kesilmesine neden olan kanser hastalığına karşı yürüttüğü mücadele azmi ile tanıdık Neslican Tay'ı. Tümör nedeniyle 2018 yılında sol bacağı kesildi ama hayattan kopmadı. Azmi ve mücadelesi ile; Ayşe Arman’a verdiği röportajda söylediği "Bacağım yok ama yaşam sevincim var! Bacağımın kesilmiş olmasının hayatımı etkilemesine izin vermeyeceğim. Ben bir bacaktan ibaret değilim ki... Çok daha fazlasıyım!" sözleriyle kanser hastalarına ilham verdi. 3 defa kanseri yendi ama kanser onu dördüncü kez yeniden buldu. Yine yitirmedi umudunu. "Bu hayatta kalmayı çok istiyorum ve ben kazanacağım" dedi son güne kadar. Bir yandan acı çekiyordu belki ama diğer yandan hayata sıkı sıkı tutunuyordu.
Acıyı, sevinci, mutluluğu... Kocaman yüreği vardı belli ki, hepsini sığdırdı yüreğine. Tedavi sürecini Instagram hesabından takipçileriyle paylaşırken bile gülümsedi hep. YouTube kanalına vlog’lar çekti. Videolarıyla, enerjisiyle, umuduyla yüreklerimizi okşadı her birimizin. Neslican Tay’ın hikayesi böyleydi işte. Milyonların kalbine dokunup gitti bu dünyadan.
Sana biraz da bizi anlatayım!
“Saçlarınızı, kilonuzu, boyunuzu sevin. Hatta benim için sol bacağınızı da sevin” demiştin ya! Biz kendimizi sevdik de, kendimizi sevdirmeyi pek beceremedik Neslican. Ama sorsan hep çok sevdiler. Sen gittikten sonra değişen pek bir şey olmadı dünyada. Her gün ağlıyoruz bir gidenin ardından. Yine kadın cinayetlerini okuyoruz gazetelerden ve intihar (!) eden kadınların haberlerini izliyoruz televizyonlardan, hikayelerini merak ederek…
Dediğim gibi sen gittiğinden bu yana pek bir şey değişmedi hayatta. Ha, az kalsın unutuyordum; bir süredir corona virüsle mücadele ediyoruz bir de. Kaybetmek istemediklerimiz var.
Bu arada sosyal medya yine seni konuşuyor:
“Mücadelen çok güzeldi Neslican Tay. Kaybettin ama savaşırken kaybettin” diyorlar.
Son mesajının son cümlesi kaldı aklımda.
Yoğun bakıma girmeden önce paylaştığın son mesajında "Bir süredir burada pek aktif olamadım. Kemoterapi almamla birlikte çok fazla aksilik oldu. Damarım ilacı kaldırmadı. 3'üncü dereceden yanıklar oluştu. Aynı gün port açıldı o da pıhtı oluşturdu derken sağ akciğerimi çok kötü etkiledi. Sağ kolum mutant gibi şişti. Damar yolum diğer tedavileri de kaldıramadı, yeni kateter takıldı dün boynuma. O aradan akciğer tüpü takıldı, çıkarıldı. Bir gün vov bugün çok iyiyim oldum, diğer gün ben ne zaman iyi olucam. Okurken bile yoruldunuz di mi? Yaşaması tam bir olay, bir felaket derecesindeydi. Durum böyle olunca telefona çok bakamadım bile. Uyudum, uyandım. Buraya yansıtmayı çok sevmiyorum ama durum bu. Hala taburcu olacak kadar iyi olmayı bekliyorum. Şimdi her şeyin çok güzel olmasının tam zamanı bence. Hadi hemen olsun" demiştin ya, ben de aynı şeyi diliyorum:
Şimdi her şey çok güzel olsun, hadi hemen olsun!
Huzur içinde uyu Neslican Tay!