Büyük kurtarıcımız, bu satırları yazabilmemin banisi Mustafa Kemal’in, “Arkadaşlar yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz”demesinden sonra, 29 Ekim’de ilan edilen Cumhuriyetimizi, 96’ncı kez coşkuyla kutladık.
Tüm Türkiye’de cumhuriyetten önce doğan ve halen yaşayan 4 bin erkek ve 17 bin kadın varmış. Yani 96 yıldır kutlamaları yaşayan. İnşallah yüzüncü yılı da kutlarlar. Yok, ben onlardan değilim ama aklımın erdiğinden hesaplarsam, eh, ben de demek ki 74 yıldır bu kutlamayı yaşıyorum. Varoluş nedenimiz Atatürk sayesinde. Gurur ve coşku ile.
O kadın
7’den 77’ye Anıtkabir’e akın ve izdiham, tüm Türkiye’deki geçit törenleri ve halkın katkısı, yıllardır nam salan Kadıköy Bağdat Caddesi’ndeki fener alayı, yüzlerce metrelik Türk Bayrağı gölgesindeki yürüyüşler artık alıştığımız etkinliklerdi.
96’ncı yılda ise, takip edebildiğim kadarıyla en orijinal kutlama, Ödemiş halkından iki bin kişinin iki günlük çalışma sonucu ortaya çıkardığı zeybek oynayarak yürüyüştü. Hele hele, bir cumhuriyet kadınının göğsüne bağladığı bebesiyle, caddede dim dik zeybeğe eşlik etmesi beni fazlasıyla duygulandırdı.
Videolar harikaydı
Her Cumhuriyet Bayramı’nda kamu ve özel kuruluşlar, gazeteleri anlamlı ilanlarıyla donatırlar. Ancak bu yıl, hem televizyonlarda, hem de sosyal medyada dikkat çeken 29 Ekim videoları vardı.
Hepsi alkışı hak eden. Bana göre, en güzel video Socar Türkiye’nin hazırladığıydı. Diğerlerine de haksızlık etmeyeyim. Şişe Cam, Sabancı Holding, İGA Airport, Turkcell, Filli Boya, Bisse, Karaca, Yurtbay Seramik, Beşiktaş, Fenerbahçe ve CHP’li belediyelerin ortak filmini beğeniyle izledim.
Unutmadan
Bu güne kadar olduğu gibi, 29 Ekim öncesi cuma hutbesinde de Atatürk’ten söz etmeyen Diyanet, 29 Ekim mesajında ise Atatürk adına yer vererek şaşırttı.
Mesaj içindeki cümlede, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz”yazıyordu. Ne diyeyim buna da şükür. Allah nefes verirse, 97’nci yılı da birlikte yaşamak dileğiyle, Cumhuriyet Bayramınızı bir kez daha kutluyorum.
Ağzına sağlık Soylu
İçişleri Bakanı Soylu, Afet Müdahale Planı Değerlendirme Toplantısı’nda, konu dışında bir başka afetten söz etti. Dedi ki: “Her kurumun kendi adına üretmesi gereken tedbirler, atması gereken adımlar söz konusudur. Lanet bir dizi var‘Çukur’ diye.
Bir de‘Adana Sıfır Bir’ diye bir dizi var. İkisinin etki alanı kadar afet konusunda etki alanı oluşturamıyorsak yazıklar olsun. Bu iki dizi çocukları zehirliyor. İnsanlarımızı kendi kültüründen uzaklaştırıyor. Ben de hayretle bakıyorum. Üniversite hocaları ne işe yarıyor, kültür adamları ne yapıyorlar diye.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin yönünü hayra doğru işlere döndürmeliyiz.” Hay ağzına sağlık sayın bakan. Tamam da, hükümetin de sayısız denetim mekanizması var. Başta da RTÜK. Peki onlar ne yapıyor?