Eşimin sağlığı nedeniyle 20 gün Türkiye’de yaşadım ama yaşayamadım. Ve tabii gündem bahçesi ülkemde de dolaşamadım. Sonra bir baktım ki, neler olmuş neler… Ancak bu köşeye üç tanesini sığdırabildim.
YAŞAYAN BİLİYOR
Önce ailemizi ilgilendiren bir haberden başlayayım. Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Toner, üç saniye içinde, 100 milyar hücre içinden kanserli hücreyi bulan bir teknik geliştirmiş. Toner, bu çalışmasıyla kanser hastalarına umut olurken, bize de “Ah keşke” dedirtti. Bu çalışma dilerim kısa sürede uygulanmaya başlar da, başka hastalar, bizim gibi 11 gün ‘ne çıkacak’ diye tarifsiz heyecan içinde patoloji raporu beklemezler. Allah’a şükür temiz çıktı ama o heyecanı yaşayan biliyor.
BAHÇELİ’NİN ATATÜRK DERSİ
Gelelim Türkiye’ye ama gölge boksu oynanan siyaset ve ekonomiden seçimim yok. Onlar, bitmek bilmeyen uzun hikaye. Köşemden yok olduğum günlerde, benim için en önemli konu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin verdiği Atatürk dersiydi.
Ayasofya’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı programda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e atfen “Zalim ve kafir” diyen bir gafil imama cevap veren Bahçeli, kısaca demiş ki: “Bugün varsak, bugün hayattaysak, bunun şeref payesi aziz Atatürk’ündür. Atatürk düşmanlığı yapmak millete değil hıyanete hizmettir.
Herkes bilsin ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizim ve milletimizin kırmızı çizgisidir. Milli mücadelenin yol başçısıdır. İman ve insaf sahibi herkes ona hürmetle mükelleftir. Atatürk Türkiye’dir. Atatürk cumhuriyettir.”
Ayrıca, Din İşleri Yüksek Kurul Uzmanı Bünyamin Okumuş da, “Burası Atatürk’ün kurduğu bir kurumdur. Atatürk Diyanet’i dinle ilgili doğru bilgiyi halka anlatsın diye kurmuş. Atatürk’e rahmet okumak vefa borcumuzdur ve birinci vazifemizdir. Atatürk ölmez bir eser bırakmıştır” diyerek, Bahçeli’ye din açısından destek çıkmış.
Bu gafil imamın bu sözleri yanına kâr mı kalacak bilmiyorum. Ne olduğuna dair bir şey okumadım. Bu kadar.
MARMARA CAN ÇEKİŞİYOR
Yaklaşık sekiz ay önce görülmeye başlayan, ancak “Akıntıyla gider” denilen ama Marmara’yı saran deniz salyası; devletle, Marmara’ya sahili olan, hangi partiden olursa olsun 12 belediyeye alkışlanacak bir koalisyon yaptırdı. Hızla bu salya yok edilmeye çalışılıyor ama kolay değil tabii. En korkutucu açıklamayı dibe dalan Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Deniz ölüyor. Salya örtüsü dibe hayalet gibi çökmüş. Aşağıda can pazarı var” diye yapınca bu korku her şeye bedel oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise, “Karalıyız ve kurtaracağız” diyerek iddialı. Azmin elinden ne kurtulmuş ki…