Giriş
27 Mayıs’ta Yassıada diye bildiğimiz, sonradan ‘Yaslıada’ da denilen, 60 yıl sonra ise, ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’olan adanın, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açılışını izledim CNN’de. Ve gördüklerim, beni taa 59 yıl öncesine götürdü. Yassıada’ya bir arkadaşımın avukat babası sayesinde duruşmaları izlemeye gitmiştim. Bir yaz günü, uzun aramalardan sonra Sarayburnu’ndan bir gemiye bindik.
Adaya geldiğimizde tekrar arandık. Üzerinde büyük binalar olmayan, ağaçlıklı ve yemyeşil bir adaydı. Ve saat 09:00’da duruşma salonuna çevrilen spor salonunda yerimizi aldık. Çok sayıda tutuklu askerlerin arasında getirildi. Takım elbiseli ve kravatlıydı hepsi.
En son da Başbakan Menderes ve bakanlar geldiler. Benim gittiğim gün Cumhurbaşkanı Bayar rahatsız olduğu için katılmadı. Mahkeme heyetinin tam arkasında ise, ‘Adalet Mülkün Temelidir’yazıyordu. Ancak sonradan bütün Türkiye öğrendi ki, bu yargılama, işkence ile beslenen tam bir hukuk cinayetiydi.
Tamam, 27 Mayıs öncesi ülke iflastaydı. Türk lirasının değeri çok düşmüştü. Moratoryum ilan edilirken, Demokrat Parti’nin gerçekleştirdiği bütün iyi işler unutulmuştu. Bir yıldan fazla süren mahkemeler neticesinde her ne olduysa... Her ne olursa olsun, sonu darağacı olmamalıydı.
Hepsine Allah rahmet eylesin. Özal’a da teşekkür borçluyuz. Yıllar sonra da olsa bir anıt mezarla, idamedilen o üç devlet adamının itibarlarının iade edilmesine önayak olduğu için...
Yine karavana çektik
Cumhurbaşkanı Erdoğan, normalleşmenin yeni maddelerini uzun uzun açıkladı. ‘Maske, mesafe, temizlik’ başlığı altında. Dinlerken 65+’lar, sıra bize gelecek diye öyle ümitlenmiştik ki, 1 Haziran’ın bizim için de son olacağına öyle inanmıştık ki, “Kalın sağlıcakla”sözünü duyduğumuz anda donakaldık. Bizim için tarihin ucu açıktı. Yani, yine karavana attık. Ama, dün çıktık yine. Ellerimizde elma şekerlerimizle.
Trump ve TRT
TRT World’un aktardığı Nikkei gazetesinin haberinde, Japon hükümetinin, koronavirüs pandemisi nedeniyle zarara uğrayan şirketlere 929 milyar dolarlık yeni bir teşvik paketi hazırladığı anlatıldı. Paket, Japonya’nın ekonomik zorluğu silmek için geçen ay dağıttığı 1.1 trilyon doların devamıymış, dikkatinizi çekerim. ABD Başkanı Donald Trump da, TRT World’un bu haberini sosyal medya hesabından paylaştı. Demek ki, iki trilyon dolar onun bile dikkatini çekmiş.
Nostalji
Bayramın üçüncü günü, Kanal D’deki İbrahim Tatlıses konserini, herkes sosyal medyadan birbirine haber verdi. Şaşırtıcı bir paylaşım vardı. Ben de seyrettim. Açıkhava konseri tam bir nostaljiydi. Grubumuza ait Kanal D’ye, “Bu korona gecelerinde neredeydin?” diye sormak hakkımız herhalde. Nedim Şener bile, “Şemmame’yi kaçıranlara geçmiş olsun” diye yazdıktan sonra, düşünün artık.
NEYMiŞ
“Asla olmaz” dediğiniz her şeyi gördüğünüz, “Asla değişmem” dediğinizde kendinizi tanıyamadığınız yere “Hayat” denir.
