Büyük acı

Tam da kandil gecesi İdlib’de yaşadığımız katliamla yüreklerimiz dağlandı. Şimdiye kadar ki, en büyük şehit acısını yaşadık. Tam da İdlib’de işler lehimize dönüyor dedikleri sırada Türkiye’nin dört bir yanına ateş düştü... Daha önceki yazılarımdan birinde, Putin’in iyi bir satranç oyuncusu olarak beş hamle sonrasını planladığını yazmıştım. Şimdi o aşamadayız işte. Dörtlü zirve dedik, “Planımızda yok”dedirtti. Peki ikili zirve yapalım dedik, “Düşünmüyoruz”dedi. Ama mutlaka bir sonraki hamleyi düşünüyordu.

Türk kamuoyunun tepkisini daha fazla çekmemek için neler yapabileceğini. Şimdi de, Dışişleri Bakanı “Türk askerlerini biz bombalamadık”dedi. Ama bir açık verdiler. “Türkiye mekanize bölüğünün Suriye’ye girişini ve nerede konuşlandığını bize haber vermedi” diyerek.

Bana göre ise, Putin’i arkasına almadan, Esad denen adam böyle bir katliama cesaret edemezdi. Bakalım nerelere varacağız. Putin’in geri adım atmayacağı kesin de, bakalım bizim adımlarımız ne olacak. NATO’yu toplantıya çağırdık. Kınarlar olur biter. Amerika, “Türkiye’nin yanındayız”dedi o kadar. Yani yine kendi göbek bağımızı, kendimizin kesmesinden başka yolumuz yok. Artık makas bizim elimizde.

BU KALIP ACILARI DİNDİRMİYOR

Suriye demişken, insan hayatı artık rakamlarla ölçülürken, bir kalıp var etkili ve yetkililerin dilinde. “Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. TSK, şehitlerimizin kanını yerde bırakmamış, misliyle almıştır. Devletimiz büyüktür, milletimiz aziz, vatanımız kutsaldır.” Rahmet, şifa tamam da, gerisi, acıyı, acıları dindirmiyor bilesiniz.

PANİK VİRÜSÜ

Hürriyet’in birinci sayfasında bir harita çıktı. Rusya ve İran’dan Cezayir’e, İngiltere’den İsveç’e kadar bir alanı içeren. Her taraf kıpkırmızı. Türkiye, 5-6 ülkeyle beraber sarı. Yani koronavirüsün bulaştığı ve bulaşmadığı ülkeler. Allah bizi koruyor. Ya da koronavirüs, “Bunların başı depremlerle, şehit acılarıyla zaten dertte, bir de ben dert olmayayım”diyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her türlü tedbirin en üst düzeyde alındığını gönül rahatlığı ile söylerken, “Asıl tehlikeli olan panik virüsü” diyerek, gerçekten büyük bir tehlikeye dikkat çekti. İşte bu noktada ben de yaşadığım bir olayla ona hak verdim.

Hapşırmayın sakın

Efendim, perşembe günü Erenköy’e kardeşime gittim. Birkaç eksiği için de o yorulmasın diye tam karşısındaki Mopaş’a. Kasadayım, dışarıda en az 10 kişi birbirlerine bağırıyor. Neymiş? Bir hanımefendi sebze alırken hapşırmış. Vay sen böyle umumi bir yerde nasıl hapşırırsın kavgası.

Kadın, “Benim alerjim var ondan” diyor ama dinleyen kim? Ve hemen taraflar oluşmuş. Neyse kadın alışveriş yapmadan gitti de kavga bitti. Sağlık Bakanı’nın kulakları çınlasın. Evet, yüreğinizi serin tutun ama tedbiri de elden bırakmayın. Ölümcül salgın olduğunu unutmamak lazım.