Gazetelerde ve sosyal medyada SMA hastası bebeklerin fotoğraflarını gördükçe içim parçalanıyor. Ne olduğunu bilmeden gülen yavrular ise en acısı. Türkiye’de binden fazla çocuk ve bebek, nadir görülen bu hastalığın pençesindeymiş. Kilo almamaları şartıyla üç yaşına kadar yaşayabiliyorlarmış. Tedavisi ise çok pahalı, hem de çok! 2 milyon dolardan fazla... Amerika’da yapılıyor bu tedavi. İmkan bulan anne-babalar izinli kampanyalar düzenleyerek, hayırseverlerden gelen bağışlarla Amerika’ya ulaşabiliyorlar. Okuyorsunuzdur, bu kampanyalara izin vermeyen yetkililer de çıkabiliyor. Ben değil de, siz ne derseniz deyin. Nedense hükümetimiz, bu pahalı tedaviyi Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılamıyor.
FERYATLARA GÜÇ VERİN
Onun için sevgili okurlarım, “Ayşe, bir kilo daha alırsa tedavi şansını kaybedecek diye çocuğunu aç yatıran anneler” ya da “Mehmet üç ay daha tedavi şansı bulamazsa ölecek” diye gördüğünüz feryatları karşılıksız bırakmayın. O bebeklerin göz göre göre ölmesine izin vermeyin. 10 lira da, 10 bin lira da bir can için çok önemli. Bu kampanyalara gücünüz nispetinde katılın. Allah rızası için. Bana bu yazıyı Eliz Mira yazdırdı. Valilik onaylı Akbank IBAN numarası ise şöyle: TR19 0004 6003 3488 8000 2061 98
BİLİN İSTEDİM
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, yokluk zamanında Atatürk’ün de Çankaya Köşkü’nü yaptırdığını söylemişti geçen hafta. Ona bu bilgiyi verenler demek ki iyi araştırmamışlar. Kendisi de… Doğrusu ise şöyle:
Ankaralı bir Ermeni tüccar tarafından 1800’lü yılların son çeyreğinde yaptırılan ve sonrasında kentin zengin ailelerinden Bulgurzadeler’in eline geçen, Kasapyan Köşkü olarak bilinen bu bağ evi, Ankara müftüsü Rıfat Efendi’nin gayretleriyle halk arasında toplanan 4.500 lira bağış sayesinde Bulgurzade Tevfik Efendi’den alınıp Mustafa Kemal’e hediye edilmiş. Mustafa Kemal de Ziraat Mektebi ve Direksiyon Binası’ndan kurtulup Ankara’daki yıllarını 1921 yılında yerleştiği bu bağ evinde sürdürmüştür.
Doğrusunu bilin istedim.
Bakan da artık usandı
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca da gördüğü umursamazlıklardan sonra süslü, esprili sözler bulamaz oldu. Çünkü, vaka sayıları düşerken, vefat sayısı bir türlü düşmek bilmiyor. Koca’nın dediği gibi, “Kapalı mekanlarda artık daha çok zaman geçirilecek. Maske ve mesafe tedbirlerine uyum azaldığı için de, virüsün yayılma riski artacak.
Yaşlıların gençlerle bir arada yaşadığı kalabalık ailelerin fertleri dışarıda tedbirlere daha çok riayet etmeli ve zamanı gelen, eksik aşılarını mutlaka tamamlamalıdır. Bu konuda sağlık çalışanları kadar medyamız da üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.” İşte dümdüz uyarı çünkü başka çare kalmadı.