Amerika, savaştığımız düşmanımıza, terör örgütüne silah verir, AB aklına geldikçe ceza. Gülücükle. BM’de, asla bir parmak lehimize kalkmaz. NATO, Atatürk ve Erdoğan’ı düşman tahtasına asar. Kanada, güvenlik forumuna katılan Genelkurmay Başkanımızın 17 Temmuz’da çekilen ve boğazında kemer izi bulunan resmini kullanır. Güya, dost görünen dostlarımız, müttefiklerimiz bunlar. Ama hepsinin bir ortak özelliği var. Bizi kıskanıyorlar. Gerisi yok.
Ve, bütün bu ahval ve şerait içinde, Türkiye yaklaşan borç ödemeleri için 220 milyar dolar kaynak bulmak zorunda. Başbakan Yardımcısı Şimşek böyle diyor. Risk primi yüksek bir ülke için nasıl olacak bu? Nasıl olacak, beş yıl önce bizim de aralarında olduğumuz 45 ülkeden 5’er milyar dolar avans isteyen ve bizim bunu pişirip pişirip ortaya sürdüğümüz IMF’nin kapısına düşeceğiz yeniden. Yine heyetler gelip gidecek. Sopalarıyla.
Dert bir değil ki katlanasın. Borç krizinden sonra şimdi de “ötme krizi” ile uğraşacağız. Allah bu güzel ülkenin yardımcısı olsun. Amin.
GÜLE GÜLE NAİM
Devşirme ‘Cep Herkül’ümüzü’, gururumuzu çok erken kaybettik. Şanına yakışan bir törenle de uğurladık. Törene katılan, yıllarca podyumda yarıştığı Yunanlı halterci Valerios Leonidis’in Türk bayrağına sarılı tabutunu, “Güle güle arkadaşım” demek için öpmesi ise olay oldu.
Gelen haberlere göre çalıştığı Yunan Deniz Kuvvetleri komutanlığı, izinsiz yurtdışına çıktığı için soruşturma açacakmış. O kadar. Hemen aksini düşündüm. Leonidis ölseydi de büyük rakibi Naim Süleymanoğlu gidip Yunan bayrağına sarılı tabutunu öpseydi neler olurdu diye. Hemen hain olurdu, ne olacak. Türk bayrağını defalarca göndere çektirdiği unutuluverirdi. Ah şu anlık suçlamalardan, yakıştırmalardan bir kurtulsak. Birbirimizi daha çok seveceğiz inanın.
BRAVO LEYLA
Güzel bir genç kız olarak tanıdım seni. Sonraları kısa saçlarınla alımlı bir kadındın. Bugün olduğu gibi hep kadın hakları mücadelesi verdin erkeklere karşı.
O programın bir bölümünde eline fırsat geçmişken sarf ettiğin o kelime ile tam da erkeklerin anladığı dilden konuştun iddianı anlatabilmek için. Karşındakilerin yüz ifadelerini unutmazsın artık. Eveleyip, gevelemek yerine argonun da belini kırdın. Gülerek. Yani taşı gediğine koydun ve orada kaldı. Ne demişler senin için: “Bir vurdu gol oldu.”
HADİ
Kış gelirken, köy okuluna bot göndermiş hayırseverler. Şu mutluluğa, şu sevince bakar mısınız? Ama yok, gözleriniz yaşarsın diye koymadım bu fotoğrafı. Siz de imkanlarınızı zorlayın isterseniz. Köy öğretmenleri Twitter’da hep bot, çizme ve kışlık giyecek istiyorlar. N’olur, arkadaşlarınızla toplanın bir sınıfı da siz giydirin. Çünkü bu sevincin arkasındaki hazzı başka hiçbir şeyde bulamazsınız.
HAKLI VALLA
“Üniversitesiz ilimiz kalmadı. Üzerinde yeterince düşünülmemiş. Devlet olarak ne öğretmenlere ne de üniversite mezunlarının hepsine iş bulmamız mümkün değil” dedi Başbakan geçen hafta. Haklıya haklı. Partisi iktidara geldiğinde Türkiye’deki üniversite sayısı 76. Bugün ise 186.
O zaman adamcağız başkalarının suçunu niye üstlensin? 15 yıldır o mu Başbakan? Şunun şurasında sadece 1,5 yıl oldu. Keşke sorabilse; “Üzerinde hiç mi düşünmediniz” diye. 7 milyonu aşkın öğrenci var, ama onları yetiştirecek hoca yok. Zaten bir bölümü de Fetö’den açığa alındı. Gel de kaliteli eğitim ver. Sonra da o mezunlar iş bulsun. Nasıl olacak? Zor dostum zor.
Biatcoin
Herhangi bir banka ve resmi kuruluşa bağlı olmayan derin ağlarda kullanılan para birimi Bitcoin, en yüksek seviyesine ulaşmış. Yahu bu da haber mi desenize. Ama durun. Bizim uzun yıllar önce, saklı tedavüle çıkıp daha derin ağlarda kullanılan ‘Biatcoin’imizin yanına yaklaşabilir mi o Bitcoin? Aslında bizler de yaklaşamıyoruz. Çünkü havuzdaki o ağa girmek hiç kolay değil. Cızzz.
Toplumsal duyarlılık!
Genel ahlaka aykırı diye Ankara’da LGBTİ gösterileri süresiz yasaklandı. Toplumsal duyarlılık bunu gerektiriyormuş.
Diyeceksiniz ki, okullarda, yurtlarda, Kuran kurslarında küçük çocuklar cinsel istismara uğruyor, her ay onlarca kadın öldürülüyor. Ankara’daki zihniyete göre onların genel ahlakla ilgisi yok. Demek ki, bütün o iğrenç olaylar, toplumsal duyarlılığın kapsama alanı dışındaymış.
BÜYÜKELÇİ BEŞİKTAŞ
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde bir çok ilke imza atarak daha grup maçları bitmeden bir üst tura adını yazdırdı. Türkiye’nin gururu olan, Yüksek Divan Kurulu üyesi olmaktan onur duyduğum takımımı, FIFA Başkanı dahil herkes kutladı. Renkli rakiplerimiz bile. Çünkü Beşiktaş, bir üst turda da başarı sağlarsa alacağı ülke puanları onlara yarayacak da ondan.
Bütün kutlamalar arasında benim için en güzeli ise, “Beşiktaş, Türk futbolunun Avrupa’daki büyükelçisidir” sözü oldu. Ne güzel tanımlama. Porto maçında tribünde Cumhurbaşkanı, bakanlar, beş ülkenin futbol federasyonu başkanları vardı ama Türkiye’nin federasyon başkanı yoktu. Ne acı değil mi? Gözden kaçan bir nokta da, son dakikada oyuna giren ve ayağına top değmeyen Negredo’nun bitiş düdüğünden sonra, elini uzatan Şenol Güneş’in elini sıkmadan soyunma odasına gidip tur kutlamalarına katılmamasıydı. Dikkat.
NE DİYEYİM
Özelleştirme Yüksek Kurulu, Fenerbahçe Kalamış Yat Limanı’nda deniz dolgusu, deniz üstü ve karada toplam 478 bin metrekare alanı yapılaşmaya açmayı onayladı. Karar Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Şimdi ihaleye gidilerek sahil mahvedilecek. Ne diyeyim? İnşallah o limanda yürürken hep beraber denize düşersiniz.
ŞAKA MI BU?
“Enflasyon, ülkeyi inim inim inletiyor.” Öyle diyenler var ama şaka yapıyorlar. Onlar size inanmıyor, siz de onlara inanmayın artık. Vakti geliyor çünkü. Şaka yaptım dersiniz.
26 Kasım 2017, Pazar 05:00
Haberin Devamı