Aralık ayında Çin’de çıkan Koronavirüsü sıradan bir haber olarak, çoook uzaktan izliyorduk. 15 günde yapılan 10 bin yataklı hastaneleri, bütün kapalı alanlardaki karantinaları gördükçe, “Vay anasına Çin’e bak” diyorduk. Ne zaman ki, virüs önce Çin’in komşularına ve yakın ülkelere sıçramaya başladı, eh, biz de ilgilenmeye başladık. Sonra İran’a ve de İtalya’dan Avrupa’ya sıçraması, biraz daha dikkat kesilmemize neden oldu.
Çünkü salgın yayılıyordu. Virüs kapan sayısı 100 bine yaklaşmıştı. Ölüm de 2 bin 500’e. Peki biz ne yapıyorduk? İran sınırını kapatmakla başladık, sonra da Çin’e uçuşları durdurduk. Ancak, hakkını vermek lazım. Sağlık bakanımız Fahrettin Koca, kısa kısa açıklamalar yaparken, tedbirlerini de planlıyormuş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tokalaşmayı kaldırıp, elini kalbine götürmesi, bir tehlikenin olduğunu fısıldar gibiydi. Birçok ülke Türkiye’den gelenlerde Korona tespit edildiğini açıklamasına rağmen biz hâlâ “Bizde yok” demeye devam ediyorduk. Şu kadar kişide test yapıldı negatif çıktı diyerek. Tek konuşan Koca’ydı. Tüm bilgileri aksatmadan o veriyordu. Ve gece yarısı açıkladı. Bir kişinin test sonucu pozitif çıkmıştı. (Cuma sabahı da 2 oldu dedi.)
Bir KiŞinin paniĞi Ve ertesi gün. Yani Çarşamba. Evin ihtiyaçları için, Selamiçeşme Carrefour’a gittim. Marketten çıkan her arabada kocaman paketlerle tuvalet kağıdı vardı. Makarna, bakliyat rafları bomboş. Yağmalanmış. Peki ne olmuştu? Bakan “Bir kişide virüs çıktı” demişti sadece. İşte, korkulan panik buydu. Ve o güne kadar Bakan Koca süreci çok iyi yönetmişti. Gerçekten bravo.
Ülkemizde, mutlaka sadece gripten her gün onlarca kişi ölüyordur ama bir kişi Korona paniği yarattı. Böyledir insanoğlu. Bildiği şeyden daha az korkar. Sorunu bilinmeyen yaratır. Yarattı da. Tüm dünya bir ekonomik çöküntünün eşiğinde de değil. Kapıdan girdi bile. Ülkeler, birbirlerine kapıları kapattı. Görünen o ki, tüm piyasalar bu işten nasibini alacak. Ucuz atlatırız inşallah.
Bu arada bir güzel haber var. 2002’deki SARS virüsünün kahramanı biliminsanı Nanshan, Korona’nın Haziran’da biteceğini söyledi. En az 150 ülkeye bulaşacakmış ama bitecekmiş. Baksanıza Çin’de hızı çok yavaşlamış. Hasta sayısı azaldığı için o dev karantina merkezleri, hastaneler de kapanmış. Gel de sevinme.
3 hafta daha sabredin
Bir iç hastalıkları uzmanımız da diyor ki: ”Önümüzdeki 3 hafta çok önemli. Toplumsal mekanlardan mutlaka kaçın. Gençler pek umursamıyor ama 65 yaş üstü için büyük tehlike yaratıyorlar. 3 hafta daha sabredin.” Diğer tedbirleri, uygulamasa da artık herkes biliyor.
Temizlik, temizlik ve de temizlik. Gerisi sizin bileceğiniz iş. Ne yaparsanız yapın da biz yaşlılara zarar vermeyin yeter. Tam bu noktada, tüm sosyal etkinlikler tehir olurken, Avrupa’da olduğu gibi maçların seyircisiz oynanacağı ve okulların 2 hafta tatil olacağı haberi geldi. Oh, nihayet.