31 Mart’ta biten yarış, hakem kararıyla yeniden koşuldu ve Allah’a şükür bitti. Her yarışta olduğu gibi bir kişi kazansa da, aslında 6 Mayıs’ta yaralanan Türk demokrasisi 23 Haziran’da yeniden sağlığını kazandı.
Sabahtan akşama kadar sandığa koşan ve dünyada artık pek görülmeyen katılım oranını barış içinde yaratarak vatandaşlık görevini yerine getiren bu halk, tabii ki dünyanın en iyi idaresini de hak ediyor. Akın akın İstanbul’a oy atmaya gelenlere de ayrı bir parantez açmak lazım. Helal olsun.
★ ★ ★
SİYASETE MESAJ
Evet, İmamoğlu kazandı ama bu neticeyle, halk önce iktidara, sonra da muhalefete, “Artık politikalarını düzelt” dedi. Bir haftadan beri de bu açıkça görülüyor. Bence siyaset dili değişti. Bu da bir kazanım değil mi?
★ ★ ★
MEŞALEYİ YAKAN
Bu seçimi kazanan veya kaybeden ittifaklar tarafında olabilirsiniz. Ancak, lütfen şunu fark edin. Bundan sonra kendisine benzemeyenlerle de uzlaşabilen, müşterekte buluşabilenler kazanacak. Ve lütfen, Muharrem İnce’yi de unutmayın. Çünkü bu meşaleyi o yaktı, İmamoğlu da taşıdı.
Kimler kazandırdı
Her kazanımın mimarları vardır. Şöyle bir düşündüm ve İstanbul seçiminde de ilk sıraya Kemal Kılıçdaroğlu’nu koydum. Adı bilinmeyen bir ilçe başkanını, İBB için seçmesi ve ısrarından dolayı. Hemen arkasına, en az İmamoğlu kadar çalışan CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu ekledim. Olayın kahramanı Ekrem İmamoğlu ise, bende ancak üçüncü sırayı aldı. Tabii Meral Aşener’i unutmadım. Ve İstanbullu seçmenleri de...
Bu da merakım
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Japonya ve Çin seyahati dönüşünde tabii ki İstanbul seçiminin değerlendirmesi çok yönlü olarak yapılacak. Belki birilerinin de başı yanacak. Normaldir. Ben ise, AK Parti’yi, dolayısıyla Erdoğan’ı yeniden seçime gitmeye ve 806 bin 415 oy farkının doğmasına kimin ikna ettiğini merak ediyorum. Zaten, Erdoğan da bunun mesajını, “Artık medyanın manşetlerine göre değil, halkımızın verdiği mesajlara göre hareket edeceğiz” diyerek verdi.
Yine işiniz düşer
Hadi gelin bu haftaki yazımı, Serhad Ravachoğlu isimli vatandaşımızın siyasetin özeti olabilecek harika tweet’i ile bitireyim.
“Kürt olarak yine ilgiye boğdunuz bizi. Hepinize çok teşekkür ederim ama seçimden hemen sonra ilgiyi kestirip atmayın. Yavaş yavaş ilgisizliğe alışana kadar, birkaç hafta daha sevin bizi. Yine işiniz düşer. Bu ülkede seçim bitmez ona göre.”