Erkut CanNiyet okuma falı

HABERİ PAYLAŞ

Niyet okuma falı

Haberin Devamı

Gözaltına alma, tutuklamalarda artık yeni bir yöntem var. Kahve falı, iskambil falı, el falı, yıldız falı gibi. Daha doğrusu hukukta olmayan bir gerekçe.

Niyet okuma...

Olabilir mi böyle bir şey. Ama oluyor. En belirgin örnek de KHK ile ihraç edilen iki eğitimci. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevine yapıştırılan niyetler.

Nedir bunlar:

■ Açlık greviyle geçmiş olayları anımsatmaları.

■ Masumane eylemin asıl amacının ne olduğu.

■ Eylemlerin DHKP-C tarafından organize edildiği.

■ Grevin ölüm orucuna dönüşmesi neticesinde ölüm olursa, örgütün bunu ajitasyon malzemesi yapabileceği.

■ Bu açlık grevini hangi menfaatler karşılığı yaptıkları.

■ Tutuklanmazlarsa adaletin işleyişine zarar verecekleri.

Yapma be bakan bey...

Gerçekten masumane bir eylem için, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Yiyorlar içiyorlar, ertesi gün gelip yerlerine oturuyorlar” bile diyebildi.

Bu da bir niyet okuma değil mi?

Ayrıca bu eğitimcilerin henüz işlediği bir suç da yok. Zararı kendilerine. Amaaa, ölürlerse kimbilir ne menfaatler elde edecekler. Garipliğe bakın.

Cumhuriyet gazetesinin yöneticisi de tutuklandı. Çünkü bir ‘niyeti’ vardı. Sözcü’nün haberi de darbe teşebbüsüyle niyete bağlandı. Nevşin Mengü için de niyet zorlaması yapıldı ama tutmadı. Kısaca artık niyetler okunuyor. Suç yaratılıyor, insanlar tutuklanıyor. Ve bu yazının ana fikri: Her muhalifin bir niyeti vardır.

ATA'YI SİLME BAHANESİ

Geçen gün büyük bir markette kasa kuyruğundayım. Para ödeyen bir bey bağırıyor: “Ben bunu almam. Başkası da almaz. İade et.” Konu neymiş dersiniz:

Pırıl pırıl 1 Türk Lirası. Ama Atatürk’süz.

Biliyorsunuz daha önce Türkçe Olimpiyatları için 1 milyon adet hatıra para bastırmışlardı Atatürk’süz.

Hadi o hatıra paraydı.

Bu defa ‘15 Temmuz şehit ve gazileri anısına’ 1 lira bastırdılar. Hem de 70 milyon adet ve dolaşıma soktular.

Tabii yine Atatürk’süz. Kasadaki beyin almam dediği...

Yani Atatürk’ü paralardan silmek için bahaneler buluyor ve darphaneye emri veriyorlar.

İstense Atatürk rölyefinin de bulunduğu bir tasarım yapılabilir tabii ama dedim ya, Atatürk’ü silmek amaç olunca ne gerek var.

Bakalım sıra hangi banknota ve kimin resmine gelecek. O da yakındır merak etmeyin.

Ben de apartman görevlisine bir tane buldurdum.

İşte yok etmenin resmi.

AZ SOOORA...

‘Dünya Güzellerim’ programının tanıtım filmini seyrettim. Hafızalardan silinmeyecek görüntüler “az sooora”ymış. Tanıtımı bile mizah. Ayol Bülent Ersoy, Safiye Soyman ve Banu Alkan’a ekmek yedirir mi? Kazara ağızlarına bir lokma atsalar onu bile çıkarttırır. Gördük işte. Burcu Esmersoy’a yazık olacak bu Turkish Soleil’de diyeceğim ama o da para için atlamasaymış. İlk tanıtımda sizden önce onlar güldüler. Hadi bakalım size de bol gülmeli yazlar.

PARANIN GÖZÜ...

Vahhabilik böyle bir şey demek ki. Ülkendeki kadınlara yaşam hakkı tanıma, aşağıla, yok say, peçesiz sokağa çıkamasınlar. Ama çıkar söz konusu olunca, gözünün içine bak ve hatta tokalaş. Dedim ama, yoksa ayıp mı ettim? Bu Selman bizim dostumuzdu değil mi? Tüh.

ÖĞRENMENİN YAŞI YOK

“Jajajaahahahjsjs” ne demek biliyor musunuz? Tabii bilenleriniz vardır. Üstelik başka versiyonlarını da... Bilmeyenleriniz benden öğrensin. Aslına bakarsanız, ben de yeni öğrendim, bilgiçlik yapıyorum. “Katıla katıla güldüm” demekmiş. Sosyal medya dilinde. Artık güldüğünüzü anlatmanız için üç kelime yazmanıza gerek yok değil mi. Öğrendiniz işte.

Siz isteyin yeter

Erdoğan, yerli otomobil sevdasını TOBB’da da dile getirince, başkanı “Siz istedikten sonra, biz rahatlıkla yaparız” dedi. Sanki ilk defa duyuyormuş gibi. Yahu Hisarcıklı Bey, Erdoğan bunu yıllardır telaffuz ediyor. Mümkün değil ama galiba dalgınlığınıza geldi. Sizden üç gün önce de TÜSİAD’da bir ‘babayiğit’, “Montajcılıktan kurtulalım” demişti karşısındaki montajcılara. Onu da mı duymadınız? Ama olsun. Siz noktayı koydunuz. Şaka gibi.

CIZZZ

Melih Gökçek, darbe sonrası 362 kişiyi açığa almış. İyi de onları kim işe aldı acaba?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder