Üç ay süren, ‘kıymetlileri’korumak için yaratılan mahpus hayatımız, bizler hafta içi bir gün beklerken Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sürpriz yapılarak tamamen kaldırıldı. Ama bir şartla: Sabah 10, akşam 8 arası. “Sabah serin olur üşütürsün, akşam 8’den sonra kurt kapar, kıyamam ben kıymetlime” denilerek herhalde. Bir de muziplik yapayım. Akşam 8’den sonra hangisi delleniyor da bu saat kondu acaba? Korona mı, 65+’mı? Ne dersiniz? Sorun büyüklerinize.
ŞAŞIRTICI MANZARA
Pazar günü torunum Beliz geldi. “Dede deniz kenarına, çocukparkına gidelim”diye. Gittik ama duramadım. Sahil mahşer. Kontrollü normalleşme tedbirlerinden hiçbirine uyulmamış. Herkes dip dibe ve çoğunluk maskesiz. Bebeğimi ağlatarak döndüm. “Tamam bulaştırın birbirinize.
Artık kendi düşen ağlamaz”diyerek. Bu pandemide hayatlarını ortaya koyan ve vefat eden sağlık görevlilerine yazık olduğunu düşündüm. Ve çok üzüldüm. Çünkü virüsün etkisinin zayıfladığına dair bilimsel bir veri olmadığını Sağlık Bakanı sürekli söylüyor, Ama duyan kim? Vaka sayısının, bırakın yüz altına düşmeyi, dokuz yüzün altına bile düşmediğinin farkında değiller. ‘Tedbir’ lügatlarında yok.
BİR DE SORUM VAR
Sayın Bakan Koca, ölümlerin yüzde 93’ünün 65 yaş üzeri kişilerden olduğunu söylediniz. Bizler üç ay ev hapsindeydik. Kimseyle temasımız olmadı. Peki yaşıtlarımızı kim, ne öldürdü?
VE AYASOFYA
Kendimi bildim bileli Türkiye’nin değişmeyen gündem maddeleri vardır ve bunlardan biri de Ayasofya’dır. 1934’de Cumhuriyet hükümetinin kararıyla müzeye çevrilmiş ve ibadete açılması isteği bir süre durmuştu. Bu tartışma yeniden gündem oldu. İktidarda kim olursa olsun, cemaat ve tarikatlar ajandalarındaki o sayfayı hiç kapatmazlar. Ayrıca Ayasofya’da ezan da okunur, namaz da kılınabilir.
Kimse engel olmaz. Yıllar önce, bu tartışma yine çıkmış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz önce hemen yanı başındaki Sultanahmet Camii’ni doldurun da ondan sonra Ayasofya’yı isteyin”demişti. Sonrasında da, “Yurt dışında bizim de yüzlerce camimiz var.
Oradakilerin de dönüşmesini isterlerse, ne olur”diye ilave etmişti. Bence de. Hem hükümet, hem tarihçiler, hem de müzeciler buna dikkat etmeli. Tarihsel bir kazanım elde etmek istiyorsak eğer bunu sağlayacağımız, kıtalara hükmetmiş bir tarihimiz var Allah’a şükür. Büyük devlet oluşumuz buna yeter.
“Ayasofya’dan çan sesi değil, Allah’ın izniyle azan sesi yükselecek”demek ise bu konuşmayı yazanların tarih bilmezliğini gösteriyor.. Çünkü, 1453’ten beri Ayasofya’nın çanları çalmıyor. Ayrıca çan sesini aşağılayarak milliyetçilik yapılmaz.
Milliyetçilik, milleti temel alır, dini değil. Yok, her şeye rağmen Ayasofya ibadete açılacaksa, CHP sözcüsü Öztrak, noktayı koymuş: “Bir kararname ile açabilirsiniz.”